| Konu: | Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 11.05.2022 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Pazar günü Anneler Günü'ydü, ben de yeniden, başta kendi annem ve şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü'nü kutluyorum. Maalesef sevinçle değil de hüzünle geçirdik Anneler Günü'nü, içimiz buruktu. Utanarak kutluyoruz aslında Anneler Günü'nü bir süredir biz toplum olarak çünkü pazar günü annesini kaybeden çocuklarımızın da Anneler Günü'ydü, çocukları için hayatını feda eden annelerin de Anneler Günü'ydü, evladı şehit olmuş ve gözünde yaş dinmeyecek annelerimizin de Anneler Günü'ydü. İstanbul'da samuray kılıcıyla hunharca katledilen Başak Cengiz'in annesinin de Anneler Günü'ydü, Özgecan Aslan'ın da annesinin Anneler Günü'ydü, Şule Çet'in, Emine Bulut'un ve aslında nisan ayında erkekler tarafından öldürülen 29 kadınımızın da Anneler Günü'ydü. Nisanda şiddet gören 52 kadından bir kısmı anneydi, bir kısmı da anne adayıydı ve yine istismar edilen 18 çocuğun annelerinin de Anneler Günü'ydü bu pazar.
Bakın, bu güzel ülkede geç kalan yasalarla, yönetilemeyen şiddet olaylarından birinde 16 yaşında bir kız çocuğu öldürüldü, 16 yaşında bir çocuk öldürüldü, 16 yaşında zorla nişanlandırılan bir kız çocuğu öldürüldü ve Sıla Şentürk'tü o. İşte o Sıla 16 yaşında kalacak artık, hiç yaş alamayacak ve Sıla anne olamayacak. Anne olamayacak ve annesi Sıla'yla çekilmiş fotoğrafları paylaşırken bir ömür ağlayacak Anneler Günü'nde. Sizin, 2022'nin Türkiyesinde kız çocuklarımızı terk ettiğiniz kader budur işte ve bugün süslü sözlerle kürsüden övüne övüne anlattığınız bu yasa da sadece bir kâğıt parçasından ibarettir, başka hiçbir şey değildir değerli arkadaşlar.
Kız çocuklarımız eğitim alsın, kendilerini yetiştirsin, özgür olsun, parasını kazansın, sevsin, istedikleri kişilerle aile kursunlar isteseydiniz eğer bu yasayla değil, çok daha donanımlı, içinde kadınların, kızların fikirlerinin olduğu bir yasayla gelirdiniz önümüze ve içinde çok kıymetli kadın ve sağlık adına çalışan sivil toplum örgütlerimizin fikirlerinin olduğu bir yasayla gelirdiniz ve bilim adamlarımızın fikirlerinin olduğu, çağdaşlığın olduğu bir yasayla gelirdiniz. İşte, maalesef, trajikomik hâle gelmiş soru şu bugün: Ülkemizde 6284 sayılı Kanun neden uygulanmıyor? Neden uygulanmıyor arkadaşlar, hiç düşündünüz mü? Mesela, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarken onun altı olan bu kanunun hiç uygulanamaz hâle geleceğini hiç aklınızdan geçirdiniz mi? Ve bugün uygulanmayan o kanunun orasına burasına bezeme yapılarak yeniden önümüze konulan bu kanun uygulanabilecek mi; bunu hiç aklınızdan geçirdiniz mi? Ve sadece ocak ayında 54 kadın cinayete kurban gitti. Eğer baksaydınız içine, bu yasayı doğru dürüst, daha önce getirseydiniz, onları koruyabilir miydiniz? Vicdanınız hiç acıdı mı onlar için? Ve kadınlarımız devlete güvense, ihtiyaç olduğunda kendisinin arkasında duracak kurumlarıyla, kanunuyla, adaletiyle bir devlet görse arkalarında kendilerini koruyabilirler miydi maruz kaldıkları şiddetlerde; hiç düşündünüz mü? Ve kadınlarımız içine düşürüldükleri ekonomik ve sosyal adaletsizlikler olmasa eğer, kurban olurlar mıydı kaderlerine; bunu siz engelleyememiş olabilir misiniz? Bunu hiç aklınızdan geçirdiniz mi? İçiniz sızladı mı bunun için?
Aile baskısı, çevre baskısı, toplum baskısı kadınlarımızın yanlışı dile getirmesine, yanlıştan ve kötülükten kaçamamasına sebep olmuşsa sizin bunda payınız nedir? Hiç adaletin terazisiyle kendinizi tarttınız mı? Küçücük yaşta evlendirilen kızlarımız hayata dair bilgilerini tamamlayamamışken, kendinden yaşça büyük kişilerin esirleri oluyorlar diye... Acaba, biz ne yapamadık da bunların oranı son on dört yılda 14 kat arttı, hiç bunların hesabını yaptınız mı? (CHP sıralarından alkışlar)
Erken yaştaki evliliklerde kadınlara karşı daha çok şiddetin olduğu aşikâr. 2018 yılı nüfus ve sağlık araştırmasında deniliyor ki: Şu anda 21-25 yaşında olan kadınlarımızın yüzde 15'i 18, yüzde 2'si 15 yaşının altında evlendirildi. İlla ki cinayete kurban gitmelerine gerek yok, bu kız çocuklarımız aslında sosyal olarak öldürüldüler. Siz, onların sosyal olarak öldürülmesine katkı sağladınız mı; hiç bunu düşündünüz mü, kendinizi tarttınız mı adaletin terazisinde? Şiddete uğradılar, tecavüze uğradılar, ailelerinden destek bulamadılar ve devlet buna resmî olarak izin vermeseydi eğer... Siz devleti yönetenlere soruyorum: O çocukların kararında, yaşamlarında pay sahibi olabilir misiniz? Bunca şeyde hiç siz yokmuşsunuz gibi "Yasa yaptık." diyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYLİN CESUR (Devamla) - Biz de diyoruz ki: Sadece tutuklama yaparak ve cezaları artırarak caydırıcılık sağlanamaz değerli arkadaşlar, şiddeti böyle engelleyemezsiniz. Ceza Kanunu'ndaki değişiklikler yetmez; her iki sorun açısından da, sağlıkta ve kadına şiddette şiddete yol açan kurumsal, toplumsal ve psikolojik faktörleri kaldıracak geniş kapsamlı yapısal düzenlemeler yapmalısınız; bir zihniyet meselesi bu.
Maalesef, bu teklif eksik ve çözümden çok uzak. Biz, bugün, bu teklifle getirildiği gibi "boşandığı eş" yerine "kadına karşı" "kadına ve çocuğa karşı" ibarelerinin eklenmesini istedik ancak önergelerimizi Komisyonda reddettiniz; keşke bizi şaşırtsanız. Milletimizin yarınlarını, umutlarını tükettiniz. Böyle göstermelik, tedbirimsi, avara kasnak uygulamalardan biri olacak bu teklif diye düşünüyorum ama diyorum ki: Siz milletin umutlarını bitirdiniz ama bizim umudumuz yeşermiş vaziyette. Sizinle alakalı değil, sizinle ilgili bitti umudumuz ama az kaldı, sorun ne biliyoruz, çözüm ne biliyoruz ve kadınlarımız eğer...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Kadrolarımız tamam, biz hazırız ve biz çözeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, umudunuzu yitirmeyin diyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)