| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Getirilen bu maddeyle görüyoruz ki seyahat acentelerinin aidatları konusunda bile Sayın Cumhurbaşkanına yetki veriyoruz. Biz diyoruz ki: Değerli arkadaşlar, hiç olmazsa Sayın Cumhurbaşkanının yükünü daha fazla artırmayalım. Yani her konuda Sayın Cumhurbaşkanına yetki verdiğimiz zaman devletin tek elden yürümesi ki... Bu da hakikaten Sayın Cumhurbaşkanının hem işini zorlaştırıyor hem de iş yükünü artırıyor. Dolayısıyla biz bu maddenin içeriğine "evet" demekle beraber Cumhurbaşkanına bu yetkinin verilmesine de bu manada karşıyız.
Yine, torba yasayla beraber imar affı süresinin uzatılması ki biliyorsunuz, daha önce zaten bir imar affı çıkarmıştık, 24 milyar da oradan para toplamıştınız. "Türkiye, bir deprem kuşağında." demiştik ama bu paraları toplarken, bu istisnalardan istifade edilirken bunun deprem riski var mı yok mu, deprem bölgesinde mi değil mi diye bu müracaatları hiçbir incelemeye tabi tutmadan kabul ettiniz. Bugün de aynı şekilde hiç bununla ilgili araştırma yapmadan, sadece ve sadece gelir elde etmek için, para toplamak için bu yasayı çıkarıyorsunuz, bunun mahzurlarını gelecekte yine göreceğiz hâlbuki bununla ilgili ciddi bir inceleme yapılması lazım.
Yine, bugün vergi yasalarıyla ilgili değişiklik yapıyorsunuz; işte, kurumlar vergisini yüzde 25'e çıkarıyorsunuz hâlbuki bundan daha dört ay önce oranı indirmek üzere buraya kanun teklifi getirdiniz. Vergi oranlarıyla oynamanın bu ülkede hiç kimseye bir faydası yok. Bugün mali müşavirlerin bile ay sonunda beyanda bulunurken artık kafaları karışmaya başladı; ne nerede, kim nerede? Yani şu Google da olmasa muhasebecilerin bile işi zor. Bunlarla bu işin yürümesi mümkün değil.
Bizden önce de hatibin belirttiği gibi, bugün toplanan vergilerin yaklaşık yüzde 65'i dolaylı vergiler, yüzde 35'i normal vergiler; dolayısıyla, bu kadar karışıklığın içinde vergi adaletini oluşturmadan, adil vergi sistemini getirmeden bu işin oturması mümkün değil.
Faizden bahsediyorsunuz; işte, bugün özellikle devlet faiz oranına yüzde 14 derken bankalarda yüzde 20'nin altında faiz oranları yok; devletin borçlandığı rakamlar da aşağı yukarı yüzde 28'ler civarı. Kur korumalı sistem... Zaten bugün TL'de dâhil bireysel hesapların çoğu kur korumalı sisteme geçiyor; onların geçtiğimiz üç aylık dönemde aldığı faiz oranları da yaklaşık yüzde 28 yani Türkiye'de doları neredeyse para birimi hâline getirdiniz hâlbuki Sayın Cumhurbaşkanı "Bir ülkenin kıymeti, değeri, o ülkenin parasının kıymeti ve değeriyle ölçülür." diyordu, bugün maalesef TL yerlerde sürünüyor.
Bazen hatipler buraya çıkıyor, diyor ki: "Enleri yaşıyoruz; Türkiye ihracat şampiyonluğu yaşıyor, bunun paralelinde ithalat şampiyonluğu yaşıyor, havaalanlarında birinciyiz, yollarda birinciyiz." ama işin öbür tarafı, bugün enflasyon rakamlarında da ülkenin uluslararası standartlarına baktığınız zaman bu rakamlarda da hep sonuncu olduğunu görüyoruz. Hâlbuki bunları konuşmak yerine bugün -aziz, mübarek Ramazan günü- ülkenin gündemi; ekonomi, vatandaşın geçimi, vatandaşın alım gücü. Yani bu kanunların yanı sıra, Parlamentonun acilen görüşmesi lazım gelen konu, bugünkü ekonomik problemler ama maalesef o bir türlü gündeme gelmiyor. İşte, ne zaman "Nüfusun yüzde 50'den fazlası artık açlık sınırının altında, asgari ücret neredeyse bu ülkede normal ücret sınırlarını zorluyor." diyoruz, buradan çıkıyor bir arkadaşımız "Uçuyoruz, kaçıyoruz. Dünyada şurada 1'inciyiz..." Bu rakamları ifade ediyoruz hâlbuki bugün gündem: Maalesef enflasyon şampiyonuyuz, faiz şampiyonuyuz, maalesef ülke yatırım yapmaktan çok uzak. Artık bu gidişle bu işlerin çözümünün olmayacağını da yirmi yılda ortaya koyduğunuz; adını, sayısını unuttuğumuz yeni projelerin, yeni ekonomik modellerin, bu yenilerin bir türlü bize çare olmadığını da görüyoruz. Bunun bir tane çözümü var: Milletin hakemliğine gitmek.
Milletin iradesine başvurmaktan başka çare yok diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)