| Konu: | Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 11.05.2022 |
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlıkta şiddet ülkemizde giderek artmaktadır, hemen hemen bütün hastanelerimizde onlarca sağlık çalışanı her gün şiddete maruz kalmaktadır.
Hastanelerimizde meydana gelen şiddet olaylarının yüzde 83'ü acil polikliniklerinde, arkasından acil servislerde ve kliniklerde gerçekleşmektedir. Maalesef, hastanelerimiz şiddetin kol gezdiği, şiddet olaylarının teröre döndüğü ortamlar hâline gelmiştir. Bu durum sağlık çalışanlarımızın olduğu kadar hastalarımızın da can güvenliğini tehdit ederek sağlık hizmetinin arzını da engeller hâle gelmiştir. Böyle bir ortamda sağlık hizmeti sürdürülmesi mümkün görülmemektedir.
Ülke genelinde milyonlarca hasta tedavi için acil servislere müracaat etmektedir. Bu kadar yoğun talebin yaşandığı hastanelerimizde bu hizmeti gerek az sayıda personelle ve gerekse yıllar içinde eriyen, minimum seviyede almış oldukları döner sermayeye rağmen özverili bir şekilde, fedakârca sürdüren sağlık görevlilerimiz ölüme varan şiddet olaylarına maruz kalmaktadırlar. Hepimizin bildiği gibi, seçim bölgem Gaziantep'te Doktor Ersin Arslan hastanede görevi başında şehit edilmiştir.
Sağlık çalışanları, toplumda infial oluşturan terör saldırılarında, doğal afet olaylarında, mesai mefhumu gözetmeden ve hatta tüm özel günlerde de fedakârlık ederek, hiçbir beklentileri olmadan ve görev yeri dışında da özverili hizmetleri neticesinde milletimizin yaralarını sarmaktadır.
Bu şiddet sarmalını önlemek için, daha önce de dile getirdiğimiz gibi, bir an önce Sağlık Bakanlığımız bünyesinde şiddeti önleme daire başkanlığı kurulması gerektiğine inanmaktayız. Kurulması gereken şiddeti önleme daire başkanlığı medyada çıkacak algı yönlendiren haberlerin önüne geçmeli, bu tür haberlerin sağlık konusunda ehil basın mensuplarınca hazırlanıp yayınlanması sağlanmalıdır. RTÜK tarafından, dizilerde canlandırılan ve sağlıkla ilgili bölümlerde şiddete ve kine teşvik etme sahneleri dikkatle incelenmeli ve bunu önlemek için gerekli adımlar da atılmalıdır. Sağlıkta şiddeti önlemek için ulusal sağlık disiplini oluşturmak gereklidir. Uygulanacak disiplinin konusu, sağlık hizmetlerinde çalışan personele karşı şiddetin kabul edilemez olduğunu halkımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza anlatmak olmalıdır. Sağlık Bakanlığınca kurulması gereken şiddeti önleme daire başkanlığı bünyesinde sağlık personelleri, medya ve iletişim uzmanları da istihdam edilmelidir. Sosyal medya çok özenli bir şekilde yönetilmelidir. Hasta hakları olduğu kadar hasta sorumlulukları da anlatılmalıdır, hastalar ve hasta yakınları bilgilendirilmelidir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin engellenebilmesi için sağlıkta şiddetin temel nedenlerinin iyi tespit edilip ona yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi gereklidir. Sağlıkta şiddet olaylarını toplumsal şiddetten ayırmamak gerekir. Bu yüzden, sağlıkta şiddeti ve toplumsal şiddeti önlemek için ilgili diğer bakanlıklarla birlikte hareket etmek gerekir. Sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması için caydırıcı, önleyici ve gerçekçi önlemlerin ivedilikle yerine getirilmesi gerektiğini buradan tekrar ediyorum. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin bu konuyla ilgili şöyle dediğini hatırlatmak isterim: "Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi ve tıpta yanlış tedavilerle ilgili davalardaki haksızlıkların sona erdirilmesi için Türk Ceza Kanunu'nda, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören bu kanun teklifini ön şartsız destekliyoruz." Bu teklifte sağlık çalışanlarına karşı işlenen kasten yaralama suçunun Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki katalog suçlar arasına alınması temel bir güvencedir ve yerinde bir tedbirdir. Bilhassa ifade etmek isterim ki bir kişinin yanlışı genelleştirilemez, suç ve cezanın şahsiliği ilkesi esastır; pek tabii, herkes için bağlayıcıdır. Zor bir dönemden geçerken en küçük bir provokasyonun sonuçları elbette ağır olabilecektir. Her meslek mensubu, insan onurunu incitmeden özenle sakınmalıdır. Ne hastanede ne postanede, ne mahkemede ne maliyede, ne adliyede ne de hayatın diğer alanlarında insanlık değerleri, insan olmaktan kaynaklanan kazanımlar asla ve kati olarak çiğnenmemelidir.
Gazi şehrimizin adaşı Gazi Meclisimizi saygıyla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)