GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:26
Tarih:29.11.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 365 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin birinci bölümü hakkında konuşmak için partim adına söz aldım.

Teklifin gerekçesine bakıldığında tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin yoğun bir şekilde kaçakçılığa ve kayıt dışı üretime konu edildiğinden, vergi kaybına neden olduğundan, kalitesiz ürünlerin toplum sağlığını tehdit etiğinden söz edilmektedir. Yine, gerekçede, mali ve teknik mevzuata uygun, şeffaf ve eşitlikçi bir piyasa tesisinin hedeflendiği belirtilmiştir. İktidar sözcüsü de teklifin sunumunda benzer ifadeleri tekrar ederek kaçakçılık ve kayıt dışılık nedeniyle devletin 30 milyar TL civarında vergi kaybı olduğundan söz etmiştir. Oysa on yıl önce 24 milyar TL olan tütün ve alkol piyasasından elde edilen vergiler 24 milyar TL'den son yıllarda 100 milyar Türk lirasına ulaşmıştır.

Ülkemizde tütün kullanımının yoğunluğu ve büyük bir pazar oluşturması, buna karşılık kaliteli ve marka değeri yüksek yerli tütün üretimimiz eskiden beri uluslararası piyasaların dikkatini çekmiştir. Osmanlı'nın borçlarını ödemekte zorlandığı Düyun-ı Umumiye döneminde kurulan "Reji" isimli yabancı şirket tütün alımı, satımı ve düzenlemesini 1930 yılına kadar kırk yılı aşkın süre üstlenmiş ve yönetmiştir. Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında, 1930 yılında 1701 sayılı Tütün İnhisarı Kanunu, 30 Mayıs 1969'da 1177 sayılı Kanun çıkarılmış; tütün üretimi, devlet alımları ve desteğiyle yaygın hâle getirilmiş, üretim ve ihracat artmıştır. Yine, Türkiye'nin borçlu döneminde, 2002 yılında IMF önerisiyle 4733 sayılı Kanun çıkarılmış, destekleme alımları kaldırılarak sözleşmeli üretim uygulamasına geçilmiştir.

Osmanlı Dönemi'nden itibaren yüz elli yıla yakın dönem içinde piyasanın düzenlenmesine dönük tüm bu kanunlarda tütünün önemi ve stratejik ürün olması nedeniyle piyasanın düzenlenmesi amacıyla yasa dışı alım satımlarda para cezaları ve ürüne el koyma gibi uygulamalarla piyasa denetimi sağlanmıştır. "Yasakları kaldıracağız." iddiasıyla iktidara gelen, yerli ve millî olduğunu her fırsatta tekrarlayan AK PARTİ iktidarı nihayet, bu konuyu düzenlemek adına, 2017 yılında konuya el atmıştır. Hukuksuz, ilkesiz ve orantısız cezalarla konunun çözüme kavuşacağını zannederek belgesiz tütün alımı, satımı "kaçakçılık" suçu kapsamına alınmıştır. "Kaçakçılık" suçunun kanunda karşılığı bir yıldan üç yıla hapis olmasına rağmen tütün üreticisi için "kaçakçılık" suçunun cezası ise üç yıldan altı yıla hapis olarak takdir edilmiştir. Züccaciye dükkânına fil girmiş gibi; kanun, hukuk, üretici ve yurttaşın hakları, hepsini kırıp dökerek "Ben yaptım, oldu." diyorsunuz ama olmuyor. Oysa 21 Mart 2007 tarihli 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda "suç" tanımı açıkça yapılmıştır; esas olarak "Bir eşyanın, gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ülkeye sokulması." olarak tanımlanır ve "kaçakçılık" devletler için önemli bir suç kavramıdır. Kendi tarlasında kendi ürettiği ürünün satışına yasak konmuş olsa bile üreticinin bu eylemini "kaçakçılık" suçu saymak üreticiye olduğu kadar yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisine de haksızlıktır. İktidar olmanız size kanunları dilediğiniz şekle sokma yetkisi vermez; istemediğiniz fiillere dilediğiniz gibi suç uyduramazsınız.

Sonuç olarak, tepkiler üzerine ceza uygulamasını 1 Ocak 2027'ye kadar ertelediniz. Bu defa görüşmekte olduğumuz 365 sıra sayılı Yasa Teklifi'yle ceza alt ve üst sınırları iki ila beş yıl olarak belirlenmişse de konuya hiçbir çözüm getirilmiş olmuyor. Yine, uydurma bir suç ve ceza yerli yerinde duruyor. Bu kanun teklifi yasalaşırsa yabancı şirketlere bu piyasa terk edilmiş olacak, yerli üretim ve ihracatı sekteye uğratacak, gittikçe sayısı azalan tütün üreticisi dikim yapmaktan vazgeçecektir. Gerekçede yazan, şeffaf ve eşitlikçi bir piyasa tesisinden amaç bu mudur? 2018 yılında yabancı tütün ithalatında fonu sıfırladınız, yabancı sigaraya teşvik verdiniz, bu mudur eşitlikçi piyasa tesisinden amacınız? "Tütün halk sağlığı için zararlıdır, gerekli önlemleri almalıyız, gençleri korumalıyız." derken neden yabancı tütünün ithalinde fonları sıfırlayıp ithalatı kolaylaştırıyorsunuz? Adıyaman, Muş, Malatya, Batman, Siirt, Bitlis, Samsun, Hatay gibi daha birçok il ve ilçemizde dünya piyasalarında marka değeri olan kaliteli tütün yetiştirilmekteydi. Geçtiğimiz yıllarda 400 bine yakın üreticimiz son yıllarda 50 binler seviyesine düşmüştür; yüzde 40'ın üzerinde yerli tütün kullanım oranı yüzde 12 seviyesine gerilemiş, yine 350-400 bin ton civarındaki yerli tütün üretimimiz son yıllarda 70 bin ton seviyesine düşmüştür. Geçmişte Düyun-ı Umumiye, IMF gibi kurumların baskısıyla yüksek para cezaları uygulanırken bugün yerli ve millî olduğunu iddia eden AK PARTİ iktidarının politikalarıyla yüksek para cezaları, ürüne el koyma ve ağır hapis cezaları getirilmek suretiyle uluslararası yabancı firmaların isteği yerine getirilmiş, yerli üretim ortadan kalkmış olacaktır. Gençleri tütün ve alkolden koruyabilmek adına piyasanın denetlenip düzenlenmesi, belirli oranda vergilerin uygulanması yanlış değildir ancak orantısız cezalar -kanun tekniğinden ve hukuk mantığından uzaklaşarak- her alanda tahribata neden olmaktadır, kurumların tahribatına, insanımızın da mağduriyetine neden olmaktadır. Yüksek vergiler, hayat pahalılığı, yoksulluk nedeniyle alkol ve tütün kullananların önemli bir bölümü merdiven altı ucuz içkiye yönelmiştir, ölüm vakaları artmıştır, tek başına içim özelliğine sahip sarmalık yerli tütün kullanımı da doğal olarak artmıştır. Ege'de bir tütün üreticisi yurttaşın tütün kullanan komşusuna peyderpey ucuz sarmalık tütün vermesi, büyük mağduriyetlere ve hapis cezası almasına neden olabilir. Bunu üreten insanlar vergi ödememek, kayıt dışı kalmak iddiasında değildir. Devletin görevi, hayatın olağan akışında engellenemeyecek olan faaliyetlere büyük cezalar vererek yurttaşının mağduriyetine neden olmak değil, onları kayıt altına almak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - ...ticaretine imkân sağlayabilmek, kooperatifçiliği teşvik ederek kurulmasına yardımcı olmaktır. Anayasa'da tarif edildiği gibi, devlet, yurttaşın huzur ve refahını sağlamakla görevlidir. Yurttaşımızı ağır cezalarla terbiye etmek, yola getirmek, onları potansiyel suçlu görmek yaklaşımınız yüzünden en çok yatırım alanınız olan cezaevleri de korkarım yeterli olmayacaktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)