| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 19.02.2013 |
RECAİ BERBER (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, anlaşıldı ki daha selam verirken sataşmayla karşı karşıya kalıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Sayın Berber" demek sataşma olur mu? "Sayın Berber" dedik sadece.
RECAİ BERBER (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum
Evet, 417 sıra sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, gerçekten Komisyonumuzda bir buçuk aya yakın bu konu -hem alt komisyonda hem Komisyonda- enine boyuna, çok tartışıldı ve kamuoyunda da tartışıldı zaten. Çünkü daha önce, arkadaşların dediği gibi, bir Danıştay kararıyla bazı maddeler, yönetmeliğin bazı hususları iptal edilmişti, yürütmeyi durdurma söz konusuydu. Dolayısıyla, kanun Komisyonda görüşülürken hem alt komisyonda hem Komisyonda, bütün bu yargı süreci dâhil ve Komisyonda iktidar-muhalefet milletvekili arkadaşların önerileri dâhil, hepsi önemli katkılar olarak değerlendirildi ve kanun metnine de bakılırsa -Komisyondan çıkan şekline- Komisyona gelen şekliyle çıkan şekli arasında önemli, hakikaten -altını çiziyorum- çok önemli değişiklikler olduğunu görecek arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, genel anlamda yurt dışında "PPP" yani "public-private partnership" diye bilinen kamu-özel iş birliği projelerini biz Türkiye'de aslında yeni uygulamıyoruz, yirmi yıldan beri "BOT" olarak yani "yap-işlet-devret" olarak biliyoruz daha çok. Yap-kirala-devret modeli son dönemlerde uygulandı. Dolayısıyla, kamu-özel iş birliğini sadece Sağlık Bakanlığının bu projeleri için geliştiriyor değiliz.
Şimdi, burada, Sağlık Bakanlığının bu projelerinin büyüklüğünden, cesametinden bahseden arkadaşlara ben soruyorum: Bundan bir yıl kadar önce yine Komisyonumuzda, yine, bu defa Ulaştırma Bakanlığının bir projesiyle ilgili olarak, projenin yarım kalması veya devrolması hâlinde hazine garantisi getiren hükümleri getirdik, hep birlikte tartıştık ve koyduk.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Hep birlikte tartışmış olabiliriz. Biz "evet" mi dedik Sayın Berber? Biz "evet" mi dedik ya?
RECAİ BERBER (Devamla) - Dikkat ederseniz, o proje sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın en büyük projesiydi. 7,5 milyar dolarlık, 11-12 katrilyonluk bir proje, İstanbul-İzmir otoyolu, bir kamu-özel iş birliği projesiydi arkadaşlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - İkisinin alakası yok, aynı projeler değildi.
RECAİ BERBER (Devamla) - Hayır, orada da yirmi iki yıl sekiz ay, yapım dâhil, işletecek?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Hayır, hiç ilgisi yok, alakası yok.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen ama?
RECAİ BERBER (Devamla) - ?dolayısıyla burada da yirmi beş yıl.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Biri otoyol, biri ticari alan.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın Başkan?
RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, burada en çok üzerinde durulan husus şu: Özellikle muhalefet milletvekilinin biraz önce "Sorularımız çok somut." dediği, bizim de çok somut olarak cevap vermemize rağmen "Bu sorular yanıtsız kalıyor." dedikleri hususlar açıkçası Komisyonda defalarca tartışıldı ve cevapları verildi, hatta bu doğrultuda düzenlemeler yapıldı. Mesela, kampüs alanı dışındaki ticaret alanları kanunda vardı, hep birlikte bunu çıkarmadık mı? Çıkardık. Şu anda, sadece, kampüs alanında yapılacak ticaret alanlarının kiralanması söz konusu. Burada, kiralanma da sadece doğrudan doğruya ihale yapılırken kiradan düşmek üzere verilebileceği gibi, tamamen Sağlık Bakanlığının kontrolünde ve inisiyatifinde olarak o sırada verilmeyip uygun kiralama söz konusu olmadığı takdirde daha sonra kiralanmak üzere Sağlık Bakanlığı bünyesinde tutulabiliyor.
Sonra, burada öyle bir şey söylendi ki sanki ticaret alanları, bu kampüsü yapacak olan firma tarafından, istediği gibi, alışveriş merkezi, otel, motel ne isterse yapacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Evet.
RECAİ BERBER (Devamla) - Böyle bir şey yok. İhale şartnamesinde?
ALİ ÖZ (Mersin) - Var.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Nasıl yok? Aynen öyle. Aynen böyle.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen karışamayacaksın.
RECAİ BERBER (Devamla) - Bir dakika? Ben söyleyeyim. İhale şartnamesinde ihtiyari ticaret alanları ve zorunlu ticaret alanları belirtiliyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bize vermediler?
RECAİ BERBER (Devamla) - Arkadaşlar, sonradan "İşte, şimdi buraya bir tane otel lazım, hadi bir de otel yap." filan değil. Yani baştan bu ticaret alanları hem zorunlu ticaret alanları, yani kafeterya, ondan sonra, birtakım sosyal donatı alanları baştan konduğu gibi, daha sonra, bu ticaret alanlarının yapılmasıyla ilgili şartnameden sonra, ihaleden sonra bir değişiklik yok. Kimse sonradan kalkıp?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl yok? "İstediği kişiye devredebilir." demiyor mu?
RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, hayır. Burada ticaret alanlarının kiraları baştan, kira bedelinden düşülebileceği gibi daha sonra?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kirayı kim tespit edecek kirayı? Kirayı kim tespit edecek Sayın Berber?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sağlık Bakanlığı.
RECAİ BERBER (Devamla) - Nitekim, mesela, örnek, Elâzığ Şehir Hastanesinde ticaret alanları verilmemiştir. Ortada örnek var, somut örnek var. Onun için?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Vereceksin bedava, "Aldım kira." diyeceksin.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen? Böyle bir usulümüz yok.
RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yine, aynı şekilde, şu söyleniyor, deniyor ki: "Madem ilave yatak kapasitesi olmayacak, niye biz bu hastaneleri yeniliyoruz, niye yapıyoruz?"
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu kadar fiyata niye yeniliyorsunuz?
RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz on yıldır yapıyoruz. On yıldır 40 bin yatak yapmış mıyız? Bunu bütçeden yapmışız. Şimdi diyoruz ki: Değerli arkadaşlar, Türkiye'de, bütün dünyada, bugün İngiltere'de 250 milyar pounddan fazla bu tip projeler yapıldı, İtalya'da yapıldı, Macaristan'da hapishaneler bile bu şekilde, bu modelle yapıldı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onlar pişman şimdi, pahalı?
RECAİ BERBER (Devamla) - Evet, evet, örneklerine bakarsanız.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben baktım, örnekler var.
RECAİ BERBER (Devamla) - Diğer bir husus da, açıkçası, benim yadırgadığım husus şu: Arkadaşlar bizim şöyle bir çelişki içinde olduğumuzu söylüyorlar: Madem kamu borç stoku, ondan sonra, gayrisafi millî hasılaya oranı çok düştü, kamu çok uygun şartlarla borçlanıyor, "Borçlanın yapın, borçlanın yapın." şeklinde bir modeli bize Komisyonda hep önerdiler.
Değerli arkadaşlar, Türkiye geçmişte, kamu borçlarının yüksekliğinden dolayı çok sıkıntı çekti. Özellikle 2008 yılından bu yana devam eden bu, dünyadaki finansal krizin, reel sektörü vuran bu krizin ne zaman nasıl bir etki yapacağını bilmiyorsunuz. Dolayısıyla, somut, ölçülebilir projeleri bu şekilde kamu-özel iş birliğiyle, yap-işlet-devret modeliyle, yap-kirala-devret modeliyle yaptığımız takdirde, kamunun borçlanma gereğini azaltmış olacağız. Yarın ihtiyacımız olduğunda, kamu, yine çok serbest bir şekilde ve çok uygun şartlarla borçlanmaya devam edecek. Eğer siz bu şartlarla borçlanmayıp, özel sektörü devreye koymayıp, kamu borçlarını yine yükseltirseniz, sonuç, bundan on yıl önce olduğu gibi hem kamu sektörünün hem özel sektörün piyasadaki reel faizleri yükselecek. Bundan sadece kamu zararlı çıkmayacak. Türkiye'de reel faizler yükseldiği zaman, sadece devlet bütçesinden faiz ödemiyoruz arkadaşlar, aynı faizleri özel sektör de ödüyor. Bugün, sadece bütçemizden faizlere ayırdığımız tutar eğer yüzde 85'lerden yüzde 16-17'lere düşmüşse bu politikalar sayesinde düştü. Bizim bütçemizdeki pay düştü de özel sektörünki yükseldi mi?
Değerli arkadaşlar, bugün, faizlerin genel anlamda, gayrisafi yurt içi hasıladan aldığı pay, toplamda düşmüştür. Yani hani rantiye filan diyorlar ya, eğer rantiye olsaydı daha önceki dönemlerdeki gibi gayrisafi yurtiçi hasıladan yüzde 20-25'ler seviyesinde pay alırdı faiz elde edenler. Ama öyle değil şu anda, şu anda hem özel sektörümüzün hem kamu sektörünün çok ciddi anlamda reel faizleri düşmüş vaziyette ve bu şekilde borçlanabiliyor. Onun için, biz kendi ayağımıza kurşun sıkmak durumunda değiliz; bu modeli daha etkin, daha geniş kullanmak durumundayız.
Değerli arkadaşlar, hazine garantisine arkadaşlarımız takmış vaziyette. Burada, borçlanan kişiye karşı herhangi bir hazine garantisi yok. Bunu, Hazineden arkadaşlar geldi, Komisyonumuzda çok detaylı bir şekilde anlattı. Ben tekrar söylüyorum burada: Hazinenin, projenin tasfiye edilmesi, devralınması, kamu tarafından devralınması hâlinde borcu üstlenmesi söz konusu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani adamın işi yapamaması hâlinde.
RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, siz, bir firma, özel sektör bile olsa, birine iş yaptırırken, işi devralıyorsa, o işin finansmanıyla ilgili kredi kullanıldığında "Hayır, ben bu borcu devralmıyorum." dediği zaman ne yapmanız lazım? O zaman, o projenin bedeline o güne kadar ne ödendiyse çıkarıp ödemeniz lazım. Yani iki yol var, ya cepten, hazineden ödeyeceksiniz ya da devir sözleşmesinde yazılan şartları tekrar pazarlık ederek?
Bakın, bunun altını çiziyorum, Hazineden gelen arkadaşlar açıkça söylemedi mi arkadaşlar? Devir sözleşmesi hazine ile finans kurumları arasında yapılıyor, Sağlık Bakanlığıyla yapılmıyor. Hazine, bu borcun hangi şartlarda devralınacağını zaten sözleşmede belirtiyor ve o şartları, tekrar devralırken de pazarlık konusu yapıyor. En uygun şartlarla hazine nasıl borçlanırken pazarlık ediyorsa, uygun şartlarla borçlanıyorsa, bu borcu devralırken de yani tesisle beraber devralırken, yanlış anlaşılmasın, tesis orada kalıyor borcu devralıyor değiliz, borca herhangi bir garanti veriyor değiliz, sadece yapılmış olan tesisi devralırken onun yapımında kullanılan krediyi de üstleniyoruz, bu kadar, bunu taahhüt ediyoruz. Arkadaşlar burada sanki karşılıksız bir hazine?
Bugün İzmit Belediyesinin belki 300 milyon dolara, belki 200 milyon dolara yapılacak barajına, Yuvacık Barajı'na hazine 1,2 milyar dolar ödedi. hazine garantisi budur işte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Metroya kaç para ödedi?
RECAİ BERBER (Devamla) - Yani belediye orada suyu satar parasını alır, sen burada borcunu ödersin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Melih Gökçek'in metrosuna kaç para ödendi, bir de onu söyle?
RECAİ BERBER (Devamla) - Sen burada borcunu ödersin. İşte odur hazine garantisi, o ödeyemez, siz ödersiniz.
Değerli arkadaşlar, bu kanun, her şeyden önce, Türkiye'de daha hızlı bir şekilde kamu sağlık hizmetlerinin kamu tarafından, altını çiziyorum, kamu tarafından daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlayacak en etkin yöntemdir.
Bunun bir an önce uygulamaya geçmesini ve ülkemiz için, sağlık çalışanları için ve bütün vatandaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum ben tekrar ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.