| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
MHP GRUBU ADINA HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2023 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlarım.
Tarım ve Orman Bakanlığı, birçok konuda Türk tarımına yön vermekte ve çiftçilerimizin karşılaştığı sorunları çözmede büyük gayret sarf etmektedir. Son yıllarda iklim değişikliği sebebiyle küresel ölçekte yaşanan taşkın, yangın ve kuraklık gibi doğal afetler tüm ekosistemi ve toplumu tehdit etmekte, bu afetlerin görülme sıklığı, etkisi ve süresinde artışlar gözlenmektedir. Türk milletinin ve gelecek nesillerinin iyi yaşam standartlarının sağlanabilmesi için iklim değişikliğine karşı gerekli önlemleri almak artık kaçınılmazdır.
Tarımsal üretime dayanan sağlıklı gıda temini ve güvenliği, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yol açtığı etkilerle tehdit altındadır. Özellikle iklim değişikliği kaynaklı kuraklık, sel ve fırtınalar da tarımsal üretimi tehdit etmektedir. Ülkemizde iklim değişikliği nedeniyle yağış rejimindeki değişiklikler bazı bölgelerimizde aşırı yağış ve sel felaketi, bazı bölgelerimizde kuraklık ve su döngüsünde görülen kırılganlıklar olarak ve bazı bölgelerimizde ise büyük orman yangınları olarak karşımıza çıkmaktadır. Durum böyle iken tarımsal kullanımda su tasarrufuna yönelik çalışmalar yapılmalı, modern sulama sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Basınçlı, kapalı sulamaya geçilmesinde destekleme yeterli olmuyorsa destekli mecburiyet modeline geçilmelidir. Tarımsal üretimde kullanılan su sayaçlarında kayıtsızlığın önüne geçilerek tamamen kayıt altına alınması da zorunlu hâle getirilmelidir. Yer altı su kaynaklarının denetimsiz kullanımına son verilmelidir.
İklim değişikliği hastalık ve zararlı popülasyonlarında artışlara neden olmakta, bu da tarım sektörünü olumsuz etkilemektedir. Kuraklık en çok hububat, baklagiller ve yem bitkileri üretimini etkilemektedir. Aşırı sıcak, kuraklık ve beklenmeyen hava olayları nedeniyle oluşan afetlerle biyoçeşitlilik azalmakta, verim kayıpları yaşanmakta, ekim dikim ve hasat zamanında değişiklikler meydana gelmektedir. Bu sebeple iklim değişikliğine uygun olacak şekilde, dayanıklı çeşitleri deneme ve üretim alanları arttırılmalıdır. Ayrıca daha iyi tarım yapabilmek için kimyasal gübre kullanımı azaltılmalı, yeşil ve organik gübreleme yaygınlaştırılmalıdır. Meyvecilikte kuraklığa dayanıklı tür ve yeni çeşitlerin bölgelere adaptasyonu sağlanarak üretimindeki oranları arttırılmalıdır. Havza bazlı ürün deseni çalışması yapılarak çiftçiye, yetiştirebileceği ürünlerle ilgili önerilerde bulunulmalıdır. Özellikle kuraklık zamanlarında zararlarından en az etkilenecek şekilde ürün deseni gözden geçirilmelidir, su durumuna göre ürün desen planlamaları yapılmalıdır.
Sayın milletvekilleri, iklim değişikliği etkileri çayır ve meralarda verim düşüklüğüne neden olduğu için dolaylı olarak hayvancılık faaliyetleri de etkilenmektedir. Bunun için iklim dostu tarımsal destekleme modeli oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Kuraklığa, soğuğa ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerin kullanım alanları arttırılmalıdır. İklim değişikliğinin tarım üzerine etkileri aşırı sıcaklar nedeniyle kuru tarım yapılan bölgelerde verim düşüklüğüne, sulu tarım yapılan bölgelerde ise bitkilerin sıcaklık stresine girmelerine neden olmakta ve yeterli sulama yapılsa dahi verimlerini düşürmektedir. Bundan dolayı bir süre sonra havzalar arası su transferi de sorunu çözemez duruma gelecektir. İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı sıcaklık hayvanlarda strese sebep olmakta, yem tüketimleri, döl verimleri, et ve süt verimleri düşmektedir. Hayvan hastalıkları artarak hayvan kayıpları da meydana gelmektedir.
Hava ve sıcaklık şartlarının değişmesi sonucu oluşan kaba yem üretim deseni değişmektedir. Bu kapsamda iklim şartlarına uygun kaba yem ekimi yapılmalı ve hayvancılık işletmelerinin planlanmasında yörenin kaba yem ekimi ve sıcaklık durumu göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Yeterli çayır, mera amenajmanı yapılmaması, hayvansal gübrenin uygun kullanılmaması, kontrolsüz otlatma, bilinçsiz tarımsal salma sulama, tarımsal ilaç, kimyasal gübre kullanımı ve anız yakılması nedeniyle toprağın yapısının ve tarımsal ekolojinin bozulduğu görülmektedir.
İklim değişikliğine uyum hususunda aslında en başta söylenmesi gereken, üreticilerin TARSİM'den ürünlerini sigortalatma zorunluluğunun getirilmesidir. Bunların yanında, Toprak Koruma Kanunu kapsamında belediye gibi planlayıcı kurumların görevlerine sahip çıkarak tarım arazileri üzerine yapılan izinsiz yapıların iş ve işlemlerini takip etmeleri ve Bakanlıkça tespiti yapılan tarım dışına çıkarılmış arazilerdeki uygunsuzlukların yetki ve görev çerçevesinde işlemlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bunun yanında tarıma açılan hazine arazileri kontrol altına alınmalı ve tarım yapılıp yapılmadığı sıkı denetlenmelidir. Bu alanlarda özellikle organik tarım desteklenmelidir. Çiftçi Kayıt Sistemlerinde tarımsal faaliyet alanlarının hepsinin sisteme kaydı mümkün değildir. Mülkiyet, veraset, ortakçılık hakkı gibi problemlerden dolayı tarımsal faaliyet alanlarının kayıt altına alınmasına yönelik Bakanlıkça çalışma yapılarak ÇKS kayıtlılık oranı artırılmalı ve kayıt zorunluluğu getirilmelidir. Kadastrol yolu bulunmayan mera alanları içerisinde kalan özel, tüzel kişilere ait arazilere ulaşım sorunu yaşanmaması için kanun ve yönetmelik çerçevesinde yapılacak değişikliklerle ulaşım imkânı sağlanmalıdır. Hayvanlar tarafından kullanılması mümkün olmayan, yüz ölçümü küçük ve yerleşim yerleri arasında kalmış meralar kanun kapsamında değerlendirilerek taşınmazların hukuki durumunun ele alınması, vasıflarının değiştirilmesi kanun nezdinde sağlanmalıdır.
Orman sınırları içerisinde kalan ancak zamanla orman vasfını kaybetmiş alanların -ülke hayvancılığının geliştirilmesi konusu da düşünülerek- Mera Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin kırsal kalkınma modeli olarak önerdiği, 1969 yılından beri programında yer verdiği "tarım kentleri" aradan geçen onlarca yıla rağmen ülkemiz açısından değerini ve önemini korurken iklim değişikliği etkilerine karşı hem kırsal alan için hem tarım için uygulanması gereken bir model ve çaredir. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine uyumlu tarımsal üretim için ülke genelinde kısa, orta ve uzun vadeli ürün desen planlaması yapılarak dirençli tarım kentlerinde uygulamaya geçirilmesi mümkün olacaktır. İklim değişikliğinin tarımsal ürün verimliliği üzerine etkilerini belirleyebilecek mahsul simülasyon modelleri geliştirilerek ülke tarımının kullanımına sunulmalıdır. Bu sayede, iklim değişikliği etkileri tehditken bir avantaja çevrilmiş olacaktır. Partimizin tarım kentleri önerisi, küresel ısınma kaynaklı doğal afetlere ve tarımsal üretimi tehdit eden su kıtlığına karşı dirençli kent anlayışıyla uygulanmalıdır. Tarım ve hayvancılığın, stratejik değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan gıda güvenliği ve yeterli gıda temini açısından birincil kaynak olduğunun bilinciyle ele alınması hayatidir. Bu yolda yapılan çalışmaları takdirle karşılıyoruz, hâlâ yapılması gereken çok iş olduğunu da biliyoruz.
Sözlerime son verirken milletin gerçekten efendisi hâline getirmemiz gereken çiftçimizi, köylümüzü ve hayvan yetiştiricilerini selamlıyorum. Bütçenin milletimize hayırlı olması dileğiyle Genel Kurulu selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)