| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 01.07.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, emeklilerimizin hâli ortada. Emeklilerimizin her zaman bizim başımızın üstünde yeri var. Onlar, zamanında bu ülkenin üretimine, istihdamına ve kalkınmasına çok önemli katkılar sağlamış büyüklerimizdir, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyiz.
Değerli milletvekilleri, bu vatandaşlarımız emekli oldular, köşelerine çekildiler diye yok sayamazsınız. Emeklilerimizin bugün hâlinin ne olduğunu sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz, en son 2.500 liralık en düşük emekli maaşını 3.500 lira yaptınız, bugün emeklilerimiz bırakın torunlarına bayram harçlığı vermeyi, evlerine ziyarete gitmekte bile zorluk çekiyorlar. Ben Samsun Milletvekiliyim, bugün Samsun-İstanbul bileti 350 lira, geri dönüşüyle 700 lira, hanımıyla beraber gitse 1.400 lira.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Gidince dönemiyorsun. Dönemiyorsun Başkanım, orada kalıyorsun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bugün asgari ücret belirlendi, 5.500 lira, siz de en düşüğünü 3.500 lira yaptınız. Bırakın torunlarına, çocuklarına hediye almayı, "sılayırahim" diyorsunuz; evlerine gitme, ziyaret etme lüksleri bile yok. Eskiden emekli olan vatandaşlarımızın hiç olmazsa aldıkları emekli ikramiyesiyle, komşularından topladığı üç beş kuruşla beraber ev alma imkânı vardı. Bugün o evi almayı bırakın, kapısından bile geçemez, bir odasını bile satın alamaz. Bugün emeklilerin durumu ortada. Ne yapıyorlar? Sabahtan akşama kadar kuyruklarda.
Peki, bunu hak ediyorlar mı? Hani, bizim ülkemizin refahından bahsediyoruz, gelişmişliğinden bahsediyoruz; yirmi yılını, otuz yılını veren insanların hâlâ ikinci iş peşinde koştuklarını hepimiz biliyoruz; yazıktır, günahtır. Bugün sosyal devlet olmanın gereği olarak, hiç olmazsa hazine garantili köprülere ayırdığınız para kadar, şehir hastanelerindeki hasta garantilerine ayırdığınız para kadar, kur korumalı mevduata ayırdığınız para kadar -bunların yüzde 25'ini bile- emeklilerin maaşını iyileştirmek için harcasanız hiçbir problem kalmaz. Bunu fazlasıyla hak ettiklerini düşünüyoruz.
Bugün, özellikle, kişi başına millî gelir 12.582 dolardan 9 bin dolara düşmüş, tüketici enflasyonu yüzde 73,5; üretici enflasyonu yüzde 132, açlık sınırı 6.319 lira. Bugün, asgari ücret açıklandı 5.501 lira. Sizin asgari emeklilik maaşını yaptığınız rakam 3.500 lira. Yani ramazan senede bir ay, sizin hesaba göre bunların bütün yılı oruçlu geçirmeleri lazım. Bunun yanı sıra ev kiralarını söylemiyorum; elektrik, doğal gaz, su faturalarını söylemiyorum. Eskiden bir ev kiralarken bunların hiçbir tanesine bakılmazdı. Evin kirası bin liradır, 2 bin liradır; bu konuşulurdu ama bugün maalesef, elektrik, su, doğal gaz bedellerinin kiraların daha üzerinde olduğunu hepimiz görüyoruz ve de biliyoruz. Bizim önerimiz şu... Hiç olmazsa bu dönem hem asgari ücrete hem de çalışanlara enflasyon oranında zam yapılsın diye bekliyorduk, ümit ediyorduk ama maalesef, bugün yine dağ fare doğurdu "yüzde 25" dediniz. Yüzde 25'le ellerine geçen para 5.500 lira. Asgari ücretle ne bayram ziyareti ne alışveriş ne çoluğuna çocuğuna bakma ne de asgari şartlarda geçimini sağlama mümkün değil. Açlık sınırının 6.400 lira olduğu bir ülkede 5.500 lirayla ya da 3.500 lirayla geçinmek için mucizeler yaratmak lazım, mucizeler oluşturmak lazım. Otuz beş, kırk yılını bu devlete vermiş vatandaşlarımız hiç olmazsa kalan ömürlerini huzur içinde geçirsinler, sağlık, sıhhat, afiyet içinde geçirsinler; bu vatandaşlarımızın mutlu günleri olsun istiyoruz. Ümit ediyoruz ki refahlarını yükseltirsiniz ama yirmi yılda gelinen nokta bu. Bugüne kadar yaptıklarınıza baktığımız zaman bundan sonra iyi şeyler olacağına dair benim şahsen hiçbir beklentim yok. Sonuç millete gitmek, sandığa gitmek; az kaldı diyorum.
Şimdiden -herhâlde bu dönem son konuşmamız- herkesin bayramını tebrik ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)