| Konu: | Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 11.05.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 8'inci maddesi, ısrarlı takiple ilgili olmakla birlikte ısrarlı takip konusunu müstakil suç kapsamına almaktadır. Bunu önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz ancak İYİ Parti olarak teklifte gördüğümüz bazı eksiklikleri de dile getirmek istiyorum.
Israrlı takipte "ısrar" kavramı, hâkimin inisiyatifinde ve belirsiz. Burada "ısrar" kelimesi, tamamen keyfî yoruma açıktır ve ısrarlı takibin gerçekleşmesi için ciddi huzursuzluk oluşması gerekçe gösterilmektedir. "Ciddi huzursuzluk"tan kasıt nedir? Huzursuzluğun ölçüsü ne olmalıdır? Cevabı tamamen hâkimin kararına bırakılmıştır. Israrlı takipte altı aydan iki yıla, nitelikli ısrarlı takipte bir yıldan üç yıla kadar ceza maalesef caydırıcı değil. Kanun teklifine ilişkin bir diğer konu da nitelikli ısrarlı takip hâlinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasını öngörmesidir. Günümüzde mahkemeler tarafından verilen cezalar ile infaz edilen cezalar arasında önemli fark bulunmaktadır. Bugün biliyoruz ki üç yılın altında ceza alanlar hapis dahi yatmamakta ve ertelemeye gitmekte ya da adli kontrol şartıyla serbest bırakılmaktadır. Bu ceza süresi yeterli değildir ve caydırıcı olmaktan uzaktır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde gördüğümüz bir diğer husus ise "kadın" tanımında yaşanan sorundur. Kanun teklifiyle kadına şiddetin önüne geçilme çabası önemlidir ama bu teklifte "ısrarlı takipteki kadın" tanımı belirlenirken "ayrılık kararı verilen" ya da "boşandığı eş" kavramları kullanılmaktadır. Bugün genç kızlarımız, maalesef, hiç tanımadığı bir erkek tarafından takip edilerek yol ortasında satırla doğranabilmektedir. Burada kadın tanımlanırken "aile bağına bakılmaksızın kadına karşı uygulanan şiddet" olmalıdır. Ancak bu şekilde tüm kadınlarımızı kapsayan ve koruyucu nitelik taşıyan bir kanun yapmış oluruz. Bu sayede, takip edilen ve hayatta kalma korkusu yaşayan kadınlar evlerinden çıkmaktan korkmaz, işe gitmekten, okula gitmekten vazgeçmezler.
Maalesef, Türkiye'de her 10 kadından 4'ü şiddete maruz kalmaktadır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. İlk dört ayda ise 97 kadın öldürüldü, ayrıca, 84 şüpheli kadın ölümü tespit edildi. Öldürülen kadınların ölümü ya eşi ya akrabası ya eski erkek arkadaşı ya eski eşi ya da tanımadığı, onu takip eden kişiler tarafından gerçekleştirildi. İşte, bu yüzden kanun teklifinde kadın tanımı, aile bağına bakılmadan "kadına işlenen suç" olarak yapılmalıdır. Kadın kadındır ve ayrı tanıma tabi tutulmamalıdır.
Teklifte çocuklara karşı ısrarlı takip düzenleniyor. Kanun teklifinde çocuğa karşı ısrarlı takibin düzenlenmesi de gayet olumludur ancak suçun çocuğa karşı işlenmesinde şikâyet aranması hususu bize göre yanlıştır. Suç çocuğa yönelik işlendiğinde resen soruşturma başlatılmalı, burada çocuğun ya da ailesinin şikâyeti aranmamalıdır.
Ailenin temeli kadındır. Değerli milletvekilleri, Türk töresinde aile düzenine büyük önem verilmektedir; kadınlarımız en kutsal varlıklarımızdır, baş tacımızdır, çocuklar ise dünya hayatının süsüdür. Kadınlarımızı ve çocuklarımızı korumak devletin birinci görevidir. Kadınlarımıza ve çocuklarımıza sokakta korkmadan gezebileceği, çekinmeden iş yerlerine gidebileceği, gerçekten devletin sorumluluğunda olduklarını hissedebilecekleri, hayatlarını özgürce sürdürebilecekleri bir Türkiye oluşturmamız gerekiyor. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in de ifade ettiği gibi, gelin, çirkin zihniyetleriyle kadına ve çocuğa şiddeti meşrulaştıran kişilerle olan mücadelemizden asla vazgeçmeyelim. İnşallah, bu kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren Türkiye'de kadın cinayetlerini de son kez görürüz, son kez yaşarız, son kez bu kanunları çıkarmaya ihtiyaç duyarız diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)