| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu görüşmekte olduğumuz 322 sayılı Yasa Teklifi'nin kapsamına baktığımız zaman konutlar ve lojmanlar satışa çıkıyor, hazine arazileri yine satışa çıkıyor ve inanıyorum ki bütün bu yasa kapsamında toplanabilecek, hazinede toplanabilecek para miktarı 10 milyarı geçmez diye iddia ediyorum. Hâlbuki kur korumalı mevduatın ilk bölümü için, ilk üç ayın içinde hazineye yüklenen faiz miktarı 13,5 milyardır ve faizle neredeyse yüzde 100'e ulaşmıştır. Buna nereden geldik ve niye hesap sorulmaz, niye sorgulanmaz, niye yandaş camia hep müdafaaya kalkışır? Çünkü otoriter rejimler, maalesef sorgulanamaz, eleştirilemez. Hatta şu günlerde -birkaç milletvekilini izledim- bir arkadaşımız, AK PARTİ milletvekili diyordu ki: "Soğan, patatesteki pahalılık stoktan kaynaklanıyor." Hâlbuki bunu yıllardır biliyoruz, girdi fiyatları 2-3 kat arttığı gibi artık çiftçi tarlasını ekmez oldu ve yaşadığımız don ve mahsulün de eksik olması nedeniyle son günlerdeki belli bir pahalılığı gözlemliyoruz, o da girdi fiyatlarının yüksekliğinden. Ama arkadaşların şunu öğrenmesi lazım: Çiftçinin malını depolayabilmesi için bugün Ziraat Bankası hem ardiyeler hem de soğuk depolar için teşvik verir, destek olur. Yani patates, soğan üreticileri zaten malını depoya koyar, hepsini birden çıkarmaz; hepsini birden çıkardığı zaman zayi olur, bir süre sonra piyasada hiç soğan, patates bulunmaz; bunu öncelikle belirtmek gerekir.
Yine, medya organları, yandaş medya diyor ki: "Kriz her yerde, enflasyon her yerde, pahalılık dünyanın her yerinde var." Oysa Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün -hatta dün- grup toplantısında Macaristan ile Türkiye'yi kıyaslıyordu, kendileriyle çelişmiş oldular çünkü pahalılığın... Ben buradan şunu ifade etmek istiyorum: Kıyas hiç doğru değil çünkü Dünya Bankası verilerine göre Macaristan'da enflasyonun yüzde 5,4 olduğunu görüyoruz. Yine, Macaristan'da işsizlik yüzde 4,35; asgari ücret 500-600 dolar; kişi başına gelir seviyesi 15 bin dolar ve göçmen kabul etmedi, sıfır göçmen. Türkiye'yle kıyaslamak mümkün mü? Ve "Dünyanın her yerinde pahalılık ve enflasyon var." derken demek ki Macaristan'da bunların hiçbiri olmamış. Onun için, sadece "Orada da 6 muhalefet partisi var." diye Türkiye'yle aynen kıyaslamanın hiç anlamı bulunmamaktadır.
Yine, AK PARTİ mensubu arkadaşlar ve medya günlerdir "Muhalefet 'Cumhurbaşkanı gitsin de kim gelirse gelsin.' hesabında." demektedir. Bu algıyı yaratmak için de basbayağı mücadele vermekte. Oysa bir faniyle muhalefetin, kimsenin uğraştığı yok ama o faninin temsil ettiği bir otoriter rejim var, savrulan bir rejim var; bütün hukukun, anayasal kurumların tahrip edildiğini, sisteme karşı olunduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Bütün muhalefet, kurumlarımızı tahrip eden, hukuku yok sayan, Anayasa'yı yok sayan ve yıllardır savrulan bu sisteme karşı mücadeleyi sürdürmektedir ve bunu sürdürmekte de sonuç almakta da kararlıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)