GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:4
Tarih:06.10.2022

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yeni yasama yılının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Burada sansür yasasını görüşüyoruz. Kamuoyu neden "sansür" dedi bu yasa teklifine? Ne oldu? Çünkü çok tartışma var, yasaklar var, içerisinde susturulmalar var. Ben her yasama yılı sonunda yaptığım karne konuşmasını yaparak ne susturuluyor, kim susturuluyor; bunu açıklamaya çalışacağım size.

Evet, ne gördü geçen yasama yılında sizinle beraber Türkiye? Milletimizin enflasyonla, pahalılıkla, geçim darlığıyla, Suriyelilerle sınandığı bir dönemde iktidarın on aylık ekonomi modeliyle ilk sekiz ayda ihracatın yüzde 18, ithalatın yüzde 41, dış ticaret açığınınsa yüzde 146 rekor artış gösterdiğini, sekiz ayda 73 milyar doları bulduğunu; olanları açıklayamayacağını gören Bakanın neoliberal ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşımla açıklamaya çalıştığını gördü. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bir yılda 8,8'den 18,5'u geçen dolar kurunu yani herkesin yarı yarıya fakirleştiğini, Merkez Bankasının kayıp 128 milyar dolarına 75 milyar dolar daha ilave olduğunu, yılın ilk yarısında kur korumalı mevduatın maliyetinin, çiftçiye verilen mazot desteğinin 12 katını bulduğunu gördü. "Dünya 5'ten büyük." diyen iktidarın müthiş ekonomi modeliyle 2021 Eylülünde yüzde 19,5 olan enflasyonun TÜİK'e göre bile 4 katı artarak 83,45'le dünyanın en yüksek enflasyonlu 5'inci ülkesi olduğumuzu, enflasyon düşünce düşmesi gereken fiyat artış hızının da artmaya devam ettiğini gördü.

Taban maaş için eylem yapan öğretmenlere gaz sıkılan, "çapulcu" denilen bir dönemde atanamayan öğretmenlere çözüm bulması gereken atanmış Millî Eğitim Bakanının "Mühendisler de atanamıyor ama ağlamıyor." dediğini gördü.

İşsizlik alıp başını gitmişken, icra dosyası 25 milyonu aşmışken, icradan satılanlar arasında büyükbaş hayvanlar, çiftlikler, fabrikalar varken, çıkıp "Devletin fabrika kurduğu, fabrikaları arpalıklara çevirdiği zamanlar artık geride kaldı." diyen Sanayi Bakanı gördü.

Artan girdilerle ezilen çiftçilerin hâlinden de nasıl kıtlığa düşeceğimizden de haberi olmayan, 6 şeker fabrikasını 290 milyon dolara sattıktan sonra şekersiz kalınca, 300 milyon dolara 400 bin ton şekeri ithal eden bir iktidarın "Biz olmasak Afrika, Avrupa kıtlık içindeydi." diyen Genel Başkan Vekilini gördü.

Dünyada konut fiyatları ve kiralarda artışın en yüksek olduğu ülkeyken, Aile Bakanlığı verilerine göre bakımsız hane sayısının 16 binlere ulaştığı bir dönemde, kiradan yakınan gençlere, ilginç bir videoyla "Kiralık bulamıyorsanız ev satın alın." diye tavsiye veren her şeyden bihaber bir Çevre Bakanı gördü.

Son on iki yılda Mecliste 16 kez ÖSYM sınavlarının incelenmesini reddetmiş iktidarın, ispatlı KPSS çalınmış soruları nedeniyle görevden alınan ÖSYM Başkanının ardından Devlet Denetleme Kurulunun ve savcıların sessizliğe büründüğünü gördü. Atatürk'ün şahsi mal varlığı ve milletine bağışladığı Atatürk Orman Çiftliğinin adının silinmeye kalkıldığını gördü ve Maliyede KPSS puanı olmayan, üç yıl uzman yardımcılığı yapmayan 1.500 kişinin bir gecede uzman yapıldığını, en yüksek puan alanlarınsa mülakatta elendiğini gördü.

90 ülkenin merkez bankası faiz artışına giderken Merkez Bankasına faiz indirtildiğini ve dünyanın kalanı büyüme pahasına enflasyonla mücadele ederken enflasyon pahasına büyümeyi tercih eden ekonomi modelinde nas açıklamasıyla "Çetin bir mücadeledeyiz." denildiğini ama G20 ülkeleri arasında faizin en yüksek olduğu 2'nci ülke olduğumuzu gördü.

TÜİK göre bile yıllık gıda enflasyonunda yüzde 93 artışla dünyada en yüksek gıda enflasyonuna sahip 5'inci ülke, EUROSTAT verilerine göre "iki günde bir et, tavuk alamayanlar" listesinde 36 Avrupa ülkesinde ilk sırada olmamıza rağmen "Bir ülke eğer kapıları açıksa, fiyatları dünya fiyatlarına yakın sürüyor, dünyayı biz doyuruyoruz." diyen Tarım Bakanı gördü.

İşçiye ödenen ücretin katma değerdeki payının 2012'de yüzde 55'ten yüzde 32'ye düştüğünü, şirketlerin millî gelirden aldığı payın yüzde 43'ten 47'ye yükseldiği bir dönemde çıkıp "İşçinin ekmeğini birlikte yeriz, sanayiciyle ise beraber yürürüz." diyen Ekonomi Bakanı gördü.

Kayseri'de bir vatandaşın "Açım, aç! Faturaları ödeyemiyorum, Suriyelilerin karnını doyur, tüp yok, yiyecek ekmeğim yok." diyerek kendini kestiğini ama Karadeniz'de doğal gaz müjdesinden bu yana elektrik ve doğal gaz faturalarının katlanarak arttığını, OECD enerji fiyatlarında son bir yılda en yüksek ülke olduğumuzu gördü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AYLİN CESUR (Devamla) - "Dünyada gerçekleştirdiğimiz kültür ve sanat etkinlikleriyle ender ülkelerden biriyiz." diyen Kültür Bakanına rağmen konser ve festivallerin bir bir iptal edildiğini gördü ve bir sanatçınınsa devletin bürokratları tarafından yüzünün kesilerek, parçalanarak öldürüldüğünü gördü.

Pahalılık, barınma gibi nedenlerle üniversiteye kayıt yaptıramayanların 105 bin arttığını, gençlerin yüzde 73'ünün başka ülkelere gitmek için hayaller kurduğunu ve KYK yurtlarında maalesef 3 gencimizin intihar ettiğini gördü.

Konya'da görev yaptığı hastanede öldürülen meslektaşımla ilgili yayın yasağı getirildiğini ama bir yandan da Horasan'da "Çalıştırın hemşireleri, kırbaçlayın." diyen bir Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü gördü.

Değerli milletvekilleri, zamanım yok. Sansür bu karneden belli değil mi? Sansür yasası böyle bir dönemde zalimliktir.

Nemrud'a sormuşlar "Nasıl bu kadar zalim oldun?" diye, "Kimsenin sesi çıkmadı da ondan." demiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYLİN CESUR (Devamla) - Sesimizi biz millet adına buradan, yarın da sandıkta duyurmaya devam edeceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Evet, Sayın Cesur, süreniz doldu.

AYLİN CESUR (Devamla) - Bu düşüncelerle, bu yasanın bu şekilde geçmesinden dolayı duyduğum üzüntüleri dile getirir, hayırlı uğurlu olmasını diler, saygılar sunarım.