GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:9
Tarih:19.10.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sanayinin gelişmesine, üretimin desteklenmesi açısından endüstri bölgelerinin kurulmasına, nitelikli bölgelerin oluşmasına, özel sektör dâhil bunların yapılmasına diyebileceğimiz, itiraz edebileceğimiz bir husus yok ama bu endüstri bölgeleri oluşturulurken belli kurallar ve kaideler var; Komisyonda değerli arkadaşlarımız bunları gündeme getirmeye çalıştı, onunla ilgili şerhlerini de yazdılar. Bunların başında, özellikle -biraz önce Konya Milletvekilimiz de izah etmeye, anlatmaya çalıştı- bu, ÇED raporu meselesi... Kendi içerisinde bu iş çözülüyor olsa bile bölgesel alanda, genel alanda ÇED işi çözülmeden bu tür yatırımların yapılmasını doğru bulmadığımızı; yeşil enerji, yeşil endüstriden...

(Uğultular)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, uğultudan hatibi duyamıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Yaşar...

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Buyurun Başkanım.

BAŞKAN - Sürenizi baştan başlatıyoruz.

Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim efendim.

İSMAİL KONCUK (Adana) - Konuşmaya baştan başla, anlamadık zaten.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sözlerime başlamadan önce buradaki arkadaşlarımızı bir kez daha uyarmak istiyoruz: Bakın, 60 imzanın üzerindeki bir kanun teklifini burada görüşmeye çalışıyoruz, muhalefet olarak kanun üzerinde hem sorunları hem de çözüm önerilerimizi burada sizinle paylaşmaya çalışıyoruz. Komisyonumuzun da sizlerin de bizleri milletvekilleri olarak... Biraz önce MHP grubundan arkadaşımız konuşurken de uyarmıştı, hakikaten "Bu konuşmalara saatlerce hazırlanıyoruz, bunlardan istifade edin, dinleyin." demişti. Ben bir kez daha uyarma gereği duydum, takdir yüce heyetinizin.

Şimdi, parti olarak bizim programımızda da hem endüstri bölgeleri hem de nitelikli sanayi bölgeleri programı var. Bunun özel sektör eliyle yapılmasında da biz çok fazla bir mahzur görmüyoruz ama bu endüstri bölgeleri, sanayi bölgeleri oluştururken özellikle son dönemde hem 4.0 hem yeşil enerji, yeşil endüstri bölgeleri derken ÇED raporunun sadece endüstri bölgesi içerisindeki uygulamalarla tahsis edilmesini, mülga edilmesini onaylamadığımızı buradan ifade ediyoruz çünkü bölgesel faktörler önemli, bölgesel etkileri önemli. Burada da tabii, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, bunların da bir miktar görüşünün alınması lazım.

Yine aynı şekilde, burada tahsis edilen arazilerin devrinden arkadaşlarımız uzunca süre bahsetti, biz de diyoruz ki değerli arkadaşlar, bu araziler sadece ve sadece yatırım yapmak üzere tahsis edilmelidir; bu, rant meselesi olmamalı, alınıp satılmamalı. Burada kendi bölgelerinizde de zaman zaman görüyorsunuzdur, organize sanayi bölgelerinde boş araziler var. Bunlar ne amaçla alınmış? İşte geçmişte üyelere tahsis edilmiş, burada yatırım yapılmak yerine maalesef rant aracı olarak kullanılmıştır. E, endüstri sanayi bölgelerinde de bu devir yetkisini verdiğiniz zaman otomatikman kendiliğinden bir değer oluşacak. Diyorsunuz ki: "Bu araziler ipotek verilebilir, işte bu ipotekler karşılığında krediler alınabilir." Bunun yerine bizim size önerimiz var: Kullandıkları teknolojiyi, makineleri rehin vermek suretiyle -bu rehinle ilgili kanunu da burada çıkarmak mümkün, hep beraber bunu yapabiliriz- bunları...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çıkardık, çıkardık, var.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - ...rehin vererek de bu kredi ve finansman ihtiyacını giderebilirler. Hepimiz endişe ediyoruz, işte buralar rant alanına dönüşmesin; kişisel alanlara yönelik, kişiye mahsus kararlar bu Meclisten çıkmasın; bu Meclis kamunun toplam ihtiyacına yönelik hareket etsin istiyoruz. Gayet tabii ki bugün Türkiye'nin üretime ihtiyacı var, istihdama ihtiyacı var ama bu istihdamın altyapısını oluşturmak da başta sizin göreviniz. Gayet tabii ki bunun yolu, izi, altyapısı, enerjisi muhakkak bu alanlara kadar getirilmeli ama bütün bunları getirdiğinizi varsayalım, bununla ilgili acaba elemanımız var mı? Yani meslek liselerimizden mezun olanlarımız, üniversitelerimizden mezun olanlarımız... Yani bu sanayi bölgelerinin eleman ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Buraya çıkan arkadaşlarımızın çoğu söylüyor, diyor ki: "Bugün eğer yabancılar olmasa Kayseri'de, hatta Ankara'da Siteler'de neredeyse üretim durma noktasında. Eğer bunlar olmasa neredeyse bizim sanayimiz -sizlerin ifadesiyle- çalışamayacak duruma geldi."

Peki, bizler "üretim" derken işsizliğin önüne... Biz bu eleman işini çözmeden, bununla ilgili kalifiye elemanları oluşturmadan bu işin üstesinden nasıl geleceğiz? Bu endüstri bölgelerinde özellikle bunları belli alanlarda ihtisaslaşmış bölgeler olarak oluşturmamız lazım. Ne demek istiyorum? Şunu demek istiyorum: Yani bir bölgede sadece plastik sanayisi olabilir, sadece kimya sanayisi olabilir, sadece yazılım sanayisi olabilir; aynı bu bölgesel sanayi bölgelerinde bununla beraber meslek liseleri oluşturulabilir, buna yönelik bölümler açılabilir. Bunlar da bunun altyapısı içinde yapılırsa aynı zamanda biz sanayi ile üniversiteler arasında, meslek liseleri arasında net bir şekilde köprülerimizi kurmuş oluruz. Maalesef bugün sanat okulundan mezun olanlar neredeyse bir devre kurmayı bilmiyor, metal bölümünden mezun olup bir parçanın tornaya takılmasından uzak arkadaşlarımız var ama siz diyorsunuz ki "200 küsur tane üniversite, binlerce meslek lisesi var." ama elinden iş gelen elemanlar konusunda çok ciddi problemlerimiz var. Biz bunu şuna bağlıyoruz: Meslek etiği, meslek duayenleri oluşmadan, başta meslek erbaplarına bu toplum değer vermediği sürece bu açığın giderilmeyeceğine dair endişelerimiz, maalesef, hâlâ devam ediyor.

Tamam, bütün bunları oluşturduk ama üçüncü ayağı var. Bugün, özellikle maliyetler açısından -enerji maliyetine bir bakın bakalım, yüzde 300 artmış; emtia maliyetleri almış başını gitmiş- bu rakamlarla insanların ihracat yapması çok zor. Bu yönüyle de sanayicinin, üreticinin önünün açılmasını bekliyoruz. Bu yönüyle de özellikle krediler... İşte zaman zaman burada bazı paketleri açıklıyorsunuz ama bu kredilere ulaşmanın da mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Yani bugün işte 150 milyarlık paket açıkladık, 50 milyarlık paket açıkladık. Bir banka müdürüne lütfen kimliğinizi belli etmeden yapacağınız işle ilgili bir kredi talebinde bulunun da sizin o politika faiziniz olan 12 ile mevcut, gerçek kredilerin arasında hangi farkların olduğunu sizler bizlerden daha iyi bilirsiniz. Demek ki finansman olarak önü açılmadan, enerji maliyetlerini düşürmeden, doğal gaz maliyetlerini düşürmeden maalesef bu işte başarılı olmamız mümkün değil. Zaten rakamların, özellikle son dönemde gerek ihracatta gerekse üretimde rakamların geriye doğru gittiğini hepimiz biliyoruz ve müşahede ediyoruz. Dolayısıyla, bu pazarları da muhakkak bir suretle, bugün ihracat rakamları da dâhil, belli oranda bizim desteklememiz lazım; bu da girdi rakamlarıyla ancak olabilir.

Yine, özellikle belli bölgelerde yoğunlaşması, limanlarda yoğunlaşması ve Türkiye'nin her tarafına yayılması konusunda da adımların atılmasını bekliyoruz inşallah buradan. Bu, organize sanayi ile endüstri bölgelerinde bugün bizim nitelikli ihracatımızın toplam ihracattaki payı 2,8 yani toplam ihracat içerisindeki sadece ve sadece yüzde 2,8'lik ihracatımız teknolojik ürünlerden oluşuyor. Hâlbuki, bu, gelişmiş ülkelerde yaklaşık yüzde 25, yüzde 30'lar civarında. Muhakkak bu alanda da bizim gayret sarf etmemiz lazım. Maalesef, dünyanın en değerli 500 markası arasında bugün Türk markası yok. Aynı şekilde, bugün, dünya şirketlerine bir baktığınız zaman, 2 tane şirketin toplam cirosu neredeyse bizim ülkemizin cirosuna denk geliyor. Yirmi yılda ülkeyi getirdiğiniz durum bu.

Yani, her seferinde "Biz, işte, 2 trilyon dolar civarında gayrisafi millî hasıla elde edeceğiz." diyorsunuz; işte, 25 bin dolar kişi başı millî gelir hedefiniz var, tek haneli rakamlarda döviz hedefiniz var, tek haneli rakamlarda enflasyon hedefiniz var. Bakın, iş dünyasına bu hedefleri siz veriyorsunuz, insanlar da bu hedeflere göre yatırım yapmaya çalışıyor. Bu da üretim planlamasıdır. Yani bugün iş dünyası diyor ki tamam... Hedef koymuşsunuz, 2023 yılı sonu itibarıyla döviz hedefi, kur hedefiniz 21,5 yani şu salonda 2023 yılı kur hedefinin 21,3 olacağına inanan var mı ben bilmiyorum, ben şahsen inanmıyorum. Niye inanmıyorum? 2022 hedefleriniz de vardı, kur hedefiniz 9,78 liraydı, enflasyon hedefiniz yüzde 9,27'ydi; kur bugün 18,6 lira, enflasyon rakamı artık yüzde 83, kimisinin ticaret odasına göre yüzde 100, ENAG'a göre yüzde 150 gibi. Şimdi, bu hedefleri siz iş dünyasının önüne koyduğunuz zaman insanlar nasıl yatırım yapacak? Yarını göremeyen insanlar, yarını göremeyen sanayici, yatırımcı üç ay sonrasını, bir yıl sonrasını, beş yıl sonrasını nasıl planlayacak? İşte, Hükûmetin planlı dönemde ortaya koyduğu ifadeler buydu. Bu hedefler tutmadığı sürece sanayicimizin, üreticimizin başarılı olma şansı maalesef yok. Beton fiyatları yine 1 milyona dayandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Değerli Başkanım, söyleyeyim, toparlıyorum.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Enerji maliyetleri...

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Demir fiyatları 15 bin lirayı geçti yani bu şartlar altında, bu rakamlarla, özellikle inşaat maliyetlerinde son dönemdeki artışlarla fabrika binalarının yapılması da zor. Bırakın vadeyi, her şey peşine döndü; o da işin öbür tarafı. Ve aynı zamanda bu emtiaların bulunmasında da tedarik edilmesinde de şu an piyasa belli zorlukları yaşıyor. Biz diyoruz ki iyi bir planlama, iyi bir program, iyi hedefler -tutan hedeflerden bahsediyorum- gerek enflasyon hedefi gerek kur hedefi gerek büyüme hedefi olmadığı, bu hedeflere yakın gitmediğiniz sürece bizdeki sanayinin gelişmesinden, büyümesinden, istihdamın artmasından bahsetmek mümkün değil. Zaten ülkenin yirmi yılda geldiği nokta da ortada. Bundan önceki faaliyetleriniz bize gelecekle ilgili referans veriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Olmadığına göre, yapamadığınıza göre -bence işin güzel bir şeyi var, içinizde bir sürü işveren arkadaşımız var, işi yapamayan adamların işine son veriyor- millet de sizin işinize son verecek.

Az kaldı, hep beraber değiştireceğiz diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)