| Konu: | CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYDIN AĞAN AYAYDIN VE 20 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN, ESENYURT BELEDİYESİNİN YAPTIĞI İMAR USULSÜZLÜĞÜNÜN VE BU KONUDA MAĞDUR OLAN VATANDAŞLARIN SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 12/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 6 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2013 |
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; CHP grup önerisi aleyhine söz aldım. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
CHP'nin grup önerisi aleyhine olduğumuzun nedenlerine gelmek isterim. Değerli arkadaşlar, Meclisimiz son zamanlarda çok yoğun işler, çok önemli reformlar yapma iradesini çok net ortaya koyuyor. Çok lokal sorunların, Meclisin gündemi olmaksızın çözülebilecek idari sorunların, yargının, belediyenin, belki bir bakanlığın çözebileceği sorunların bu Meclis gündemini saatlerce işgal etmesini ben çok şık bulmuyorum. Usul ekonomisi bizim medeniyet algımızın esaslarından bir tanesi. Biz, çok konuşup az iş yapmak yerine az konuşup çok iş yapmayı tercih eden insanlarız. O yüzden, Esenyurt Belediyesinin yapmış olduğu "iddia edilen hatanın veya olmayan durumun" bu Meclisin saatlerce gündemini almasını şık bulmuyorum.
Ben, Sayın Ayaydın'ı çok saygın bir kişi olarak tanırım, bilirim yıllardan beri. Bu konuyu beraber Meclisin dışında konuşuruz. Ben gerekli belgeleri, bilgileri gösteririm kendisine. Beraber yapacak bir şey varsa yaparız, hiç sorun değil. Çünkü, AK PARTİ iktidarı on yıldan beri kendine düşen her türlü işi muhataplarının az veya çok olmasına bakmaksızın sorunu olan, bir inşaat firması da olsa, bir kişi de olsa bunu masaya yatırıp çözmek bizim en büyük gururumuz diye düşünüyorum. Esenyurt'ta sorun yaşayan insanlar varsa -ki az sayıda var- bunu çözmek de bizim görevimiz fakat Meclisin işi değil değerli arkadaşlar.
Bakınız, öncelikle, CHP'nin bu grup önerisine neden hayır dediğimizi ifade etmek istiyorum. Bir defa, çok özensiz hazırlanmış. Her paragrafta çok farklı ifadelerin, çok ciddi çelişkilerin olduğu bir önerge. Bir paragrafında "Çok fazla ihmal verilmiş, yanlış yapılmış." denirken bir diğer paragrafta "Neden bu kadar ihmal verilmiş?" denmekte. Yani yapalım mı, yıkalım mı, buna karar verememiş bir önergenin tarafımızdan kabulü mümkün değil.
Değerli arkadaşlarım, bir de öncelikle, bu soruna baktığımızda bir siyasi tespit olmaktan öteye geçmediğini görüyoruz. "25 bin kişi var, 50 bin kişi var" vesaire? Bunlara sizin de inanmadığınızı düşünüyorum Sayın Başkan. Çünkü 2009'dan bugüne, yani köyken, beldeyken ilçe olan Esenyurt'un kurulmasından bugüne tam 13.600 tane ruhsat verilmiş, 13.600 ruhsat; dile kolay, çok büyük bir sayı. Esenyurt Belediyesi, Türkiye'nin 18'inci büyük belediyesi. Siz, 13 bin küsur ruhsat verdiğinizde 3 tane, 5 tane ruhsatın yanlış olmasını göze alabilirsiniz değerli arkadaşlar. Böyle, Anadolu'da bir tabir vardır: "Atla deve değil." derler. "Çok büyük sorunlar var." falan değil. Ama, bir şey daha biliyoruz, mesele, Esenyurt'taki mağdurların sorununu çözmek değil, mesele, Esenyurt'tan yola çıkarak "İstanbul'da AK PARTİ belediyelerine bir tokat atılabilir mi?" diye bir yanlış hesap arkadaşlarımız; yanlış, böyle bir şey olmaz.
Belediyecilik AK PARTİ'nin işi, belediyecilik bizim işimiz değerli arkadaşlar. Esenyurt'un CHP'li belediye zamanında hangi hâlde olduğunu, tüm ruhsatlı yapıların -evrakları elimde var- yüzde 5'i geçemediğini ama bugün Esenyurt'un yüzde 100'ünün, tümünün ruhsatlı olduğunu bütün evraklar göstermekte. Esenyurt'ta kaçak yapı yok değerli arkadaşlar. Esenyurt'u çevresindeki -isim vermeyeceğim polemik olmasın diye- CHP'li belediyelerle kıyaslarsanız -yolunu, altyapısını, imarını, yeşil alanını- ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Son ilçe döneminde Esenyurt'ta 2,5 milyon metrekare -bakın dile kolay- yapılan yeşil alan var değerli arkadaşlar. Esenyurt âdeta bir sayfiye alanı olmaya başladı, Esenyurt âdeta örnek bir kent hâline gelmeye başladı. Bir daha söylüyorum, 13 binin içerisinde bırakın 5 tane, 10 tane olabilsin, olmasın ama olabilir diye söylüyorum.
O yüzden, değerli arkadaşlar, 3-5 tane olan sorunu da -bugün ben tüm ilgililerle görüştüm- Büyükşehir Belediyemiz mart ayı Meclisinde, olmadı nisan ayı Meclisinde gündeme alıp bu konuyu çözecek inşallah. Bunlar çözülmeyecek sorunlar değil. Türkiye'deki sorun Esenyurt'un sorunu değil, sorun ruhsata göre, plana göre iş yapmayıp makete göre üretim yapan arkadaşlarımızda. Bakınız, ben, sorunun müteahhit tarafı, alan tarafı, belediye tarafı, geç karar veren yargı tarafı sorumlu falan demiyorum, sorunun birkaç tarafı var ama bunu çözmek mümkün diye söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, 2008 yılına kadar Esenyurt'taki bölge planlarına hiçbir şekilde aykırı yapılanma olmadı. 2008'den sonra açılan davalarda, 2010 yılında Danıştay bu bölge planını iptal etti. Aradaki bu dönemde -ki yerel mahkeme de iptalin iptali kararını verdi- yapılan bu inşaatlarda -ki bir on beş-yirmi küsur senedir- yapıların sıkıntıları var.
Efendim, şuradaki adresin 2,5 emsali var, burada niye 1,5 var? Böyle bir hesap olabilir mi Sayın Ayaydın? Böyle bir şey olabilir mi? Oranın toprak yapısıyla, oranın iş ilanı standardıyla, oranın altyapısıyla her taraf aynı olabilir mi? Şöyle plan düşünebiliyor musunuz: Bütün Esenyurt üç plan olsun, 2,5 emsali olsun. Böyle bir şey olabilir mi? Tabii ki her bölgenin, her mahallenin, her sokağın, her yerin mutlaka özel planı olacaktır. O yüzden, "Onun niye var, benim niye yok?" Zaten sorun bu.
Adam maketi yapmış, emsali ruhsatta 1,5 kat, 1,5 emsali var ama 2,5 emsale göre bina yapar gibi bir maket yapmış, satış yapmış, "Ben şimdi 1,5'u 2,5'a alamadım." diyor. Böyle bir zorunluluğu yok ki, böyle bir şartımız yok ki. Bakınız, sorun, yanlış ruhsatta değil; "hukuka aykırı ruhsat" dediniz, sorun, hukuka aykırı ruhsatta değil, sorun, ruhsata aykırı binada arkadaşlar. Bu, çok önemli.
Bakınız, CHP'li belediyelerin -kimse kızmasın- ağzına "belediye" lafını alırken on defa düşünmesi lazım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah'tan kork Bülent.
BÜLENT TURAN (Devamla) - On defa düşünmesi lazım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah'tan kork.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Özgürcüğüm, bazen susmak, bağırmaktan daha etkili olabilir. Sus, iki dakika dinle. Ben dinledim, siz de dinlerseniz keyif alabiliriz karşılıklı olarak. Belgelerin hepsi elimde, anlatırım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Göster.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bak, "Allah'tan kork." dersen, elimde var, gösteririm. İZSU elimde, "yamyamlar" elimde, İSKİ elimde, hepsi elimde. Ama bunlara girmeyeceğim şimdi, polemik yapmayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sorulan sorulara cevap ver sen.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Mesele, Esenyurt'un sorununun çözülmesidir. 2008 planlarının iptaline bağlı olarak sorunları vardır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yüz yıldır aynı şeyleri konuşuyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Mart, olmadı nisan ayında Büyükşehir Belediyesi bu planları gözden geçirecek, mahkemenin talep ettiği, yargının uygun gördüğü?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bizimkileri söyle, bizimkileri.
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?karara uygun olarak tekrar bölge planlarını yaparak sorunu çözecek değerli arkadaşlar.
Bakınız, konuyla ilgili samimi olarak kanaatinizi ortaya koymak isterseniz? Hepsinin videosunu gösteririm, haberlerde müteahhitlerle görüşülmüş, ben izledim az önce. Haberlerde müteahhitler "Yanlış yaptık, böyle yapmamız lazımdı." diyor. Bunu müteahhit söylüyor. Alan kişi, "Ruhsata bakmadık, makete baktık, hata yaptık." diye söylüyor. İlçe Belediye Başkanış, "Ben defaatle uyardım, böyle yapmayın." dedim diyor. Büyükşehir, orayı durdurmak için çalışıyor ama bizim arkadaşlarımız çıkıp "Efendim niye böyle yaptınız?" diyorlar.
Bir defa, "25 bin" sayısı da hayalidir, "çok büyük sorun varmış" da hayalidir, Esenyurt çevresinde birçok AK PARTİ'li belediyede olduğu gibi örnek gösterilen, standartları artırılan, altyapısıyla, kültürel çalışmalarıyla, yeşil alanıyla ciddi işler yapan belediye.
Her şeye rağmen şunu eklemek isterim.
Özgür, sevgili dostum, şunu söyleyelim her şeye rağmen.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Adam Manisa'da, İstanbul'u anlat, Aydın Bey'e anlat.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Diyorum ki, her şeye rağmen, hatalı olan varsa, müteahhitse müteahhit, belediyeyse belediye, memursa memur? Zaten yargı bu yüzden yok mu? Görev ihmali varsa, kusuru varsa zaten hesabı verilecektir, o kadar açık söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sülün Osman AKP'li olsa, çıkacak, onu da savunacaksın!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ama siz sorunu çözmek yerine "AK PARTİ belediyelerini nasıl sıkıştırırız?" derdinde olursanı,z çok yanılırsınız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nasıl getireceksin?
OKTAY VURAL (İzmir) - Bu dolandırıcıları savunmayın ya!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bak, beni tahrik ediyorsunuz bir şey daha söylerim. Esenyurt Belediyesi?
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya, bu dolandırıcı işleri savunmayın. Allah'ınızı seversen cesaret buluyorlar ya!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yapma Bülent!
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?gidin, gezin, görün gurur duyacaksınız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Müfettişi yargılıyorsunuz!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Haydar Bey, bak Sadi'nin bir sözü var, kızmak yok söyleyeceğim, çok bağırdığın için söylüyorum. Diyor ki Sadi: "Mürüvvetsiz eşek arısına demişler ki, `Bal yapmıyorsun, bari sokmaya çalışma!"
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben bir sokarsam uyuyamazsın ama?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir şeye faydanız yok, bari ses çıkarmayın da hiç olmazsa faydası olsun. Esenyurt Belediyesinin sorunları?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Terbiyemi bozdurma!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Müteahhidin de, oradaki mal sahibinin de, müşterinin de sorunu bizim sorunumuz. Çö-ze-ce-ğiz! Kıskanmayın, sıkılmayın, çözeceğiz. (CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onu geçeceksin.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Zaten, yine ayrıntıya girmedim, AK PARTİ'li belediyelerden önce Esenyurt Belde Belediyesi CHP'liydi. Onun da kararlarını göstereyim mi? Şu anda dosyası Yargıtayda. Beş yıldan fazla ceza aldı, ruhsattan, yanlıştan, şundan bundan. O yüzden diyorum, CHP'li belediyelerin, ağzına AK PARTİ'li belediyeyi alırken on defa düşünmesi lazım. Esenyurt'un CHP'li hâli ile AK PARTİ'li hâli, gece ile gündüz gibi. O yüzden bu konuda çok daha sakin, çok daha ön yargısız meseleye bakarsak çözülemeyecek bir sorun olmadığı kanaatindeyim.
Ben grup önerisi aleyhinde oy vereceğimizi, sorunun az sayıda muhatabıyla da konunun çözüleceğini ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)