| Konu: | Amasra'da yaşanan maden kazasını araştırmak için kurulacak olan komisyona, Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 19'uncu yıl dönümüne, 19 Ekim Muhtarlar Günü'ne ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ile Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 19.10.2022 |
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bartın Amasra'da kaybettiğimiz madencilerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum; aileleri bizlere emanettir, süreci hep beraber takip edeceğiz. Sorumluların ortaya çıkması için, gereğinin yapılması için Bakanlığımız, ilgililerimiz, hepimiz adım attık. Bugün de tüm partilerimizin ortak önerisiyle hep beraber konuşmalarını yapacağız, kararlarını alacağız ve bir araştırma komisyonu kuracağız. Bu komisyonun da başarılı olmasını, polemikten, siyasi kavgadan uzak, nitelikli bir çalışma yapmasını şimdiden ümit ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı, yakın tarihin en önemli liderlerinden Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 19'uncu yılı. Onu "Bilge Kral" yapan savunduğu değerleri, mücadeleci kimliği ve geleceğe ışık tutan mesajlarıydı. "Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı." diyen "Bilge Kral" Aliya'yı vefatının seneidevriyesinde tekrar rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, 19 Ekim Muhtarlar Günü. Muhtarlarımız, mahallelerimizde, köylerimizde hemşehrilerimize dokunan, dertlerini, ihtiyaçlarını en iyi bilen, devletimizin yereldeki en kuvvetli temsilcileridir. Her fırsatta muhtarlarımızla bir araya geliyoruz, dertlerini dinliyoruz, çözüm önerilerini beraber tartışıyoruz, her konuyu hassasiyetle takip ediyoruz. Tekrar Muhtarlar Günü'nü canıgönülden kutluyorum.
Ancak Grup Başkan Vekillerinin yerinden konuşmasında her ne kadar "Polemik olmasın." desek de ısrarla "Gündemi buna boğmayalım." desek de arkadaşlarımız zaman zaman böyle kapı açıyorlar, mecbur kalıyoruz.
Sayın Başkan, Grup Başkan Vekili...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Daha başlamadım Başkanım.
BAŞKAN - Buyursunlar efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Grup Başkan Vekili arkadaşımız "40 bin muhtar Ankara'ya geldi." dedi. Bir: 40 bin muhtar gelmedi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Öyle bilgi aldık.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İki: 40 bin muhtar da gelse -Türkiye'de 51 bin muhtar var- 51 bin muhtar da gelse biz bundan keyif duyarız; Türkiye'mizin başkentine tüm köylerimizin, ilçelerimizin, mahallelerimizin temsilcisi gelse bundan mutluluk duyarız, gurur duyarız. İnşallah Bakanlığımız daha çok çalışır, tüm muhtarlarımızın Ankara'ya gelmesini sağlayan etkinlikler yapar; bunu önemsiyorum.
Değerli arkadaşlar, bundan daha vahimi şu: Elinizde bilgi olur, belge olur, bunu kamuoyuyla paylaşırsınız. İdare yanlış yapmışsa yasama gereğini yapar, gündem yaparız, polemik yaparız ancak "Bütün muhtarlara Ankara'ya gelsin diye bin lira para verildi." derseniz bu, önce muhtarlara hakarettir, iftiradır, haksızlıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Öyle bilgi aldık.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu iddianın ispata mahkûmiyeti var, lütfen bunu ispat edin Sayın Başkan.
Ben muhtarlarla, Çanakkale'den gelenlerle konuştum; böyle bir gündem yok. Bakanlığımızla konuştuk, böyle bir gündem yok. İnsanların ideolojisini, derdini, davasını, hassasiyetini parayla ölçmek kadar yanlış bir şey olamaz. Adam dert çekiyor, Ankara'ya geliyorsa, Bakanlığın davetine katılıyorsa bunu üç kuruşa beş kuruşa, bir paraya bağlama anlayışının bu Meclise yakışmadığı kanaatindeyim. Hiçbir muhtarımızın bu konuda para almadığını tekrar teyit etmek istiyorum. Kaldı ki Türkiye'mizde 51 bin muhtar var, bu iddia 51 bin muhtara hakarettir. "Parayla yolculuk yapıyor." demek "Parayla buraya geliyor." demek hiç yakışmadı Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; az önce, Cumhurbaşkanımızın Genel Kuruldan önce grup konuşması vardı; hoşumuza gitti, çok yakın takip etmiş arkadaşlarımız, adım adım takip etmişler; hep böyle takip edin, iyidir bu, harika.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bizi arıyorlar, takip etmiyoruz. Onlarca muhtar aradı yani cevap vereceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mecbur izliyorum, korku filmi gibi...
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Arkadaşlarımız çok yakından takip etmişler, izlesinler; Türkiye'nin 85 milyon kardeşine nasıl atıfta bulunulur, dış politikada Türkiye nasıl ayağa kalkar, yatırımların önü nasıl açılır; hepsini değerlendirsinler fakat isyan ettiğimiz bir mesele var değerli arkadaşlar, dön dolaş "Kürt nefreti oldu." "Söyleminde Kürtlere hakaret etti." tarzı iddiaları esefle, nefretle reddediyorum.
Bakınız, yirmi yıldan beri, kimlik siyaseti yapmadık diyoruz; yirmi yıldan beri, 85 milyon kardeşiz diyoruz. AK PARTİ doğunun da batının da birincil partisi, bunu da önemsiyorum. O yüzden, dönüp dolaşıp...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kürt çocuklarını kimyasalla öldürüyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...PKK'ya, teröristlere yapılan söylemi, ortaya konan fotoğrafı Kürtlere yapılan bir söylemmiş gibi düşünmenizi, değerlendirmenizi şaşkınlıkla takip ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Siz dalga mı geçiyorsunuz ya?
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yapmayın; bunun size faydası yok, partinize faydası yok, Türkiye'ye faydası yok. Kaşımayın şu sorunlarımızı. Türkiye'de Kürt sorunu kalmadı. Siz Kürt sorunu olsun istiyorsunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ - 2 bakanınız var, değil mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siz Kürt sorunu var olsun istiyorsunuz, biz 85 milyona eşit olarak bakıyoruz.
Sorunlarımız var...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kayyumlar da var, değil mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...Çanakkale'de de var -ben Çanakkale Vekiliyim- eksiğimiz var, yolumuz bozuk...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kürt'ün iradesini tanımıyorsunuz da.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...suyumuzun akmadığı oluyor ama bunlara Çanakkale'nin sorunu demiyoruz, Türkiye'nin ortak sorunları diyoruz. O yüzden, bu siyasi dilin size faydası olmadığı kanaatindeyim. Lütfen, bunu tekrar gözden geçiriniz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bu kadar yalan da olmaz ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, Grup Başkan Vekilimizin Elâzığ'daki ihaleyle ilgili bir iddiası oldu. Her ihale için temel parametreleri ortaya koyuyorum, özelinde değil genel olarak söylüyorum: Bir, ihaleler açık olmalıdır; açık oluyor. İtiraz varsa yargı mutlaka gereğini yapmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Birileri para kazanacak, biz burada onun dayağını yiyeceğiz tarzı bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Hata varsa, yanlış varsa gereğini yapalım hep beraber ama insanların siyasi söyleminden, kimliğinden, okulundan yola çıkarak bir ithamda bulunmayı doğru bulmuyorum. Eğer o ihalede daha ucuz veren varsa, daha makul teklif veren varsa buna rağmen idare yanlış bir tercihte bulunmuşsa bunun kavgasını beraber verelim ama bir adamın okulu, siyaseti, kimliği, memleketi ihaleyi kaybetmenin veya almanın adı olmaması lazım. Eksik varsa ben çağrıda bulunuyorum: Beraber takip edelim. İhaleyi daha ucuz veren var da veya daha fazla veren var da almayan varsa bununla, beraber kavga edelim. Ama bir daha söylüyorum: Kişilerin isminden, cisminden, okulundan yola çıkarak söylemde bulunmayı doğru bulmuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum Başkanım.