| Konu: | Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve İzmir Milletvekili Özcan Purçu'nun 362 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 363 sıra sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin üçüncü tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 08.12.2022 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerim; bugün, tabii, Özgür Özel Bey gün başladığından itibaren kendisi bir girizgâh yapıyor; daha sonra, sabah bir buçuk saat uzunca bir konuşmalar silsilesi yaptık, bir öğle yemeği arası verdik; geldiğimizde Özgür Bey çayımızı tamamlayamadan yeni bir tartışma başlığı açmıştı. Doğrusu, tabii, Sayın Başkanım, o an cevap vermek çok önemli; gelip sizden de söz rica ettim fakat siz konuşmaların tamamlanmasını rica ettiğiniz için ben sizin bu teklifinize icabet ettim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Tabii, araya zaman girdiği zaman bir anlam kayması oluşuyor. Benim asıl isteğim, vaktizamanında cevap vermekti, o yüzden... Özgür Bey'i böyle tam işitemedim ama tutanakları alıp okuyarak ancak cevap vereceğim; tabii canlı dinlemenin etkisi daha farklı oluyor, onu ifade etmek isterim.
Meclis Başkanımızla ilgili olarak, Sayın Şentop'la ilgili olarak Külliye'de yapılan bir toplantıya katılmasından yola çıkarak Sayın Grup Başkan Vekili diyor ki: "Kendisinin Başkanlığına nasıl itimat edeceğiz?"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi Anayasa'nın 94'üncü maddesinin son fıkrasına baktığımız zaman, sadece Meclis Başkanının değil, Meclis Başkan Vekillerinin de aslında aynı sorumlulukları haiz olduğunu görüyoruz. Bu madde, 94'üncü madde bir tarafsızlık tanımı yapmıyor. Yani tarafsızlık tanımını Özgür Bey'in yaptığına göre herhâlde tanımlamayacağız, bizim elimizde olan şey bu. Tarafsızlık tanımını yaparken kanun maddesi, Anayasa maddesi burada belirtiyor; siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde ya da dışındaki faaliyetlerine katılmasından bahsediyor, "görevi gereği olanlar hariç" diye de ifade ediyor.
Şimdi, başka ülkelere baktığımızda, Meclis Başkanlarının zaman zaman bazı ülkelerde tamamen istifası isteniyor parti görevinden, milletvekili olarak kalmakla beraber partisinden istifası isteniyor. Bazı ülkelerde, örneğin partisiyle bağı devam ederken Meclis Başkanı olmasında hiçbir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - ...problem yok hatta Meclis grubunun, kendi partisinin grubunun başkanı ama aynı zamanda Meclis Başkanı olanlar var mesela Sırbistan gibi.
Şimdi, Değerli Başkanım, şuraya bağlayacağım: Eğer yanlış hatırlamıyorsam, ben hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı programda Haydar Akar Bey'i gördüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tabii, tabii...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Oradaydı, bak, parti içi bir program; zaten böyle deklare edildi: "Parti içi bir eğitim programı." Haydar Akar Bey orada. O zaman biz de mi böyle diyeceğiz: "Biz nasıl güveneceğiz, nasıl itimat edeceğiz tarafsızlığına?" mı diyeceğiz? Eğer bu iddia varsa bir defa önce kendileri bunu yapmayacaklar. Kaldı ki, yani Meclis Başkanımız Cumhurbaşkanına selam vermeyecek, yanından hiç geçmeyecek; böyle bir kural mı vardır?
VELİ AĞBABA (Malatya) - AK PARTİ Genel Başkanı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bu toplantı için insanlar davet edilebilir, kendisi bu toplantıya katılabilir, bu katıldığı toplantının niteliğinin bire bir parti grubuna ait bir toplantı olup olmadığı meselesi önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O yüzden yani böyle bir iddiayı söylerken bence bunu bir taraftan hem kendilerinin yapmamış olması gerekir hem de bu tarafsızlık tanımının Anayasa'dan neşet eden bir tavır içerisinde anlaşılmasının Anayasa'ya dayanması gerekir, oradan neşet etmesi gerekir.
Şimdi, tabii, pek çok konuşma vardı ama bunlardan bir tanesi Özcan Purçu'nun, İzmir Milletvekili, konuşmasını dinledik, dinlerken beynimiz yandı, beynimizin yanması yetmedi, bir de aldık metni, metnin içerisinde feci, ağır ifadeler var Sayın Başkanım. Zaten konuşma devam ederken ben ve Salih Cora arkadaşım ayağa kalkarak itirazımızı dile getirdik.
Şimdi Sayın Başkan, biz sabah yaklaşık bir buçuk saat burada bu konuyu konuştuk. Bu konuşmalar esnasında bir tane insan var mıdır olan bitenle alakalı "Aa, sorun yok." diyen? Yok. Hepimiz, hep aynı şeyi söyledik; benzer, benzer, bire bir aynı cümleleri kurduk. Bu cümleleri kurduktan sonra da beraber bir karar aldık; arkaya geçtik, hepimiz kendi partimizdeki yetkili arkadaşlarımızla, ben Cumhurbaşkanımızla konuştum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Dedik ki: Bir araştırma komisyonu kuralım, araştıralım. Şimdi, bu konuşmaları biz hiç yapmamışız gibi sayın hatibin buraya gelerek bu kadar ağır ifadeler kullanmasına ne anlam vereceğiz? Maşallah yani bize söylemediği bir şey bırakmıyor, o kadar ağır hakaretler var ki. Mesela "oy için susmak" efendime söyleyeyim, hakaret ediyor, bize söylüyor "Siz bunları büyüttünüz; sizsiniz, bunları besliyorsunuz." diyor, en ağırı bu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Haklı da.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Neresi haklı? "Siz bunları besliyorsunuz." diyor. Şimdi, bu söylenebilecek bir şey değildir Sayın Başkan yani bugün bu konuşmaları yaparken bahsedilen konu üzerine bunu söylüyor. Bu, çok ağır bir ithamdır ve biz grubumuz adına, partimiz adına bu ağır ithamları aynen iade ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Üstelik de bu üslubu bugün sabah Genel Kurul açıldığında birlikte oluşturduğumuz o konsensüse son derece muhalif buluyoruz. Bu konuşmalar, Genel Kurulun konuşmaları bir bütünlüktür. Eğer bir milletvekili...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Son cümlem...
Tabiidir, milletvekili dışarıda olur, kendi konuşacağı zaman gelir ama bu konuşmalar bu Genel Kurulda hiç olmamış gibi, bunlarla alakalı biz hiç kanaat belirtmemişiz gibi bu kadar ağır ithamlarda bulunuyorsa o zaman bu, gerçekten bir kötü niyettir; bu, Genel Kurulun insicamına, asaletine de yakışmayan bir tavırdır, bunun da altını çizmek isterim. Başka şeyler de vardı sayılanlar içerisinde ama en önemli gördüğüm ki konu bunlardır, ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.