| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 15.03.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Reddedileceğini artık sağır sultanın bile bildiği bir önerge daha var ve onun üzerinde konuşuyoruz. Biz, elbette, sağlık çalışanlarının haklarını düzenleyecek her türlü önergeyi destekliyoruz, baştan söyleyelim.
Konumuz, doktorlar, sağlık personelinin almadıkları hakları, uğradıkları şiddet ve bozulmuş sağlık sistemi. Dün, 89 yaşında bir meslektaşım maalesef bağırıyordu, sokakta ve yerde bağırıyordu tartaklanırken "Ben sizin anne-babanıza baktım yahu!" diye. Bakın, bu tarihe geçti, bunu not alın. Geçen haftadan beri doktorlarımız gündemde, durduk yere "Gidin." dendi onlara. Dün başları okşandı, bugün yine hırpalandılar ve bence aslında bütün bunların sebebi kötü giden ekonomi, artan mazot fiyatları, geçim sıkıntısındaki milyonlar için gündemi değiştirmek miydi bilemiyorum ama bildiğim bir şey var, geldiğimiz yerde sağlık sistemimiz bozulmamış, kokuşmuş değerli arkadaşlar, çok üzülerek söylüyorum. Neden böyle olduk? Çünkü sağlık sistemi, liyakat, vicdan, hoşgörü ve tecrübeyle yürütülür; günü kurtaran, öngörüsüz ve kısa vadeli popülist anlayışlarla batağa saplanacaktı ve saplandı o batağa.
Dünyaya nam saldığımız sağlık sistemimiz neden bu hâle düştü? Soru bu. Çünkü devletin, sağlık hizmetlerinde sağlaması gereken 4 tane evrensel kural var: Birincisi, sağlığın herkes tarafından karşılanabilir olması; ikincisi, sağlık hizmetine bütün vatandaşların ulaşması; üçüncüsü, yeterli ilgi ve alakanın tüm vatandaşlara verilmesi ve dördüncüsü, sağlık çalışanlarının insani ve yeterli şartlarda çalışabilmesi. İşte, bu dördüncüyü sağlamazsanız -ilk 3'ünü zaten sağlayamıyorsunuz- sonuç ne oluyor? İşte, sonuç bugün geldiğimiz nokta oluyor.
Tıpta ihmale yer yok değerli arkadaşlar. Hastaneler büyük olsun ne çıkar, içinde eğer doktorlar rahat çalışamıyorsa ve hastalar oradan memnun ayrılmıyorlarsa ne çıkar büyük hastaneler olmasından? Kötü ekonomi yönetimiyle tablo şu: Randevu ve sevk sistemi bozuk; ameliyatlar yapılamıyor, malzeme yok; tedavi alamıyor hastalar, ilaç yok, ilaç firmaları ve eczaneler işaret ediliyor, onların sırtına yüklenmiş yük ve günah keçisi aranınca birileri bulunuyor. Beş dakikaya düşen muayene süreleri, hastane hastane gezen hastalar, "ne kadar hasta muayenesi o kadar ücret" anlamında hastayı müşterileştiren ve doktoru makineleştiren bir sistem, performans sistemi ve sağlığın kontrolsüzce özelleştirilmesiyle aslında altına konulan dinamit ve gelinen yer...
Sistemsel sorunlarla yaşanan gerginlikler, senelerdir "Durduralım." diye verdiğimiz reddedilen önergeler ve artan şiddet olayları, hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarının hak ettiklerinin altında ücretlerle ve fazla mesaide çalıştırılmaları... İki senede 553 sağlık çalışanı hayatını kaybetti, pandemide ön saflarda çalıştılar ama verdiğimiz bütün önergeleri reddettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYLİN CESUR (Devamla) - Şiddet kınandığıyla ve "Hakkınız ödenmez." denilen sağlık çalışanları da haklarının ödenmemesiyle kaldı. İki yılda 9 bin hekim gitti, "Giden gitsin." diyorsunuz. Dün müjdeler verdiniz ama bunlar ancak merhem niteliğinde, yapısal bir çözüm yok. Bakan Bey bir mektup yazmış, sonunu söylemeyi unutmuş, "Bunların gereğini yerine getireceğim, getiremezsem de gereğini yapacağım." demeyi unutmuş dün. Bakınız, yapısal problemleri çözmezseniz, sağlık sistemini eğer düzeltmezseniz ne sağlıkçı için çalışılabilir ne memleket için yaşanılır olur.
Anlaşılması gereken şu: Biz hekimler mesleğimizi para için yapmıyoruz, bunu anlamınız lazım. Bizim en pahalı takımız, bakın, gördüğünüz bu stetoskop; daha değerli bir şeyimiz yok. Bizim bunu almamız hiç kolay olmadı, gençliğimizi verdik bunu alıp da kullanabilmek için. "Bırakın gidin." dediğiniz yerde kolay kolay gitmeyiz de bu hakkımızı hiç kimseye yedirmeyiz de. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bravo!
AYLİN CESUR (Devamla) - Yedirmeyeceğimiz bir şey daha var; biz şifa dağıtıyoruz ama Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete, ön saflarda, Tıbbiyeli Hikmetlerden başlayan bugüne gelen tıp doktorları her zaman sahip çıkmaya devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Cesur.
AYLİN CESUR (Devamla) - Doktorları kum torbası yapmanıza da izin vermeyeceğiz, doktorların haklarını da yedirmeyeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)