GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Malatya Milletvekili Ahmet Çakır'ın babasının vefatına, Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftası'na, Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 13'üncü yıl dönümüne ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu ile Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:71
Tarih:24.03.2022

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malatya Milletvekilimiz Ahmet Çakır Bey'in babası rahmetli oldu. Merhum Mehmet Çakır Beyefendi'ye Allah'tan rahmet diliyoruz. Vekilimize, ailesine, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; içinde bulunduğumuz bu hafta, Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftası. Onlar, her koşulda, tüm zorlu görevlerde can kurtarmak için yaraları ilk saran sağlık kahramanlarımızdan. Onların bu özel haftası bizim için çok özel değerlendiriliyor. Onların bu özel haftasını yürekten kutluyoruz. Bu vesileyle, yaşam kurtarmayı kendisine ilke edinmiş tüm sağlık çalışanlarımıza da teşekkür ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25 Mart, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 13'üncü yıl dönümü. Vatan ve millet sevdasıyla yaşamış, büyümüş, mücadele etmiş Sayın Yazıcıoğlu mücadeleci kimliği, cesareti ve yiğitliğiyle siyasi tarihimizde ayrı bir yer bıraktı. "İnandığım yolda tek başıma da kalsam yürürüm." diyen Yazıcıoğlu ömrünü davası yolunda vakfetti. Merhum Yazıcıoğlu'nu ve beraberinde hayatını kaybedenleri vefatlarının 13'üncü yıl dönümünde rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm Grup Başkan Vekillerimiz ifade ettiği için ben de değinmek istiyorum. Et ve Süt Kurumu başta olmak üzere, devletimizin tüm kurumları vatandaşlarımıza hizmet etmek için kurulmuş kıymetli kurumlar. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." şiarını devlet yönetiminin merkezine koymuş siyasi bir anlayıştan geliyoruz. Yanlış varsa soruşturulur, gereği yapılır; polemiklere, ithamlara gerek kalmadan adımlar atılır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ancak şahıslar üzerinden aynı konuşmaları her gün yaparak burada partimizi rencide eden ifadelerde bulunmayı da doğru bulmuyorum.

Et ve Süt Kurumu, hem tüketici hem üretici dengesini gözeterek piyasayı sübvanse etmek ve milletimize bir nebze de olsun ucuz et sağlamak için görev yapan güzide kurumlarımızdan bir tanesi. Bununla birlikte, tüm kamu görevlilerinin, sorumluluk makamında bulunanların daha dikkatli bir dil kullanmasını, üsluplarına dikkat etmesini önemle hatırlatmak istiyorum. Milletimizin rahatsız olduğu her ifade bizim için de ret sebebidir. Milletimizin yanlış anlama ihtimalini doğuran her ifade bizim için de kabul edilmez bir ifadedir. Ben tüm sorumluları daha dikkatli bir dil kullanmaya davet ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce Grup Başkan Vekili arkadaşımız "Dün seçim kanunu için on altı saat çalışıldı, böyle bir yasama faaliyeti olur mu?" dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Söyle bakayım bir daha, duyamadım.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - "On altı saat çalışıldı, ne gerek vardı buna?" dedi. Biz bazen on altı, bazen yirmi altı da çalışırız ihtiyaç olursa fakat...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - İnsani olmayan bir şekilde...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bugün de çalışılabilirdi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sizin sekreteriniz mi, danışmanınız mı? Konuşuyoruz, ne gerek var, olur mu öyle şey ya?

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Ne biçim konuşuyorsunuz ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Milletvekiline nasıl konuşuyorsun ya!

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Ne biçim konuşuyorsunuz!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Şöyle konuşuyorum: Grup Başkan Vekiline cevap veriyorum, kendisi orada ama yanında başka bir arkadaş, sanki o cevap veremeyecek gibi cevap veriyor; gerek yok, sakin olmak lazım. Siz hep bağıran bir insansınız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, hayır, bir milletvekiline böyle söylemeyin.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hayır, şöyle söylerim...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yapma, onu düzelt.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakın, Sayın Başkan, 5 konu konuştu Özgür Bey, 5 konuda partimizi itham etti. Daha şimdi ağzımı açınca bağırıyorsunuz.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Ne biçim konuşuyorsunuz! Sizin milletvekillerine saygınız yok.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya Bülent, milletvekili yani "sekreter" denmez.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bir daha söylüyorum: Grup Başkan Vekilimiz varken... Ben saygıyla ifade ediyorum, Başkan Vekilimiz diyorum...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama sayın milletvekilimize de saygılı bir dil...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...eleştirdi diyorum, cevap vereyim izin verirse diyorum. İstemezseniz vermeyeyim de Sayın Başkan.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - İnsani olarak söylüyoruz biz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dünkü konuyu ifade edeceğim, etmeyebilirim de.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Et,et, et; Allah aşkına et.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Açıklamak için yapıyorum. Ama daha "a" demeden bağırmak... Bu nasıl bir tarz, nasıl bir usul? Bir hanımefendiye yakışıyor mu Allah aşkına?

BAŞKAN - Sayın Turan...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen dönüp soru sorunca o da cevap veriyor.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, ben, Afyon Vekili duymasın...

BAŞKAN - Sayın Turan, lütfen...

Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, Afyon Vekilimiz duymasın, ben bu tarafa konuşuyorum; olur mu böyle bir şey?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, dönüp bana sordun ya.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Peki, size soruyorum Özgür Bey, tamam mı? Ne gerek var bunlara? Ne kadar gereksiz, sevimsiz tartışmalar ya, gerçekten ya.

Sayın Başkanım, dün Anayasa Komisyonumuz on altı saat çalışmış "Çok çalıştı, niye böyle olmuş?" dediler. Bakınız, ben tüm çalışmayı yakından takip ettim. Bizim planlamamızda dün genel görüşmeleri olacaktı, bugün madde görüşmeleri olacaktı ama CHP'li arkadaşlarımızın talebi doğrultusunda, tüm partiler anlaşarak devam etme kararı aldılar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yok öyle bir şey ya!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Başkan muhalefete rağmen bu kararı almadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hepsi makul değerlendirdi "Olur." dedi ve beraber bu kararı aldılar. Ayrıntıya girmek istemiyorum ama gerekçeleri, niye böyle olduğunu siz biliyorsunuz yani "Bugün bir özel program var." vesaire. Bunlar anlamsız tartışmalar, sonuca bakmak lazım. Saat, mesai... Bunlar iyi şeyler değil Sayın Başkanım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sonuçta hiçbir şey değişmedi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İkincisi, teklifte 5-6 tane değişiklik oldu, doğru fakat bu değişikliklerin hepsi, yine, gelen eleştirilerin değerlendirilmesine bağlı oldu. Tüm eleştiriler ciddiyetle değerlendirildikten sonra yapılan tekliflerin hepsinin özeti daha fazla insanın oyu, tartışmasız, sandığa yansısın diye yapıldı. 6 düzenlemeye bakın, hepsi daha fazla oy sandığa daha sağlıklı yansısın diye yapıldı. Seçim kütüğünün düzenlenmesi de ittifak oylarının partiye yazılması da -lütfen yanlış anlamayın- 2'nci defa kütüğünü değiştirirken ihmalden dolayı oy kullanamayanlar da ilk kütüğünde oy kullanabilsin düzenlenmesi de hep aynı gerekçeyle yapıldı.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Seçim kurulu hâkimleri de öyle mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hatırlayın, Sayın Kılıçdaroğlu İstanbul adayı olduğunda partisinin ya da kendisinin -bilemiyorum- ihmalinden dolayı İstanbul'dan aday olmasına rağmen oy kullanamamıştı. Böyle bir siyasi tablo olmasın diye, eğer bu ihmal yapılmışsa eski yerinde oy kullansın düzenlemesi de bu yüzden yapıldı. Özetle; çok sağlıklı, karşılıklı anlayışlı, kavgasız, tartışmasız, güzel bir yasama faaliyeti öngörüldü ancak biz Komisyona başlarken dün genelinin görüşmeleri, bugün madde görüşmeleri olsun diye planlamıştık. Tüm partilerimizin de makul yaklaşımıyla beraber sabaha kadar çalışma uygun görüldü. Kaldı ki bu, Komisyonun takdiridir, eleştirebiliriz, farklı bulabiliriz ama bunlar Genel Kurulun konuları değildir Başkanım. İçerik eleştirisini -baş göz üstüne- kanun teklifindeki şu maddeyi, bu eleştiriyi tartışalım ama "Komisyon Başkanı bunu niye böyle yaptı?" derseniz bu, burada olmayan arkadaşlarımıza haksızlık yapmak anlamına gelir. Ben bu konuda daha hassas bir dil olmasını tavsiye ediyorum Başkanım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)