GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:106
Tarih:22.06.2022

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Babalar Günü'nü geride bıraktık. 17 Haziranda Türkiye Cumhuriyeti 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ölümünün 7'nci yıl dönümüydü. Ben de başta babam Aydın Önder olmak üzere tüm babaların Babalar Günü'nü kutluyorum ve Türkiye'nin babası Süleyman Demirel'in nezdinde ebediyete intikal eden tüm babalarımızı da rahmetle anıyorum.

Yapılan devlet töreninde de sosyal medya başta olmak üzere her platformda gördük ki tüm Türkiye benim gibi Süleyman Demirel'i özlemiş. "Nesini özlemiş Demirel'in?" derseniz, gülümsemeyi özlemiş Türkiye, eleştiriye tahammül özlemiş, hoşgörüyü ve vefayı özlemiş, devletin devlet gibi yönetilmesini, uluslararası arenada saygınlığı ve gerektiğinde en sert yumrukların masaya diplomatik nezaketle konulmasını özlemiş. Atatürk'e bağlı, cumhuriyete muhafız, milliyetçiliği dilde değil, özde benimseyen devlet yönetimini; halkı tebaa değil, birey olarak gören anlayışı özlemiş; hizmetleri, büyümeyi, kalkınmayı, onu sağlayan liyakati özlemiş; adaletin kadıya mülk olmadığı hukuk devletini, rakipleriyle en sert eleştirilerin yapıldığı bir masadaki devlet adamı nezaketlerini, gelmek kadar gitmenin de demokrasinin önemli bir parçası, en basit kuralı olduğunu özlemiş; basının, üniversitelerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin özgürce konuşabildiği Türkiye'yi özlemiş. Aslında Türkiye, ömrünü demokrasiye adayan babanın nezdinde demokrasiyi özlemiş.

Evet, bugün Türkiye çare arıyor; çare, yatırım ikliminde. Ancak uluslararası yatırımların gün geçtikçe azaldığı ülkemizde, bayram için memlekete gidiş bileti alırken dönüş biletinin fiyat belli olmadığı için satılamadığı bir Türkiye'de, işte böyle bir yerde yatırımcı parasını, böyle bir sisteme bağlamak istemiyor.

İstanbul Uluslararası Finans Merkezi planı, 2009'da Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan planla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir proje olarak önümüzde ve emlakçılık ve gayrimenkul sektörüne sıkışmış, böyle bir hedefteki bir altyapı projesi sadece.

İstanbul kendine ait ve övündüğümüz bir büyük dünya şehri iken dünyanın sayılı finans merkezleri arasında yer alamamıştır ve sorumlusu da yangından mal kaçırmayı çare sanan bir anlayışın Türkiye'yi yirmi yıldır içine soktuğu fasittir. Bu teklifle bu fasitten çıkaramaz, dev binalar yaparak ekonomiyi ayağa kaldıramazsınız değerli arkadaşlar.

Yabancı yatırımcı neden gidiyor? Daha yeni, Volkswagen CEO'su fabrika projesinden vazgeçme nedeni olarak siyasi durumu işaret etti, açıkça etti ve 245 dolar asgari ücrete rağmen lojistik ve ucuz iş gücünde dünya ülkelerinin iştahlarının kabarmasına rağmen, siyasi güvensiz bir ortamda yatırımcı kaçıyor. Evet, önce ekonomik ve siyasal istikrar sağlanacak; işte, mesele yapısal yani. Nasıl sağlasın? Finansal istikrar için gerekli altın kuralların bugün Türkiye'de hiçbir tanesi yok. Hiçbir ekonomik parametrede öngörülebilirliğin olmadığı, hukukun üstünlüğünde 139 ülkede 117'nci, "Economist Intelligence Unit"in hazırladığı Demokrasi Endeksi'nde 2021'de 167 ülkede 103'üncü olduğunuz bir ülkede ekonomik ve siyasal istikrar bekleyemez, sağlayamaz ve bundan söz dahi edemezsiniz; eğer ederseniz de gülerler, kendinizi de dünya raporlarına göre 10'uncu beklerken 60'ıncı buluverirsiniz.

Evet, uluslararası finans kurumları ve yatırımcılar bu verileri dikkate alıyor değerli arkadaşlar ve Küresel Rekabet Endeksi 2021 Raporu'nda dünyada 48 metropol şehir ekonomi, AR-GE, kültürel etkileşim, yaşanabilirlik, çevre ve erişilebilirlik gibi 6 temel alanda, 70 göstergede mercek altına alınıyor ve İstanbul burada 34'üncü çıkıyor. Siz bu kentlerde müzik yasağı getirerek, festivalleri yasaklayarak, kadın sanatçıları davet edip sonra geri göndererek bu şehirlerle bunlarla mı rekabet etmeyi planlıyorsunuz?

3'üncü maddede İstanbul Finans Merkezi'nin fiziki alanı ve katılımcı belgesi hakkında düzenlemeler var. Fiziki alanı sınırlamışsınız en başta, bir alanda sınırlanan bir finans merkezi kanunu ile boş blokları doldurursunuz ancak. 100 bin göç bekleniyor, yakında kira fiyatları artacak; teklif bu hâliyle aslında, bir kira sözleşmesi niteliğinden daha fazla bir şey değil.

Evet, dünya uzaktan finansal faaliyetlerle, teknoloji imkânlarıyla alakadarken biz hâlâ "Boş kalmasın." mı diyeceğiz, bununla mı geçineceğiz? Bu proje maalesef bunu sağlayacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

AYLİN CESUR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Siyasal sistemimizin tek kişiye bağlandığı rejimde demokrasiden uzaklaşıldığının göstergesi aynı zamanda 3'üncü madde çünkü yirmi yıl yönetimini Türkiye Varlık tarafından kurulan bir anonim şirkete bağlıyorsunuz ama denetimini halkın görebileceği şekilde Sayıştaya vermiyorsunuz, bunu anlamak gerçekten mümkün değil. Neden bu teşviklerden çiftçiyi, öğrenciyi, çalışanları, EYT'lileri yararlandırmıyorsunuz da sürekli sermayeyi yararlandırıyorsunuz, bunu anlamak da mümkün değil. Ve biz, yine de doğrusu, tutanağa geçsin diyelim, maddenin 4'üncü fıkrasında Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından verileceği belirtiliyor; neden, ilgili Bakana güvenmiyor musunuz? Yani hani, son dönemde baktığınız da güvenilecek gibi de değil, bunda da haklısınız ama biz yine de doğrusunu söyleyelim, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olsun bu.

Yatırımcının ilacı güven, güven ikliminin sırrı adalete, işleyen adalet için de demokrasi şart. Yani demokrasiyle başladığımız konuşmamızı yine Demirel'in...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız.

AYLİN CESUR (Devamla) - ...sözüyle tamamlayalım o zaman "Evet, demokrasilerde çareler tükenmez, çare vardır ve o çare demokrasinin içindedir."

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)