| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2022 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 32'nci maddesiyle ilgili İYİ Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün öğretmenlerimiz iş bırakma eylemi yaptı. Çok uzun zamandır öğretmenlerimiz iş bırakma eylemi yapmıyordu, bakın, çok uzun zamandır. Ama bugün binlerce öğretmenimiz, yüz binlerce öğretmenimiz, birçok sendikamız iş bırakma eylemi kararı almak zorunda kaldı.
İYİ Parti Grubunun bir Meclis araştırması teklifi vardı, Konya Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Yokuş burada konuşmacı olarak mevzuyu anlattı. AK PARTİ Grubu adına cevap veren bir vekilimiz "Meclisi boşuna meşgul ediyorsunuz." diye bir ifade kullandı. Şimdi, Sayın Fahrettin Yokuş özel okullardaki öğretmenlerin ve devlet okullarındaki öğretmenlerin problemlerini burada seslendiriyor, iktidar partisinin bir milletvekili 1 milyonun üzerindeki öğretmenin probleminin Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünde ifade edilmesini Meclisi boşu boşuna meşgul etmek olarak değerlendiriyor ve enteresan olan, bu milletvekili Millî Eğitim Komisyonu üyesi ve eski bir eğitimci. Üzüntü verici bir durum.
Bugün niye eylem yaptı öğretmenler? Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu kendi onurlarına, itibarlarına bir suikast olarak görüyorlar. Bakın, bir kokart yapmışlar -ben de yakama taktım, bugün Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener de grup konuşmasında bu kokartı taktı- diyor ki: "Mesleki onurumuz ve çocuklarımızın geleceği için..." Çok da yüksek bir idealle hazırlanmış cümleler var bu kokartta. "Mesleki onurumuz ve çocuklarımızın geleceği için uyarıyoruz." diyor sendikalar ve yüz binlerce öğretmen bu eylemi yapıyor, Hükûmet duymazdan geliyor, hâlâ duymuyor. Bakın, bunun hesabını iktidar partisi mutlaka verecektir değerli milletvekilleri. Âdeta bütün öğretmenlerimiz, sizin yandaş sendikanız bile bir saat de olsa eylem yaptı ya; yandaş sendikanız, bir saat bile olsa, istifaları engellemek için filan da olsa eylem yaptı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri, öğretmenleri duymak zorundasınız. Teferruatına girmek istemiyorum mevzunun ama öğretmenler bu hesabı soracak, onu buradan bir defa daha izah etmiş olayım.
Bir konuya daha burada değineceğim. 110 bin hizmetli var; okullarımızda, devletin diğer kurum ve kuruluşlarında 110 bin yardımcı hizmetler sınıfı personel var ve bu 110 bin personelin büyük bir çoğunluğu ya bilgisayar işletmeni olarak görev yapıyor ya memur olarak görev yapıyor ama atamasına esas olan mesleği yapmıyor yani getir götür işlerini yapmıyor, temizlik işlerini yapmıyor çünkü memur olarak çalışmasına devletin ihtiyacı var. Bunlar diyor ki: "Kardeşim, bir fiilî durum var. Ben, fiilen, memur olarak çalışıyorum, bilgisayar işletmeni olarak çalışıyorum; yıllardır çalışıyorum, bana kadromu verin."
Bakın, devlet yönetmek öyle bir şeydir ki hakkı teslim etmek gerekir. Devlet yönetmek, "İyi yönetiyorum." demek için hakkı teslim edebilmeniz lazım. Siz insanları hem atamasına esas olmayan bir konuda çalıştırıyorsunuz hem de o kadronun gerektirdiği unvanı ve maddi imkânı o personele tanımıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Yardımcı hizmetler personelinin bu talebini görmezden geliyorsunuz. Bu, devlet yönetmek falan değil değerli milletvekilleri. Böyle, meselelere gözümüzü kapatacağız, kulağımızı tıkayacağız, insanların görevde yükselme hakkı olan bir konuda o unvanı vermekten imtina edeceğiz ve bu talebi duymayacağız; bu, kabul edilemez. Onun için, bu 110 bin yardımcı hizmetler personelinin hak ettiği kadrolara atanması için düğmeye basma vakti gelmiş geçmektedir diyorum.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)