GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:105
Tarih:21.06.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı önemli bir bakanlık, Türk milletinin geleceğiyle ilgili son derece önemli bir görev ifa eden bir bakanlık. Dolayısıyla, böyle bir Bakanlığın başında önce eğitim çalışanlarının, öğretmenlerin ve milletimizin güveneceği bir Bakanın olması temel şart olarak görülmeli. Ama Sayın Millî Eğitim Bakanının bugüne kadar yapmış olduğu eş dost kayırma çalışmalarının bu güveni yerle yeksan ettiğini ifade edebilirim. Bu, şu demektir: Bir Millî Eğitim Bakanı, ülkede onca liyakat sahibi, kabiliyet sahibi insan varken, eğitim çalışanı, öğretmen varken eğer şoförünü önce Özel Kalemine alıp daha sonra şube müdürü yapıyorsa o Millî Eğitim Bakanının, şube müdürlüğünü kazanmış ama ataması yapılmayan yüzlerce şube müdürüne bunun hesabını vermesi lazım. Ben, Sayın Bakanın gece yastığa baş koyduğunda vallahi nasıl uyuduğunu merak ediyorum. Bu ne demektir ya! Sayın Bakan, biz sana nasıl güveneceğiz? Bir sürü şube müdürü var sınav kazanmış ama sen, bu şoförünü şube müdürü yaptıktan sonra "76'ncı madde" diye bir maddeyi kullanıyorsun ve sınava girmemiş, sınavı kazanamamış insanları şube müdürü olarak atıyorsun. Bu sınavı neden açtın? Dolayısıyla, Millî Eğitim Bakanının bu nepotizmden, akraba, eş dost çevresini koruma hastalığından kurtulması lazım ama zor. Çünkü Sayın Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ÖSYM Başkanlığında da aynı anlayışı sergiledi, yine oyun arkadaşlarını, avanesini çevresine topladı; şu anda da Millî Eğitim Bakanlığında aynı şeyi yapıyor.

Bakın, 2 kız kardeşi 1'i Türk musikisi sanatçısı, isim vermeyeyim, diğeri de kardeşi- alıyor, müşavir yapıyor ve başdanışman yapıyor. Sayın Bakan Yardımcım burada; Orhan Erdem burada. Ben Orhan Erdem'in yakınını, avanesini başdanışman yaptığını görmedim; Sayın Bakanım, ben mi yanlış hatırlıyorum? Yani iktidarın bizden önce buna bir ses yükseltmesi lazım; bu hastalıklı, marazlı eş dost koruma anlayışından iktidarın rahatsızlığını dile getirmesi lazım. Nasıl izah edeceğiz? 700 bin ataması yapılmayan öğretmen görev bekliyor.

Bakın, daha önceki dönemlerde "KPSS sınavı kadar mülakat puanı verilmesi" uygulaması vardı; yerleşik uygulamaydı ve Ziya Selçuk bunu sağlamak adına gerekli talimatları filan da verdi ama Sayın Bakan geldi, çocuklar KPSS sınavından daha düşük mülakat puanı almaya başladılar. Sebebini soruyoruz, açıkla diyoruz, teröristse "terörist" de; bunu da diyemiyor Sayın Bakan, sebebini açıklayamıyor. Yani yerleşik bir içtihadı dahi ayaklar altına alan bir uygulama yaptı Sayın Bakan. Dolayısıyla Sayın Bakanın bundan sonra yapacağı hiçbir işe, hiçbir çalışmaya ne eğitim çalışanları ne öğretmenler ne de bu işten anlayan insanlar güven duymayacaktır. Dolayısıyla bir an önce, ya yaptıklarını izah edebilmeli... Bakın, bir sürü siyasi partinin milletvekili açıkladı "Şoförünü şube müdürü yaptın mı?" diye; Yıldırım Kaya da burada, o da sordu. "Yapmadım." diyebildi mi? Diyemedi; sesi çıkmadı âdeta, sesi çıkmadı. Peygamber Efendimiz'e kıyamet alametleri sorulduğunda şunu söylüyor: "Emanet ehline verilmediği zaman kıyameti bekleyin." diyor Peygamber efendimiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Yani bugünün anlayışından nasibini almamış Sayın Millî Eğitim Bakanının Hazreti Peygamber Efendimiz'in bu sözünden bir çıkarım yapması gerekirken bundan da bir çıkarım yapmadığını görüyoruz. "İşi ehline verin." emrini de ayaklar altına alıyor. yani AK PARTİ'nin dinî referansları zaman zaman gündeme getiren bir siyasi parti olduğunu biliyoruz. Ya, bu uygulamalar yüce İslam dininin, yüce dinimizin neresinde var ya, neresinde var? Sayın Bakan yaptıklarından utanmalıdır ama Sayın Bakanla birlikte bu yaşananlara göz yuman iktidar partisi de bu utancı taşımalıdır diyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)