GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Genel Kurul gündemine, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'na ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ile İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:91
Tarih:17.05.2022

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve bizi izleyen değerli izleyicilerimizi saygıyla selamlıyorum.

Bu hafta, 21 maddelik bir kanun teklifimiz var, onu görüşeceğiz; perşembe günü de 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı idrak edeceğiz. Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı günün anlamına binaen yapılmış bayramın gençlerimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Siyasi parti Grup Başkan Vekili arkadaşlarımız bugün hayal dünyasında gezerek bazı şeyler ifade etmeye çalıştılar, kendilerini tebrik ediyorum. Hayali olmayanın hedefi olmaz ama ham hayallerle, hamasetle de hedefe ulaşılmaz; bunun da altını çizmek istiyorum.

Bir kere, Sayın Cumhurbaşkanımızın Belediye Başkanlığı döneminde okuduğu bir şiirden dolayı haksız ve hukuksuz bir şekilde Pınarhisar Cezaevinde yatması ve o günden bugüne gelerek siyasette yoğurulmuş, gençliğinden itibaren başlamış birinin Cumhurbaşkanı olması altı çizilmesi gereken en önemli unsurlardan biridir. Ama "Daha dünün mağdurları bugün mağrur ve zalim oldular." İfadesi, açıkçası yirmi yıldır bu ülkeyi idare eden AK PARTİ iktidarına, Sayın Cumhurbaşkanına ve Cumhurbaşkanına her dönemde 20 milyondan fazla oy vermiş seçmenlere karşı yapılmış en büyük zalimliktir diye ifade etmek istiyorum.

İkinci konu: HDP Grup Başkan Vekili arkadaşımız ifade etti "Bir konser iptal edildi. Nasıl olur? Bunları engelliyorsunuz." diye. Elimde bir belge var, Derince Belediye Başkanlığının yazısı; muhatabı Gergedan Yapım Organizasyon Şirketi. Az önce söylenen kişiler müracaat etmişler 31 Mart 2022 tarihinde, demişler ki: "Biz şurada şu şeyleri yapmak istiyoruz." Gösteri Merkezi Kullanım Taahhütnamesi'nin 2'nci maddesinde de diyor ki: "İmza tarihinde, belirtilen organizasyon tarihinde yürürlükte olan mevzuat uyarınca organizasyon konusu herhangi bir makamın iznine tabi olduğu takdirde izin alınması veya sair yükümlülükler organizasyon sahibine aittir." Belediyeyle hiç alakası olan bir iş değil. "Yükümlülükler varsa, bu ilgili kurum ve kuruluşlardan izin almanız gerekiyorsa izin alın." diyor. Bu Gergedan Yapımla yapılan sözleşmede Derince Belediye Başkan Yardımcısının imzası var; "İlgi tarihli dilekçenizde... 20 Mayıs 2022 Cuma günü Aynur Doğan konseri için tahsis edilmesi istenmektedir. ...bu tahsis uygun görülmüştür. Ayrıca, kalan 4.800 TL'nin programdan bir hafta önce yatırılması ve kira sözleşmesi taahhütnamesinin imzalanması gerekmektedir."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Taahhütname imzalanmamış, 4.800 lira para yatırılmamış ve son gün olan 13 Mayıs Cuma günü de 4.800 lira belediye hesabına yatırılmadığından dolayı program gereğince sistem kendiliğinden sözleşmeyi iptal etmiş. Yani 13 Mayıs tarihinde iptal edilen bir sözleşmenin, 20 Mayıs tarihinde yapılacak bir konser meselesinin niye 20 Mayıs veya o günlerde dile getirildiğini, açıkça bunun bir iyi niyet barındırmadığını ve bunu, sanki Kürtçe söyleyen birisinin, Kürtçe konuşmanın ve Kürt düşmanlığının bir unsuru olarak ifade etmeyi haksızlık olarak ifade etmek istiyorum; doğru bir yaklaşım tarzı değildir.

Ben, Aynur Doğan kimdir bilmem ama sorduk, soruşturduk, baktık; PKK'ya sırtını dayamış, PKK propagandasını yapan birisi. (HDP sıralarından gürültüler)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yazıklar olsun ya, yazıklar olsun ya! Böyle bir şey var mı ya!

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Hedef gösteriyorsunuz be, hedef gösteriyorsunuz!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ya böyle hedef gösterilir mi ya Mecliste?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Dünyanın her tarafında konser veren, Türkiye'de birçok yerde konser veren bir sanatçı; hedef gösteriyorsun Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Açıkçası ben belediye başkanı olsam, PKK'ya sırtını dayamış, Kürtlere zulmeden, insanlarımızı katleden bir terör örgütü üyesinin orada konser vermesine içim rahat etmez...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yarın başına bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz Sayın Elitaş!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - ...şehitlerimizin kanı yerde kalır, onların kemikleri sızlar; rahatsız olur, huzursuz olurum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Hedef gösteriyorsun Sayın Başkan, hedef gösteriyorsun!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - İnsanları hedef gösteriyorsun!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama Belediye Başkanı bunu engellememiş, kendileri parayı yatırmadıkları için engellenmiş.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Kendini savcı yerine koydun, soruşturma yok, bir şey yok yani zaten savcı da dinlemiyorsunuz, yargı da dinlemiyorsunuz; kararı siz veriyorsunuz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bu nasıl bir dildir ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Atatürk Havalimanı meselesine gelince... Ya arkadaşlar, siyasetçinin hafızası güçlü olmalıdır, siyasetçi söylediği bir şeyin arkasında açık ve net durmalıdır. Bakın, Atatürk Havalimanı'yla ilgili artık öyle bir nokta oldu ki... Sosyal medyada hiçbir şey kaybolmuyor, sosyal medyada her şey var. Girin, Haziran 2018 seçimlerinden önce Sayın Kılıçdaroğlu'nun CNN'deki yaptığı konuşmaya bakın, diyor ki "Benim telefonlarımı dinliyorlar." Ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu? "İktidar benim telefonlarımı dinliyor muhakkak." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Dinliyorlar ki benim projemi çalmışlar, o Atatürk Havalimanı'yla ilgili benim projem böyle böyledir. Hatta o milletvekili arkadaşımız o kadar şey hazırlamış ki o projeyi de eğer görebilselerdi onu da uygulayabilirler. Benim projem budur." diye ifade ediyor. Yani Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesi olması konusunda Sayın Kılıçdaroğlu da hemfikir. Ama şu anda bakıyoruz, ya aradan dört yıl geçmiş, dört yıl geçen bir konuda televizyonlar önünde söylediği bir meseleyi şimdi yok sayıp inkâr etmek yani bilemiyorum ne söylemek lazım gelir Sayın Kılıçdaroğlu'na. Sayın Kılıçdaroğlu gitsin danışmanlarına, Genel Başkan Yardımcılarına "Ben geçmişte ne konuştum, ne söyledim; konuşurken beni uyarın, ben bundan sonra böyle şeyleri söylemeyeyim." desin, hiç değilse böyle bir hataya düşmesin. Bir Genel Başkanın böyle bir hataya düşürülmesine fırsat verenler -ki genel başkanlar belki bunlara ulaşamayabilirler- hataya düşürülmesine izin verenler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Aslında bunu sorgulaması gereken Sayın Kılıçdaroğlu'dur; hesap sorulması, kendilerine öz eleştiri yapması gerekenler Genel Başkanın danışmanları ve yardımcılarıdır. Onlar bu hesabı kendilerinden sorsunlar "Niye böyle yaptık?" diye.

İstanbul İl Başkanına gelince... İstanbul İl Başkanı bir kadın; kadın olan bir kişinin -hiç, insana yakışmaz bu, kadına değil- bir partinin liderine, bu ülkede uzun süre Başbakanlık yapmış, sekiz yıl Cumhurbaşkanlığı yapmış birisine Twitter'dan, sosyal medyadan ağza alınmayacak şekilde bir hakarette bulunması, ölmüş anasını farklı bir şekilde itham etmesi bir kere kamu vicdanında, maşerî vicdanda mahkûm olması gereken bir şeydir. Yani böyle bir şey yapan birini kalkıp da "Eleştirdi." diye, "Böyle böyle yaptı." diye ifade etmek ve "Saray da böyle bir karar aldı." diye söylemek büyük bir haksızlıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Herkes söylediği sözün nereye gideceğini bilmeli. Hiç kimsenin de kimseye hakaret etme, analarına hakaret etme hakkının olmadığını ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)