GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:31
Tarih:07.12.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2023 yılı merkezî yönetim bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce, dün burada yaşadığımız üzüntü verici olaya kısaca değinmek istiyorum.

Değerli milletvekili arkadaşımız, Trabzon Milletvekilimiz, sevgili kardeşim Hüseyin Örs'e AK PARTİ Bursa Milletvekili Zafer Işık tarafından gerçekleştirilen saldırıyı buradan şiddetle kınıyoruz. Gazi Meclisimizde yapılan bu saldırı milletin iradesine ve partimize yapılmıştır. Dün yaşadığımız bu vahim olayı bizler gibi AK PARTİ milletvekillerimizden birkaç kişinin haricinde hiç kimsenin tasvip edemeyeceğini düşünüyoruz. Hiç kimse dün yaşadığımız olaylara onay veremez fakat değerli vekilin yaptığından pişman olmadığını, üzüntü duymadığını ve özür dilemeyeceğini açıklaması gerçekleştirilen saldırının bilinçli bir hareket olduğunu göstermektedir. Gazi Meclis bu tür olayların vuku bulacağı bir alan kesinlikle değildir. Çok şükür, Hüseyin Hocamızın durumu gayet iyi, hızla sağlığına kavuşmaya başlamıştır ama şurası açıktır ki bu saldırı Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçmiştir ve milletimizin hafızasında ve kayıtlarda yerini alacaktır.

Değerli milletvekilleri, Gazi Meclisin çatısı altında olabilecek en makul seviyede siyaset yapmaya çalışıyoruz. İYİ Parti kurulduğu günden bugüne Türkiye'de siyaset kurumunun kalitesini artırmak, siyasetin dilini temiz, yapıcı ve birleştirici bir üsluba dönüştürmek için çok büyük bir çaba harcamaktadır. Bu anlayışla, İYİ Parti olarak bir taraftan burada milletimizin sorunlarını dile getirerek çözüm önerileri sunarken diğer taraftan da ülkemizin ve milletimizin yararına olan çalışmaları destekliyoruz. Bu nedenle, ülkemiz ve milletimiz için çıktığımız bu yolda doğru bildiklerimizi, her şeyi söylemeye devam edeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de bizi bu yolumuzdan döndürmek ve bizi kavga ortamına çekmek isteyenler elbette olacaktır, biz bunların hiçbirine aldırmayacağız. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in söylediği gibi, hiçbir ahlaksız yumruk bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayırmayacaktır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, özellikle, Türkiye'nin bugün enerji konusunda ciddi handikaplarının olduğunu biliyoruz. Bugün, Türkiye'nin kurulu gücü yaklaşık 102.281; herhâlde son devreye alınanlarla beraber 103 bin megavat civarındadır. Bunun yüzde 30,9'u hidrolik enerjiden, yüzde 24'ü doğal gazdan, yüzde 20'si kömürden, yüzde 10'u rüzgâr, yüzde 8'i güneş, yüzde 1,6'sı jeotermalden üretilmektedir. Tabii, bu arada, üretilen bu enerjinin yüzde 32'si kamuda, yüzde 68'iyse özel sektördedir.

Şimdi, burada şunu vurgulamak istiyoruz: Özellikle belli puant dönemlerinde, bizim, yaklaşık 103 binlik kurulu güce rağmen, kullandığımız güç 56.304 civarındadır; bu, neredeyse yüzde 50'si gibi. Hâlbuki bu manada daha iyi bir planlama, daha iyi bir projeksiyon yapılırsa kurulu gücü daha efektif kullanabiliriz diyoruz çünkü dünyada kabul gören, kurulu güç ile puant arasındaki fark yüzde 20 ile 25 arasında cereyan etmektedir. Tabii, özellikle son dönemde enerjiye ödediğimiz rakamlar ciddi oranda artmaktadır. Sadece bu yılın ocak ve eylül aylarında, yüzde 135 artışla 73 milyar 850 milyon dolar para ödemişiz. Veriler göstermektedir ki ülkemiz enerjide tam bir bağımlılığa sürüklenirken bu durum hem vatandaşımıza hem de devletimize ağır bir külfet getirmektedir. Kaldı ki işsizliğin önüne geçmek için her geçen gün bizim kurulu gücümüzün yanı sıra, hem onu, istihdamı artırmak hem de enerji üretimine ciddi destekler vermemiz gerekiyor.

Özellikle, yenilenebilir enerji konusunda hâlâ istediğimiz seviyede olmadığımızı sizler de biliyorsunuz. Bugün, üretilen enerjide güneş enerjisi yüzde 8,8; jeotermal enerji yüzde 1,6; rüzgâr enerjisi yüzde 10,9. Bugün, özellikle Avrupa'da yenilenebilir enerji konusunda ciddi yatırımlar ve ciddi destekler var. Bu manada, ülkemizde de muhakkak belli desteklerin verilmesi lazım, bu gücümüzü net olarak kullanmamız lazım. Ortalama aydınlanmamızın bin sekiz yüz saat olduğu bir yerde, bugün, Almanya özellikle bin dört yüzler mertebesinde; bizden daha fazla güneş enerjisinden istifade ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu çerçevede, her türlü desteği yenilenebilir enerji kaynaklarına vermemiz gerekiyor. Mesela, özellikle barajların üzerindeki depolama alanları üzerinde enerji panelleriyle çok rahat enerji üretmek mümkün, bunu çeşitlendirmek mümkün. Tabii, bütün bunları söylerken bunun altyapısını da oluşturmak lazım yani rüzgâr türbinleri için hâlâ dışarıya para verdiğimiz sürece, jeneratörlere para verdiğimiz sürece, enerji panellerine ödemeler yaptığımız sürece bu rakamları aşağıya çekme şansımız mümkün değil, bunlara yatırım yapmadan da enerji maliyetlerini aşağıya çekmek mümkün değil.

Özellikle, hep söylüyoruz, savunma sanayisinde Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra çok ciddi adımlar atılmıştır. Bu konuda da rahmetli Erbakan'ın "Teksan" diye Ankara'da kurduğu bir türbin fabrikası vardır. Maalesef o günden bugüne hâlâ bu fabrikayı biz belli bir standarda getiremedik. Hâlâ basit alt taşeron işleriyle işi yürütmeye çalışıyor. Dolayısıyla bizim, enerjinin altyapısına ciddi oranda yatırım yapmamız lazım ki bu rakamlar düşsün. Bize verilen rakamlara göre, bugün Elektrik Üretim AŞ'nin yaklaşık maliyeti 1,1 TL; özellikle, verdiğiniz garantilerle güneş enerjisinde bu 13 sent, hidrolikte 7 sent, rüzgârda 12, yine, biokütlede 13 sent yani ortalama verdiğiniz garantiler 7 sent civarında, 7 senti bugünkü rakamlara çevirdiğiniz takdirde, rakamın nerelerde olduğunu hepimiz daha iyi biliyoruz. Aynı şekilde, Elbistan'da da verdiğiniz rakamı TL'ye çevirdiğiniz zaman 15 sent kilovatsaat, o da 3 TL civarında . Bugün, bu rakamlara mal ettiğiniz enerjiyi ne yapıyorsunuz? Meskenlerde 90 kuruştu, 170 kuruşa çektiniz; tarımsal sulamada 175'ti, 284; sanayide 100'dü, onu da 532 kuruşa çektiniz. Bunların artışlarına baktığınız zaman korkunç; sanayide yüzde 400 zam yapmışsınız, meskende yüzde 92, tarımsal sulamada yüzde 170 oranında enerji fiyatlarına zam yapmışsınız. Enerjinizin maliyetine de baktığınız zaman bunun çok üzerinde. Otomatikman, işte... Sayın Bakanın geçen de bir beyanatı vardı: "100 milyar civarında katkı sağlıyoruz, enerjiye destek veriyoruz." Biz arzu ediyoruz ki insanların alım gücü artsın, üretim gücü artsın, siz de bunları desteklemeyin. AK PARTİ iktidara geldiği gün söylediği şuydu: "Biz, 2 milyon 300 bin aileye destek veriyoruz." Bugün geldiği rakam itibarıyla, 6 milyon küsur aileye destek veriyorsunuz. Bunun anlamı nedir? 2 milyondan 6 milyona yoksul sayısı arttı. Dünyanın hiçbir yerinde "Biz iktidara geldik, yoksul sayısını artırdık." diye övünen bir iktidar ben tanımıyorum. Hâlbuki iktidarların görevi... Sizin yüzyıl hedefleriniz de var, buradan ona girmek istemiyorum; özellikle, işte, kişi başı millî gelir açısından 25 bin dolarlardan, büyümede ilk 10'ların içindeki rakamlardan bahsediyorsunuz. Bu, ülkenin zenginliğinin emareleridir diye düşünüyoruz ama bu rakamların tutmayacağını bugünden hepimiz biliyoruz.

Şimdi, yeni bir vizyon açıkladınız, "İkinci Yüzyıl Misyonu". E, 1'inci yüzyılın sonuçları size gelecekle ilgili ipuçları verecektir. Yani verdiğiniz hiçbir rakam tutmadığı sürece -ben anlamıyorum- yeni koyacağınız hedeflere kimi inandıracaksınız, kim sizin orta yere koyduğunuz hedeflere güvenerek bu işi yapacak? Dolayısıyla, sizin ortaya koyduğunuz enerji üretimi de dâhil, piyasalar da dâhil, rakamların net, anlaşılabilir, gerçekleşebilir olması, hem uluslararası arenada hem de Türk müteşebbisler tarafından satın alınması lazım ama bugün sizin orta yere koyduğunuz üretim ve ekonomik göstergelerle ilgili hiç kimsenin inandırıcı bir tarafı maalesef yok.

Diğer taraftan, Akkuyu Nükleer Santrali... Biz, Türkiye'de üretimin her türlüsünü desteklemeye çalışıyoruz. Sadece şunu söyleyeyim: Verdiğiniz altmış yıl garantiyle bu firmaya ödeyeceğimiz para -biz zaten bunun 2 megavatını satın almayı 12 sent/kilovatsaatten garanti etmişiz, gerisini istediği alana satabilir- burada 35 milyar doları buluyor. Biz, yap-işlet-devret, yap-işlet-devam et, kamu-özel iş birlikleri gibi projelere karşı değiliz; biz sizin bunlara oluşturduğunuz maliyetlere karşıyız yani "Bizim cebimizden 1 kuruş çıkmıyor." dediğiniz her projeye. Hem otoyollarda araç garantisinden dolayı hem hastanelerde hasta garantisinden dolayı hem elektrik üretiminde kilovatsaat başına verdiğiniz garantilerden dolayı işte bu sıkıntıları yaşıyoruz; bu memleketin iki yakası bir araya gelmiyor.

Son dönemde bir şeyler daha yapıyorsunuz, özellikle belli rakamları ilan ettiniz. Sayın Bakan, biz bunu destekliyoruz. Siz rakamları ilan edin, zaten satılacak yer belli, kim ne kadar yatırım yapmak istiyorsa yapsın; buna engel olmayın. Mesela, son dönemde güneşle ilgili "Üreticiler, yatırımcılar kendi tükettikleri enerji miktarının 2 katı kadar bu enerji sistemini kurabilir." dediniz ve engel oldunuz. Bırakın, istedikleri kadar kursunlar yani bunun sizi rahatsız eden tarafı ne? Hem "Enerjiye ihtiyacımız var." hem "Ucuz enerjiye ihtiyacımız var." diyorsunuz hem de bu tür bariyerleri koyuyorsunuz. Dolayısıyla, rakamı siz tespit ettiğiniz sürece -rakamlar zaten belli- bırakın, insanlar istediği kadar enerjiyi istediği şartlarda üretsin. Tabii, bu enerjiyi tüketirken de dikkat etmek lazım. Bugün, özellikle akıllı binalarda veyahut diğer yapılarda izolasyon dâhil veyahut da su tüketimi dâhil, artık, biz, buradaki arkadaşlarımız yeşil enerjiden bahsediyoruz. Arkadaşlar, söylem başka bir şey, eylem başka bir şey; ses var, görüntü yok; sizin ortaya koyduğunuz durum bu. Onun için, buna da geçmek için yeni imar planlarında veya yeni inşaat ruhsatlarında demeniz lazım ki: "Bu suyun geri dönüşümünü yapmalısınız veyahut da enerji tüketimine yönelik yeterli izolasyonların muhakkak yapılması lazım ki enerji tüketiminde mesafeler katedebilelim."

Tabii, yine bunun yanı sıra özellikle bölgesel tarifeleriniz var. Yani, siz "Dağıtımı özelleştireceğiz." dediniz, rakamlar aşağıya gelecek diye ümit ettik ama maalesef bunların yaptığı yatırımları denetleyemiyorsunuz. Diyorsunuz ki "Normal şartlar altında dağıtım şirketleri kendi alt şirketlerine bu işi ihale edemezler." ama maalesef bugün bütün dağıtım şirketleri ki zaten Türkiye'de enerji alanında olsun, farklı sektörlerde olsun bilinen 5 firmanın dışında bu işleri yapan kimse yok... Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki: "Dünya 5'ten büyüktür." Biz de buna aynen katılıyoruz ama Türk müteşebbisi, Türk yatırımcısı da sizin 5'li grubunuzdan daha büyüktür, ben de bunun, burada altını çizmek istiyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bu tüketimle ilgili kesinlikle bölgesel tarifeye geçmelisiniz yani Hakkâri'de veyahut da güneydoğuda yüksek kayıp kaçak oranlarıyla oluşan rakamları batıda, Aydın'da birilerine ödetmemelisiniz diye düşünüyoruz. Aynı şekilde, netice itibarıyla, dönüşü itibarıyla bunların yatırımları muhakkak ülkemize geri dönecek. Bu yatırımların da muhakkak denetlenmesi lazım diye düşünüyoruz.

Tabii, süre kalmadığı için özellikle bir iki konuya daha değinmek istiyorum. İletim hatları Türkiye'nin can damarları gibidir. Sakın ola ki bunları özelleştirmeye kalkmayın. Aynı şekilde, boru hatları bir vücudun kan damarları gibidir, bunları özelleştirmeye kalkmayın. Aynı şekilde, işte "Türkiye'de Mavi Akım'la, Türk Akımı'yla elde ettiğimiz gazı Avrupa'ya gönderiyoruz." Diyorsunuz, "Putin'le aramız gayet iyi, Türkiye'yi bir gaz dağıtım merkezi hâline getireceğiz." diyorsunuz. Peki, biz bundan bir şey anlamak istiyoruz, diyoruz ki: Bütün bu olaylardan dolayı Türkiye'de doğal gaz fiyatlarının düşmesi lazım. Bu kadar ilişkiler var, bu kadar diyaloglar var; Türkiye olmadan Avrupa da gazı tüketemediğine göre... Ama bugün Türkiye'deki gaz fiyatlarındaki artış yüzde 100'lerin üzerinde. Yani söyledikleriniz ile gerçekleşenler arasında çok ciddi farklar var. Biz ümit ediyoruz, bu ilişkilerinizden Türkiye istifade eder diye düşünüyoruz ama maalesef geldiğimiz nokta itibarıyla, bugünkü rakamlarla insanlar kombilerini, bildiğiniz, o evdeki kombilerini... Eskiden radyolar vardı, radyolar, üzerlerinde böyle çok güzel tenteler olurdu, süs gibi evin bir tarafında, başköşede dururdu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bugün sizin sayenizde evdeki kombiler de aynen evin bir köşesinde süs eşyası olarak, üstü gayet güzel kamufle edilmiş vaziyette duruyor. Hâlbuki diyorsunuz ki: Almanya Parlamentosunda gaz yanmadığı için, enerji tasarrufundan dolayı ısınamıyorlar, battaniyeyle oturuyorlar. Vallahi, Amerika'ya biz bir ara maske göndermiştik, ben buradan teklif ediyorum, Almanya'ya da biraz enerji gönderelim de hiç olmazsa -adamların durumu vahim- sayemizde bu işlerden kurtulsunlar diyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Almanya bizi kıskanıyor(!)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ben, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçemizin devletimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Gaz üretiyoruz "540 milyar rezerv bulduk." diyorsunuz, gayet tabii ki bu yatırımların tamamını da destekliyoruz. Ümit ediyoruz ki Doğu Akdeniz'de de bir an önce, aynı şekilde bu gazla ilgili sonuçlara ulaşırız diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)