GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:94
Tarih:25.05.2022

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 327 sıra sayılı Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi hakkında partim adına konuşmak için söz aldım.

8'inci madde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun görev ve yetkilerine ilişkindir. TMSF, kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde kaynaklarını görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde serbestçe kullanabiliyordu. 8'inci maddeyle yapılan değişiklikle özerk bir kurum olan TMSF kaynaklarını Cumhurbaşkanlığınca verilen görevlendirme çerçevesinde kullanabilecektir. Bu maddeye ciddi bir muhalefet ve itiraz olmamıştır; olmamıştır ama Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle dört yıldır yaşadığımız süreçte Cumhurbaşkanının yetkili olmadığı hiçbir alanın kalmaması sorunludur, esas itirazımız bunadır.

Yine itirazımız, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gücünü ve işlevini yitirmesine, devlet bürokrasisinin etkisiz ve çalışamaz hâle gelmesinedir. Teklifle bankacılık, Varlık Fonu ve finans konularıyla ilgili değişiklikler, iyileştirmeler öngörülmüştür. Öte yandan kur korumalı sistemin genişletilmesi, şirketlerin de dâhil edilerek teşvik edilmesi derin yoksulluğa itilen ülkemizi tam bir çıkmaza sürüklemiştir. Denetlenmeyen, sorgulanmayan bu sistem, finansman ve kaynak bulabilmek uğruna her çareye başvursa da nafile, sonuç alamamaktadır. Sorunun, hukuk güvencesinin olmayıp denetlenmeyen bir sistemde yetkilerin bir kişide toplanmasında olduğunun yeterince bilincine varılamamıştır. "Faiz sebep, enflasyon sonuç" inat ve ısrarı yüzünden halkın büyük kesimi ilk defa yoksulluk ve açlıkla yüz yüze kalmıştır. Finansman bulmak için neredeyse bütün kaynaklarımız tüketilmiş, sıra elde kalan doğal sit ve millî park alanlarına gelmiştir. Maalesef Antalya'da merkez, Kaş ve Gazipaşa'ya kadar birçok bölgede millî parklar ve doğal sit alanlarımız bu plan değişikliklerine maruz kalmış ancak meslek odalarının açtığı davalarla engellenmeye çalışılmaktadır.

Milyonlarca insanımız elektrik ve doğal gaz faturalarını ödeyemediği için karanlık ve soğuğa mahkûm olmuştur. Öte yandan finansman bulmak için neredeyse bütün kaynaklarımız satılmış, çevre değerlerimiz hiçe sayılarak maden ve taş ocaklarıyla ormanlarımız, inşaatlarla sahillerimiz, koylarımız rant uğruna talan edilmiştir. Bu torba yasa teklifinde de emekliye, milyonlarca işsize, tarlasını ekemeyen çiftçiye, öğrenciye ve öğretmenlere, KYK borçlusu üniversite mezunlarına, yoksulun derdine merhem olacak yine hiçbir şey yoktur. Bunlar yoktur ama kur korumalı mevduat yüzünden halkın vergileriyle bankalara ve mevduat sahiplerine büyük meblağlar aktaran hükümleri vardır.

Kamu-özel iş birliği yatırımları halkın kullanamadığı ama maliyetinin halka yüklendiği yatırımlardır, çocuklarımızı borçlandırma pahasına fahiş fiyatlarla yapılmaktadır. Bütün bunlarla "Biz büyük yatırım siyaseti yapıyoruz." övünmesi yapılırken diğer taraftan da yandaşa para aktarıldığı gözlerden kaçmıyor maalesef.

Ahlat sarayından sonra Ahlat'ta Bakanlık konutları yapılmaya başlandı. Bir taraftan da Atatürk Havalimanı'nı yıkma faaliyeti sürüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Deprem tehdidi altındaki İstanbul için hiçbir tedbir almazken ısrarla Kanal İstanbul inadını sürdürmesi, artık rejimin tümden hesabını kitabını kaybedip savrulduğunun en belirgin işaretidir. Bugün yapılması gereken tek şey israfı durdurmak, fahiş yatırımları durdurmak, çılgın yatırımlardan vazgeçmek ve elde ne kalmışsa insana yatırım için seferber olmaktır. Hesapsız, plansız çılgın projeleriniz yüzünden insanımız, gençlerimiz kendi ülkesinde mutsuzdur, çaresizdir. Başka ülkelerden her gelene kucak açan iktidar kendi gençlerimize, yetişmiş insanımıza "Giderlerse gitsinler." diyerek sınır kapısını gösteriyor. Öncelikle kendi insanımızı odağa alan bir iktidar ancak gençlerimizin umutlarını yeniden yeşertebilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Tabii, bunu yapabilmek için de bu rejimden kurtulmak zorunluluktur, hukuk güvencesini sağlayacak güçlü ve demokratik bir parlamenter sistemi yeniden kurmak zorunluluktur. Ortak akıl ve nitelikli demokrasiyle ülkenin bütün kazanımları ve değerleri yeniden seferber olabilir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)