GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:7
Tarih:13.10.2022

İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 33'üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Maddeyi bir okumak istiyorum, 29'uncu maddeyi, tarihe not düşmek adına milletimiz de maddenin ne olduğunu görsün. Madde şu şekilde: "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır."

Şimdi, maddeyi okuyunca aklıma 2016 yılında Ankara Emniyet Müdürlüğünün yaptığı bir açıklama geldi. Hatırlarsanız "FETÖ'cüleri ihbar edin." diye bir açıklama yapılmıştı o tarihte; 40 bin kişi şikâyetçi olmuş 155 üzerinden. Eşini, oğlunu, akrabasını, komşusunu FETÖ'cü diye şikâyet edenler çıkmıştı. Bunları yaşadık. Şimdi, bunları yaşayan bir ülkede böylesine ucu açık kanunların hangi sonuçlar doğuracağını kestirebilmek hiç de zor değil.

Değerli milletvekilleri, bir kanun maddesi yapılırken sonuçlarını öngörebilmek, hesap edebilmek, ölçebilmek lazım ki onu kanun maddesi hâline getirebilelim. Son derece -bu kelime biraz ağır kaçacak belki ama- sorumsuzca hazırlanmış bir kanun maddesi, artık bunu vatandaşlarımız takdir edecek. 29'uncu madde kabul edildi, vatandaşlarımız takdir edecek; Twitter'da, Facebook'ta, Instagram'da yorum yazan gençlerimiz, hatta emeklilerimiz. Çünkü emeklilerimiz yazıyor bir haberin altına, diyor ki: "Geçinemiyorum, emekliler çok kötü." Şimdi, bu "Geçinemiyorum, emeklilerin durumu çok kötü." diyen vatandaş acaba halk arasında endişe, korku falan mı yaratmak istiyor? Çünkü Hükûmetin zaman zaman yaptığı açıklamalarda vatandaşın bir eli yağda bir eli balda gibi açıklamalar yapılıyor, onunla örtüşen bir şikâyet değil herhâlde bu. Dolayısıyla, tamamen subjektif bir madde bu.

Değerli milletvekilleri, bunu geçeceğim. Biliyorsunuz öğretmenlerimiz atandı, 20 bin öğretmenin ataması yapıldı. Bu öğretmenlerin hâlâ bir kısmının güvenlik soruşturmaları tamamlanmadı. İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'nun 12 Eylülde yaptığı açıklamayı hatırlıyorum, demişti ki: "Bugün itibarıyla güvenlik soruşturmaları tamamlanmıştır." Yani ülkenin İçişleri Bakanı çıkıyor, bundan otuz üç gün önce, güvenlik soruşturmalarının o gün itibarıyla yani 12 Eylül itibarıyla tamamlandığını açıklıyor ama bugün hâlâ sadece İstanbul'da 700 öğretmenimiz görevine başlayamadı. Belki de tarihimizde ilk defa bu öğretmenlere şu söylendi, denildi ki: "Göreve başlayana kadar, gelin, ücretli öğretmen olarak sizi görevlendirelim." Şimdi, genç öğretmenimiz Adana'dan kalkmış, İstanbul'a gitmiş, göreve başlayacak, evini tutmuş, bakın, evini tutmuş, döşemiş, harcamalarını yapmış, bana yazıyor "Sayın Vekilim, perişanım, para bitti." diyor. Çünkü ücretli öğretmenlikten alacağı para 3 bin lira civarında bir paradır.

Şimdi, enteresan olan şu: Ya, bir devlet ciddiyeti diye bir şey olur. İçişleri Bakanı "Bugün bitti." dediyse güvenlik soruşturmalarının o gün gerçekten bitmiş olması lazım.

Şimdi, biz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, lütfen...

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Memleketin bir sürü meselesi varken, hani her boyayı boyadık, fıstık yeşili kaldı, siz bu kanunla fıstık yeşili boyuyorsunuz, fıstık yeşili boyuyorsunuz. Bunun hesabını bu millet soracak. Yani Twitter'da bir yorum yazarken korkarak yazan o gençlerimiz -o "Z kuşağı" diyoruz ya- mükemmel yorumlar yapıyorlar, mükemmel, zekâ dolu yorumlar yapıyorlar. Ya, korkuyla yapacaklar bundan sonra.

Benim son söz olarak söyleyeceğim şu: Sayın Süleyman Soylu, sayın milletvekilleri, AK PARTİ'nin değerli milletvekilleri; bu ataması yapılan öğretmenlerin bir an önce görevine başlamasını sağlayın ya. Daha göreve başlamadan, meslek hayatına girmeden devletine olan güvenini yerle yeksan ediyorsunuz diyorum.

Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)