| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
340 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi hakkında partim adına konuşmak için söz aldım.
"Basına sansür yasası" olarak da adlandırılan bu teklif, seçimler yaklaşırken anayasal özgürlüklerin daraltılmasındaki en önemli son halkadır. Bu yasa teklifiyle tüm medya kurumları ve sosyal medyanın susturulması amaçlanmıştır, öte yandan, halkın bilgi alma hakkı engellenmiş ve düşünce özgürlük alanı da daraltılmış olacaktır.
Hatırlarsınız, basının önemini iyi bilen ve hukuksuzluktan çekinmeyen iktidar, 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine üç ay kala, Türkiye'de en büyük medya grubunun bir yandaşına geçmesi için hukuk dışı yöntemler kullanmak suretiyle seçimlere gitmişti. Bugün medyanın önemli bir bölümü vesayet altındadır ya da yandaş havuz medyası hâline gelmiştir. Halkın doğru bilgiyi paylaşım odakları son derece kısıtlıdır. Bugün bilhassa gençler internet mecrasında dünyadaki her bilgiye kolaylıkla erişim imkânı bulmakta ve paylaşabilmektedir. Bundan iktidarın kaygılandığını biliyoruz.
5'inci madde internet medyasının susturulması anlamına gelmektedir. İnternet haber sitesi kurmak için başvuru yeri cumhuriyet başsavcılığı iken teklifte Basın İlan Kurumu olarak değiştirilmişti. Bu kurum, taraflı İletişim Başkanının denetiminde taraflı bir iktidar kurumudur; en başta, muhalif internet medyasına belli dirençler göstereceği açıktı. Neyse ki itirazlar üzerine yeniden düzeltilmek suretiyle yetki başsavcılığa tekrar geçmiştir. Bu düzeltme memnuniyet vericidir. Başvuru sahibinin eksik ve gerçeğe aykırı bilgi nedeniyle internet haber sitesi vasfının kazanılmadığının tespiti amacıyla da sadece İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi görevli kılınmıştı. Yine, itirazlar üzerine bu da değiştirilmek suretiyle "asliye ceza mahkemeleri" olarak düzeltilmiştir. Eğer öyle kalsaydı tek mahkemenin -HSK'nin bugünkü yapısı da düşünüldüğü zaman- ciddi baskı altında kalabileceği kesin öngörülüyordu. Yetkili mahkemenin tespiti sonucu internet haber sitesi vasfı kazanılmamışsa ilanlardan yararlanılamayacağı gibi, tüm çalışanların da basın kartı iptal edilecek, kurum ve çalışanları işlerini kaybedeceklerdir. Teklifin 29'uncu maddesinde, gerçek dışı haber üretmek, yaymak nedeniyle bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası da öngörüldüğü düşünülürse özgürce görevini yapma imkânı medya için hiç kalmamıştır.
İktidar neden medyayı ve haber sitelerini susturmak istiyor? Çünkü gerçek dışı haberi üreten ve yayan, iktidarın ta kendisidir. İktidar, gerçeklerin ortaya çıkmasından çekinmektedir. İktidar "Dış düşman son mermisini ekonomimize sıktı, yeni ekonomi modelimizle enflasyonu durduruyoruz." derken gerçeği söylemiyor. İlk defa, İkinci Dünya Savaşı'ndaki rekor enflasyon oranları aşılmıştır. Bilim dışı ekonomi politikaları yüzünden enflasyon, halkı yoksulluğa, açlığa mahkûm etmiştir. Enflasyon oranı savaştaki Rusya ve Ukrayna'nın neredeyse 8-10 katıdır. Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanının "Sizleri kimse yanıltmasın." açıklamasının ardından "30 olan oy kullanma yaşını 18 yaşına biz indirdik." diye seslenmesi gerçeği yansıtmayan sayısız örneklerden sadece birkaçıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Ana muhalefet partisini Mersin terör olayıyla bağlantılı göstermeye çalışarak, ardından bu partiye "Millî güvenlik sorunudur." demek gerçek bir dezenformasyon örneğidir. (CHP sıralarından alkışlar) TÜİK gerçekleri değiştirirken dezenformasyon yapmış olmayacak mı? ENAG görevini sürdürebilecek mi? "Yasakları kaldırıyoruz." diyerek iktidar oldunuz, ülkeyi yasaklar ülkesi hâline getirdiniz. Az kaldı, sandıkta faturası ağır olacak.
Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)