| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İş Birliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 24.02.2022 |
MHP GRUBU ADINA AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İş Birliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hiç kuşkusuz ki yüz yılı aşkın süredir Kıbrıs'taki kardeşlerimiz bir varlık mücadelesi sürdürmektedir. 1878 yılında adanın İngilizlerin hâkimiyetine geçmesiyle orada yaşayan soydaşlarımız büyük baskılara karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır. 1931 Rum isyanı bahane edilerek soydaşlarımıza İngiliz sömürgesi zulmü yaşatılmıştır. İstiklal Marşı'nı ve ana vatanı, Türkiye Cumhuriyeti'ni hatırlatacak her şey yasaklansa da Kıbrıs Türk milleti direnerek diline, dinine, kültürüne ve her şeyin ötesinde Türkiye'ye olan bağlılığına sahip çıkmıştır. 1955 yılında Rumların adayı Yunanistan'a bağlamak için kurdukları EOKA terör örgütünün saldırılarına göğüs gerilmiş, 1960 yılında uluslararası anlaşmalarla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde 2 eşit halktan biri olarak yer almasına rağmen Rumların Kıbrıs Türk halkını yok etmeye yönelik planıyla şehitler vermiş, toprak kaybetmiş, dışlanmış ama Türkiye'ye bağlılığından asla ödün vermemiştir. On bir yıl boyunca süren eziyetlere dayanarak, her türlü mücadele altında Türk varlığından ödün vermeden ayakta duran Kıbrıs Türk milleti 1974 Barış Harekâtı'yla huzura kavuşmuş, 1983 yılında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Soydaşlarımız, maalesef, Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlarla dünyadan izole edilerek ambargolar altında ezilmeye devam etmektedir. Kurulan devletimizin, soydaşlarımızın nefes borusu Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Gelinen son noktada, yaşadığım ve vatandaşı da olduğum Kuzey Kıbrıs'ta altyapı sorunları bulunmaktadır. İnternet altyapımız çok zayıftır, fiber optik ağı mutlaka gelmelidir çünkü şu anda 3G bile sağlıklı çekmemektedir. Enerji ve elektrik sıkıntısı had safhadadır. Türkiye'de elektrik fiyatları konuşulurken Kıbrıs'taki faturaları görseniz inanamazsınız, acilen güneş enerjisi santrallerine yönelmek lazım. Beşparmak Dağları komple güneş panelleriyle kapatılabilir. Uzmanlar çözüm bulmalı, Kıbrıs'a elektrik ve internet ağı örülmelidir. Anamur suyunu Kıbrıs'a götürerek çok büyük bir iş başardık. Ada için suyun ne kadar önemli olduğunu bu yaz arızadan dolayı kaynaklanan kesintiler yaşanınca daha iyi anladık. Şimdi de gelen suyu tarımda da kullanmaya başlıyor adamız. Aynı, suyun geldiği gibi fiber optik kablolarla elektrik de getirebiliriz. 500 yataklı devlet hastanesinin temelinin bu yıl içinde atılıp çok kısa sürede hizmete geçeceğinden şüphemiz yoktur. Kıbrıs turizmi hem Kıbrıs için hem de Türkiye için olmazsa olmaz bir gelir kaynağıdır ama uçak seferleri artırılmalıdır. Bu sezon turizm patlaması olacağı belli olmuştur.
Değerli milletvekilleri, Covid başlamadan önce, 2019 yılında Ercan Havalimanı'na yaklaşık 4 milyon yolcu gelmiştir; 2 milyon kişi giriş, 2 milyon kişi çıkış yapmıştır. Bu yolcularımızın büyük bir kısmı, yaklaşık yüzde 83'ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır fakat uçak fiyatları inanılmaz yüksektir. Size İstanbul'dan bir örnek verebilirim, geçen hafta İstanbul'dan Ercan Havalimanı'na bir saat on dakikalık bir yolculuk -ekonomik bilet- 3 bin liraydı, buna nasıl dayanılacak? Bu şekilde Kıbrıs'ın turizmini nasıl artıracağız? Sıkıntımız yalnızca uçak fiyatlarının yüksek olması değil, ayrıca çok az ilimizden uçak kaldırıyoruz. Mutlaka lokasyonları artırmamız lazım; özellikle Türkiye Cumhuriyeti'mizde turizmin göz bebeği olan Bodrum'dan, Dalaman'dan, Gazipaşa'dan, Antep'ten, Trabzon'dan mutlaka seferler koymalıyız.
AHMET KAYA (Trabzon) - Trabzon'dan da istiyoruz, evet. Kıbrıs'a şart.
AHMET ERBAŞ (Devamla) - AnadoluJet ve Türk Hava Yolları belki bu seferlerden dolayı zarar edebilir ama Kıbrıs için bu zarara değer. Ayrıca acil şekilde Ercan Havalimanı'nı uluslararası seferlere açma mücadelesini yapmaya devam etmeliyiz. Şu anda yalnızca Taşucu'ndan yapılan deniz seferlerini de İskenderun, Alanya ve Karataş'tan da çeşitlendirmeliyiz; bu iş yalnızca Taşucu'nun sırtında kalmamalıdır.
Tabii, "Kıbrıs" deyince üniversiteler... Değerli milletvekilleri, şu anda Kıbrıs'ta 19 üniversitede 103 ülkeden yaklaşık 100 bine yakın öğrencimiz eğitim görmektedir. Bu öğrencilerimiz, aynı zamanda, mezun olup gittiklerinde, gittikleri ülkede de Kıbrıs'ın gönüllü tanıtım elçileridir. Hem Türkiye'den giden öğrencilerimizin hem de yurt dışından Kıbrıs'a gelen öğrencilerimizin sayısını artırmak için mutlaka teşvik programları yapmalıyız ve bu öğrencileri teşvik etmeliyiz. Öğrencilerin kalacak yurt ve barınma problemini ve ulaşım problemlerini de mutlaka çözmemiz gerekiyor.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ithalat ve ihracat mutlaka Türk lirası üzerinden yapılmalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizin de sterlin sevdasından mutlaka vazgeçmesi gerekmektedir.
Ülkemizin koylarında yapılan açık deniz balıkçılığı, teşvikler verilerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne kaydırılabilir çünkü şu anda bizim koylarımızda bu açık denizcilik iyice dolmuş vaziyette, bir yandan turizm bir yandan açık denizcilik koylarımızda inanılmaz derecede kirliliğe sebep olmaktadır. Kıbrıs'ta fazla koy yok değerli arkadaşlarım, bu yüzden, açık deniz balıkçılığını Kıbrıs'a çok rahatlıkla teşvik edebilir, açık deniz balıkçılığında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu bölgenin bir üssü hâline gelebilir; bu, rahatlıkla yapılabilir. Tabii, bunu yaparken de bir ada devleti olan Kıbrıs'ta mutlaka deniz ticaret odasını da kurmamız lazım.
Değerli milletvekilleri, Kıbrıs'la ilgili politikamızı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 17 Ocak 1921 tarihinde verdiği bir mülakatta belirlemiştir: "Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat ediniz, bu ada bizim için mühimdir." demek suretiyle Kıbrıs'ın Türkiye için taşıdığı stratejik önemi ortaya koymuştur. Merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş Bey'in de dünyaya geldiği bu ada, yaklaşık altmış yıldır dünya gündeminin ağırlık merkezindedir. Doğu Akdeniz'de uluslararası anlaşmalardan doğan egemenlik ve doğal gaz hakları bir oldubittiye getirilerek Rumlar tarafından gasbedilmek istenmektedir. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Kıbrıs politikası gerek Türkiye gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin iç siyasetinden bağımsız bir şekilde, tamamen millî politikalarla oluşturulmalı ve devlet aklıyla sürdürülmelidir ve sürdürülmektedir. Kıbrıs Türklüğü kendi kaderini kendi tayin etmeye, kendi göbek bağını kendi kesmeye hazırdır, buna da kararlıdır. Birleşmiş Milletler himayesinde on yıllardır süregelen Kıbrıs görüşmeleri hiçbir işe yaramamıştır, deyim yerindeyse maalesef bir arpa boyu yol alamadık. Bu kapsamda federasyonu esas alan görüşme trafiğinin hiçbir anlamının kalmadığı, iki devletli çözümden başka bir seçeneğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığı artık herkes tarafından kabul edilmelidir.
Kırk altı yıl kapalı hâlde tutulan Maraş'ın mülkiyet haklarına riayet edilerek açılması ve bu açılımın kapalı Maraş'ın yüzde 3,5'una intikal eden pilot bir bölgede başlayacak olması pek çok çevreyi maalesef rahatsız etmiştir. Egemenliğimizin ve mülkiyet haklarımızın üzerinde hiçbir ülke, hiçbir kuruluş yoktur. Kıbrıs Türklüğü de iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü de çok şükür ki bütün imkânlarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındadır ama her şeyden önce kalpler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için atmaktadır. Gazi Meclisimizin, Kıbrıs meselesini partilerüstü gördüğünü, tüm milletvekillerimizin de buna inandığını düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Kıbrıs Türklüğünün eşit egemenliğe dayanan, uluslararası statüde tescil edilecek, tarihî ve stratejik kararını sonuna kadar desteklemekteyiz. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi "Ankara ile Kıbrıs'ın kaderi birdir, Anadolu coğrafyası nasıl vatanımızsa Kıbrıs da vatanımızdır."
Kıbrıs davasının yol başları merhum Doktor Fazıl Küçük'ü, merhum Rauf Denktaş'ı, Beşparmak Dağları'na kanlarını döken aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden mücahitlerimizi ve otuz yıl önce bugün Azerbaycan Hocalı'da Ermeni zulmüne ve katliamına uğrayan soydaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerimle sözlerime son verirken Gazi Meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)