| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 02.06.2022 |
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yirmi yıl sonra nihayet ülkemizde enflasyon canavarı hortladı. Yıllık resmî enflasyon yüzde 70'i aştı, gerçek enflasyon ise yüzde 150'yi buldu. AK PARTİ iktidarı yüzde 36'lardan aldığı eski Türkiye'deki enflasyonu -çok şükür, kutluyorum- yüzde 150'lere çıkardı yani şampiyon oldu. Bir yılda akaryakıta yüzde 300 zam, elektriğe yüzde 200 zam, doğal gaza yüzde 150 zam, TEKEL ürünlerine yüzde 200 zam, gübreye yüzde 400, yeme 250; ekmeğe zam, süte zam, suya zam, iğneye ipliğe zam; zam zam zam, zam oğlu zam. Vatandaş yoksulluktan 3 öğün yemek yiyemiyor, siyasi iktidar günde 3 öğün zam yapıyor. Akşam zam, sabah zam, sağa dön zam, sola dön yine zam. Vatandaş perişan, artık uykudan zamla uyanıyor, halk perişan. Halk "Yeter artık. Bunun bir sonu yok mu? Zamlardan bıktık, tükendik, açız." diyor ama duyan yok. Sarayda her şey tozpembe, çok güzel; onun için duymuyorlar. Duymasalar da söyleyelim: 2022 yılı Ocak-Nisan arası resmî enflasyon yani sahte enflasyon yüzde 32. Sahte enflasyona göre memura, emekliye, işçiye zam yapılır. Ne oluyor? Şu anda 10 milyonu aşkın, 12 milyon emekli iktidardan yüzde 32 oranında alacaklı; iki ay sonra tekrar zam alacaklar -altı aylık zam farkı- en az yüzde 40 alacaklı yani her ay benim emeklim iktidardan ortalama 1.250 lira alacaklı. Memurlarımız da yüzde 25 alacaklı, onlara da baktığımız zaman onlar da her ay 2 bin lira alacaklı; işçilerimiz de aynı. Sayıları 19 milyona varan emekli, memur, işçinin bu alacaklarını neden ödemiyorsunuz? Bu memur, bu emekli, bu işçi yani 19 milyon vatandaşımız -soruyorum size- size ne yaptı Allah aşkına, hangi kötülüğü yaptı? Önümüzdeki iki ay yine bunlar enflasyon altında inim inim inleyecekler, niye çare bulmuyorsunuz? Niye borcunuzu ödemiyorsunuz?
Bakın, geçiş garantili yol ve köprülere paralarını peşin peşin ödüyorsunuz, 5'li çeteye ihalelerini peşin peşin ödüyorsunuz; uçmadığımız havaalanlarından, geçmediğimiz köprülerden, yatmadığımız hastanelerden garanti paralarını devletin hazinesinden peşin peşin ödüyorsunuz. Yine soruyorum: Allah aşkına, memurun, emeklinin, işçinin alacağını niye ödemiyorsunuz; bunlar size ne yaptı? Şimdi yine soruyorum: Holdinglerin, şirketlerin milyarlarca liralık vergi borçlarını sildiniz, hızınızı alamadınız, "TÜRK TELEKOM'u geri alalım." dediniz, Hariri'ye 24 milyarı ödediniz.
Yahu arkadaşlar, bunlara paralar var. Hele hele sarayda sayısı belli olmayan danışman, üst düzey bürokratlara üçer, beşer, onar maaşları tıkır tıkır ödüyorsunuz. Örtülü ödeneği saymıyorum; milyarları oradan da ona buna gönderiyorsunuz. Yahu, yine soruyorum, Allah aşkına, bir cevap arıyorum: 19 milyon emekliye, memura, işçiye borcunuzu niye ödemiyorsunuz? Size ne yaptı bu halk? Bu insanlar size ne yaptı? Allah aşkına ya, bir cevap verin de bu cevabı bir duyalım diyorum ama biliyorum ki verecek cevabınız yok.
Sürem bitiyor. Yoksulluk sınırının 19 bin lira olduğu, açlık sınırının 6 bin lira olduğu ülkemizde tam tamına 20 milyon emekli, memur, çiftçi, vatandaş açlık sınırının altında gelire sahip.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Hiç mi vicdanınız yok ya, borcunuzu niye ödemiyorsunuz?
Bakın size birkaç zamla ilgili şiir okuyayım da gönlünüz şenlensin.
"Zam geliyor, zam geliyor.
Sık kemeri zam geliyor.
Benzine de zam geliyor.
Arabaya da zam geliyor.
Gelince de tam geliyor.
Baba, kömür al, zam geliyor.
Ana, ekmeğe de zam geliyor.
Et, süt yine zamlanıyor.
Zam geliyor, zam geliyor.
Gelince de tam geliyor.
Oğlum hasta, kızım saralı.
Hastalanma, doktor paralı.
Fakir fukara çok yaralı.
Zam geliyor, zam geliyor.
Sık kemeri zam geliyor.
Her şeyin başı oy baba, oy.
Zam gelince boş cebine koy.
Olan oldu, ister çalış iste soy.
Zam geliyor, zam geliyor.
Sık kemeri zam geliyor.
Gelince de tam geliyor."
Hoşça kalın efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)