GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 102'nci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ile günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:85
Tarih:23.04.2022

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız kutlu olsun. Bu vesileyle, bu günü bayram olarak çocuklarımıza armağan eden Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve Millî Mücadele'mizi yöneten bütün milletvekillerini saygıyla, rahmetle yâd ediyorum. Açılışından bu yana, yüz iki yıl boyunca bu çatı altında millî iradeye vekâlet eden bütün milletvekillerimize de şükranlarımı sunuyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Nisan gününün 1924'te bayram olmasına karar verilmiş, 1929'dan itibaren de Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlamıştır. Dünyada çocuklarına bayram hediye eden, bu bayramı bütün dünyayla paylaşan tek ülke Türkiye'dir. Bu bayram, cumhuriyet kurulurken kahraman şehitlerimizin yetim kalan çocuklarının bayramı; en zor dönemde en büyük fedakârlığı yapan aziz milletimin çocuklarının bayramı; kazağını, evladının yerine, ıslanmasın diyerek mermilerin üzerine örten Şehit Şerife Bacıların çocuklarının bayramı; kendi küçük, yürekleri memleket kadar büyük geleceğimizin teminatı çocuklarımızın bayramı. İnsanın en saf hâli, Türkiye'nin ve dünyanın bütün çocuklarına barış içinde umut dolu yarınlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Edip Cansever'in ifadesiyle "Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor." Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ifadesiyle "Çıkamaz çocukluğundan dışarı kimse; kardeşliğimiz bundandır." Sezai Karakoç'un ifadesiyle "Bir insanı al, onu çöz, çöz, çocuk olsun." Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, diriltecek çocuklarımızın bayramları daim olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi bundan yüz iki yıl önce açıldı. Temsil Heyeti adına Gazi Mustafa Kemal'in Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışından iki gün önce, 21 Nisan 1920 tarihinde Anadolu'daki bütün askerî ve mülki makamlara gönderdiği emirde, genelgede, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışında neler yapılması gerektiği bugünün Türkçesiyle şöyle ifade edilmektedir:

"Allah'ın cömert ihsanıyla Nisanın 23'üncü cuma günü, cuma namazından sonra Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır." Özet olarak: "O günün mübarek olmasından istifade için, açılıştan önce bütün milletvekilleriyle Hacı Bayram-ı Veli Cami-i Şerifi'nde cuma namazı kılınarak Kur'an 'ın nurlarından ve salattan feyzalınacaktır. Hatim indirtilip Buhari Şerif okutulacak, hatmin geri kalan kısmı cuma namazından sonra Meclisin önünde tamamlanacaktır." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Vatanın her tarafının kurtarılması maksadıyla yapılan millî çalışmaların önemi ve kutsallığı milletin her ferdinin vekillerinden meydana gelen Büyük Millet Meclisinin yapacağı vatani vazifeyi ifa mecburiyeti hakkında öğütler verilecektir. İşbu tebliğin hemen en ücra köylere, en küçük askerî kıtalara ve memleketin bütün kuruluşlarına ve müesseselerine yollanması sağlanacaktır. Cenab-ı Hakk'a tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz.

Temsil Heyeti adına

Mustafa Kemal"

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20'nci yüzyılın başlarında, Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedenler cephesinde yer alan Osmanlı Devleti'nin ordusu Mondros Mütarekesi'yle dağıtılmış ve Anadolu toprakları işgal edilmişti. Ümitlerin azaldığı, ufkun daraldığı bir dönemde milletimizin tarihî refleksleri harekete geçmiş ve Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Anadolu'da bir büyük kurtuluş hareketi başlatılmıştır. Bu hareketin dayanağı milletimizin değerleri; siyasi projesi, yol haritası Misakımillî'dir. Birinci Meclis, o zor şartlarda, millet iradesinin yegâne temsilcisi olarak, büyük zafere giden süreci ortak akıl ve dayanışma içinde adım adım yönetti. Birinci Meclisin başarısının sırrı güçlü bir demokratik temsil yeteneğinin bulunmasıdır. İlk Meclis toplumun tüm renklerinin temsil edildiği üyelerden oluşmaktaydı. Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan cumhuriyet de gücünü, meşruiyetini ve heyecanını Birinci Meclisin de istinatgâhı olan millet iradesinden almıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuruluştaki kurucu değerler bugün de yaşamaktadır. Kuruluştaki direnme ve mücadele ruhunu 15 Temmuz gecesi bu Mecliste yaşadık. Kuruluştaki heyecanı, Ayasofya'yı ibadete açan Cumhurbaşkanlığı kararının Mecliste okunmasını ayakta, gözyaşları içinde alkışlayan milletvekillerimizde gördük. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kuruluştaki tam bağımsız Türkiye'nin Kuvayimilliye ruhunu, Karabağ barış sürecini gözlemlemek üzere Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının gönderilmesini içeren tezkerenin kabulünde gördük. Kuruluştaki milli iradenin üstünlüğü ilkesini, her darbe ve müdahale sonrası sorunları milletin hakemliğine götürerek çözmesinde gördük. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki üstte gök çökmedikçe, altta yer yarılmadıkça bu milletin değerlerini kimse bozamaz, milletin iradesine kimse pranga vuramaz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi devleti kurdu, cumhuriyeti kurdu, bu süreçte cumhuriyeti demokrasiyle de taçlandırdı. Bu süreç hiç de kolay olmadı; millî iradeyi hâkim kılma mücadelesinde çok büyük engellerle karşılaştık, demokrasimiz birçok engeli aşarak bugünkü seviyesine geldi. 1960 darbesi, 1971 darbesi, 1980 darbesi, 1997 darbesi, 2007 muhtırası, 2016 darbesi yıllarında milletin iradesi hedef alınarak gerçekleştirilen darbeler ve muhtıralar Türkiye'ye büyük bedeller ödetti; milletimiz koalisyon kriz ve kaos sarmalından uzun seneler boyunca kurtulamadı, darbe anayasaları vesayet kurumlarını güçlendirdi, millî irade hiçe sayıldı. Vesayet odaklarının müdahalelerine bir daha fırsat vermemek üzere milletimiz, zaten sahip olduğu egemenliğin bir parçası olan hükûmet kurma yetkisini aynı, Meclisi belirlemede olduğu gibi, kendi uhdesine aldı. Bu, ülkemizin demokrasi tarihinde önemli bir kilometre taşıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi yıldır bu ülkeyi idare eden siyasi kadro olarak, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, milletimizin bize çizdiği rotadan ayrılmadan, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek için canla başla çalıştık, milletimizin hayallerini birer birer gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin bugün dünden daha güçlü olduğunu, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefine her geçen gün daha çok yaklaştığını görüyoruz. Merhum Profesör Doktor Kemal Karpat'ın ifadesiyle, Türkiye son iki yüzyıllık Türk devlet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Güçlü olduğu için, 1993'te işgal edilen Karabağ bugün özgür. Güçlü olduğu için, 1974'ten bu yana mahzun olan, kapalı olan Kıbrıs'taki Maraş bugün açık. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Güçlü olduğu için, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Operasyonlarıyla terör koridoru çökertildi. Güçlü olduğu için, Akdeniz'de, Libya'da, Türkiye'nin varlığı dosta güven, düşmana kaygı veriyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz en zor dönemleri birlik ve beraberlik içinde aştık, en zor sorunları birlikte çözdük; gücümüz birliğimizdir. Bu, İstiklal Savaşı'nda da böyleydi, bugün de öyle. İstiklal Savaşı döneminde de farklı sesler vardı, bugün de olabilir, bugün de var. İstiklal Savaşı döneminde "500 milyon lira borcu, yıkık bir ülkesi, verimli olmayan toprağı ve 10-15 milyon geliri olan bir millet dış yardım almadan yaşayamaz." diyen vardı, o gün de Atlantik ötesinden yardım isteyenler, mandacılar, İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi, Türk Wilsoncular Birliği üyeleri vardı. Ancak bunlar olduğu gibi "Manda ile istiklal bir arada olmaz." diyenler, "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." diyenler de oldu. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bu ülke bizim, bu vatan bizim, sorumluluk da bizim. Bizim asli vazifemiz, gerçek resmi göz ardı etmeden Türkiye'nin geleceğine olan inancı artırmak, umudu çoğaltmaktır. Zor dönemde yaşanan problemlerin farkında olarak, bunları çözecek gücümüz de kararlılığımız da var. En zor günleri aştık, yine hep birlikte aşarız. Karamsarlar yapılmayanları söyleyecek, bizler yapılanları söyleyeceğiz. Nihayetinde hakem halktır, halkın gözü de terazidir. Tarih, her zaman, tarihin doğru tarafında duranların milletiyle beraber yürüyenler olduğunu göstermiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim siyasetimizin esası barıştır, huzurdur, kardeşliktir. Bizim siyasetimiz büyük Türkiye siyasetidir. Bizim hedefimiz, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan demokratik büyük ve güçlü Türkiye'dir. Bundan sonra da el birliğiyle, hep birlikte yeniden büyük Türkiye'yi inşa edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nızı kutluyorum. Ebediyete akıp giden her yüz iki senede aziz milletimizin çok daha büyük başarılara imza atacağına ve bu bayramı çok daha büyük şan ve şerefle, huzur içinde kutlayacağına olan inancımız tamdır. Çocuklarımızın gözlerinden öpüyor, bu ülkenin aydınlık geleceği adına onlara inanıyor ve güveniyoruz. Dünyanın bütün çocukları için barış ve huzur içinde mutluluklar diliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - İlk Meclisin aziz hatırasını minnetle şükranla yâd ediyoruz. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, gazilerimizi hürmetle selamlıyoruz. Aziz milletimin her daim başı dik, alnı ak, gönlü pak olsun. Allah Türkiye'nin yolunu, bahtını açık eylesin.

Bu vesileyle, aziz milletimizle birlikte önümüzdeki süreçte kutlayacağımız Ramazan Bayramı'nı kutluyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)