| Konu: | Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 05.03.2022 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti adına 314 sıra sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'nin 18'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Maddeye geçmeden önce konuyla ilgili bir başka husustan bahsetmek istiyorum. Nükleer enerjinin ham maddesi olan uranyum ülkemizde bir miktar bulunuyor. Yozgat ili Sorgun ilçemizde Temrezli, Akoluk ve Mehmetbeyli köylerinde uranyum yanında bor ve toryum kaynakları da bulunmaktadır. Biliyorsunuz, bor da uranyum gibi nükleer santrallerde yoğunlukla kullanılıyor. Gelecek nesil nükleer tesislerin ham maddesi olarak toryum üzerinde yoğun bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Toryum reaktörlerinin hem daha verimli hem de daha güvenli olması beklenmektedir. Kısacası, hem uranyum hem de toryum ülkemizde şu anda kullanamadığımız ama gelecekte ihtiyaç duyacağımız çok değerli madenler kategorisindedir. Önceden bu saha bir Avustralya firması tarafından lisanslanmıştı, şimdi MTA tarafından işletmeye açılacağı ve çıkan madenlerin yurt dışına ihraç edileceği söyleniyor. Arkadaşlar, şu anda bu madenleri kullanacak teknolojimiz yok ama ileride bu teknolojiye sahip olduğumuzda elimizde maden kalmayacak. Biliniz ki Fransa ihtiyacı olan uranyumun yüzde 30'unu bir Afrika ülkesi olan Nijer'den ithal ediyor, Yozgat'ımızı da Nijer konumuna düşürmeyelim. Ülkemizin yer altı zenginliğini koruyalım, zenginliğimiz ülkemizde kalsın. Yozgat'ı da güneş enerjisi başta olmak üzere yatırımlarla donatalım.
18'inci maddeye gelecek olursak, bu madde nükleer zarar ve tazminatın belirlenmesi için Nükleer Zarar Tespit Komisyonu kurulmasını amaçlıyor ve bu Komisyonun işleyişini düzenliyor. Maddede Komisyon üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından seçileceği ve diğer hususların Cumhurbaşkanı tarafından yönetmelikle belirleneceği öngörülmektedir. Bu durumu uygun bulmuyoruz. En azından Cumhurbaşkanı atayacaksa bile liyakate bakması sağlanmalı ama Cumhurbaşkanının tek tek insanları inceleyip görüşme yapıp en doğru atamayı yapması da mümkün değil. Öyle olmayınca da iş dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanı kararlarıyla eşe dosta makam verilmesine geliyor. Neticede bunu daha önce de birçok kurumda gördük. En sevdiğiniz gazeteciler, sporcular, siyasetçi çocukları, eski vekiller; yönetim kurulu üyeliklerinin bu isimlere bölüştürüldüğü oldu. Kısacası parti devleti ve patrimonyal yönetimin yolu daha da genişletildi. Belki diyeceksiniz ki: "Amerika'da da bu gibi kurullarda üyelikleri başkan belirliyor." Doğru ama başkanının önerdiği adaylar Senato onayından sonra göreve başlayabiliyorlar. Senato da başkandan geldi diyerek adayı otomatikman onaylamıyor aksine zorlu sorulara tabi tutuyor. Kısaca bu 7 üyenin seçimiyle ilgili olarak "Cumhurbaşkanı tarafından kamu görevlileri arasından belirlenir." denmesini yetersiz bir ifade olarak görüyoruz. Bu üyelerin nitelikleri, deneyimleri, özel şart olarak ne gerekirse onlar da belirlenmelidir. Biz bu hususta, Yasin Öztürk Vekilimizle birlikte Komisyonda bir önerge verdik. Komisyona seçilen üyelerin alanında uzman, en az beş yıllık deneyime sahip olması gerektiğini söyledik. Ayrıca TENMAK'tan en az 2 üyenin Komisyon üyeleri arasında yer almasını da teklif ettik ancak önergemiz kabul edilmedi.
Maalesef iktidarımız istişareyi yenilgi gibi görüyor ve teklifleri âdeta muhalefetten gizler gibi alelacele gündeme getiriyor. Bu durum da ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını, Meclisin işlevliğini, halkın sorunlarının gündeme getirilmesini engelliyor. Kısacası, yönetimde istikrar için yasaları dört dörtlük yapalım, önemli hususları yönetmeliklere bırakmayalım. Devlet yönetiminde adalet ve liyakat kıstasları, verimlilik ve sorumluluk gibi iyi yönetim gerekliliklerini kanun tekliflerinde de gösterelim. Devlette liyakat olmadan adalet de olmaz. Adaletin olmadığı yerde güven olmaz. Güvensizliğin ve haksızlığın hüküm sürdüğü toplumlarda kalkınma da olmaz. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifadeleriyle, bu liyakatsizlik milletimizi enflasyona mahkûm ediyor. Madem yönetemiyorsunuz getirin sandığı biz gelelim, memleketi de hakkıyla yönetelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)