| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 23.02.2022 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye-Tunus arasında kültür merkezlerinin kuruluşuna dair kanun teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye-Tunus ilişkileri tarih ve kültürden kaynaklanan dostluk bağlarıyla geçmişten günümüze kadar sürmektedir. 1574 yılında Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'deki hâkimiyetinin artmasıyla topraklarına kattığı Tunus, Türk milletini bir dost, bir kurtarıcı ve kardeş bir millet olarak karşılamıştır. Üç yüz yedi yıl boyunca Osmanlı himayesinde kalan Tunus, Osmanlı Devleti'nin zayıflamasından sonra, başta Fransa olmak üzere Batılı emperyalistlerin istilasına uğramıştır. Gabon, Senegal ve Tunus gibi Afrika ülkelerinde Fransızlar insanları yalnızca öldürmekle kalmamış, geride kalanları da din değiştirmeye zorlamışlardır. Geçtiğimiz yüzyıl boyunca halkları Müslüman olan bu ülkelerde insanlar zorla Hristiyan yapılmıştır. Zalim Batı, Fas'ı, Tunus'u ve Cezayir'i işgal ederken 1,5 milyon Müslüman'ı da katletmiştir. Batı'nın ve özellikle Fransa'nın Afrika'ya uyguladığı soykırımlar, katliamlar uluslararası kamuoyunda vicdanı rahatsız etmeye devam etmektedir. Bu bağlamda, Osmanlı Dönemi'nde ülkenin emperyalist ülkelere karşı verdiği direnişi temsil eden ay yıldızlı bayrak, Türk milletinin Tunus'a bıraktığı miras olarak bugüne kadar gelmiştir.
Afrika'ya açılım politikamız ülkemizin çok boyutlu dış politikasının önemli bir parçasıdır. Karşılıklı olarak tarihsel ve kültürel bağlarımızın bulunduğu, şehitlerimizin var olduğu Afrika, o topraklarda yaşayanların Türk milletine ve Türk devletine karşı olumlu ve güvenli yaklaşımları bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Ülkeler arasında kurulan kültür merkezleri, o ülkenin tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın önüne sürmek ve sunmak, dil, kültür ve sanat alanlarında eğitim almak, yurt dışında hizmet vermek, diğer ülkelerle kültürel alışverişini ve dostluklarını artırmak amacıyla yapılmaktadır ve bu amaçla kurulmuştur. Tunus'ta bulunan, Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı olarak faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla Türk kültürünü ve Türk sanatını tanıtmak için birçok etkinlik düzenlenmekte, ulusal ve uluslararası düzeyde ülkemiz temsil edilmektedir. Türkçe dil eğitimleri, Türk-Tunus ortak mirası faaliyetleri gibi çalışmalarla, Türk dilinin ön plana çıkarıldığı birçok konferans ve panelle Türk-Tunus kardeşliği pekiştirilmektedir.
Türkiye-Tunus arasında büyük bir ortak medeniyet vardır. O topraklarda şehitlerimiz vardır. Anadolu'nun binlerce evladı Afrika topraklarını korumak için can vermiştir, şehit düşmüştür. Türk-Tunus arasındaki kültüler bağ çok güçlüdür. Kültürel anlamda bu bağın daha çok güçlenmesi, geliştirilmesi açısından Tunus Kültür Merkezi'nin ülkemizde açılması önem arz etmektedir. Türkiye'nin Afrika ülkelerine yaklaşımı, kıtada kapsamlı ve eşit ortaklığı esas alan, saygın bir anlayıştır ve Afrika halklarının tüm ilkeleriyle örtüşmektedir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye ve Tunus arasında 2021 yılında 1 milyar dolarlık ihracat rakamlarını aşan ticaret hacmimizin daha da artacağına olan inancımız tamdır. Türkiye, Tunus'a maddi ve lojistik destekler vererek bu iki ülke arasındaki ilişkiyi stratejik bir düzeye yükseltmiştir. Tunus son zamanlarda Türk yatırımcılar için önemli bir saha hâline gelmiştir, Tunus'ta faaliyet gösteren birçok Türk şirketi bulunmaktadır. Afrika'nın en nitelikli iş gücüne sahip olmasıyla Avrupa pazarını hedefleyen Tunus'un her yıl büyüyen ekonomisinde de Türkiye önemli bir partner olarak yerini almıştır. Pandemi dönemini ekonomik büyümeyle kapatan birkaç ülke arasında yer alan Türkiye, 2022 yılında da daha büyük hedeflere aynı inanç ve kararlılıkla yürümektedir. Sağlık Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı koordinasyonlarında hazırlanan Covid-19 aşısı, tespit kiti, solunum cihazı, maske, dezenfektan ve steril eldivenler Batı'nın birbirinin maskesine çöktüğü dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti tarafından Tunus makamlarına teslim edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Tunus, Türk milletinin gönül coğrafyasında bulunan kadim ve dost bir ülkedir. Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba'nın Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk için ifade ettiği şu sözler hafızalarımızda yerini almıştır: "Tunus milleti, bugün, yüzyıllık bağlarıyla bağlı bulunduğu kardeş ve soylu Türk milletiyle, Mustafa Kemal'in unutulmaz anısını canlandırmak ve saygıyla anmak üzere hürmetkâr bir düşünce içerisinde birleşmektedir. Onun sahada, savaş meydanlarında büyük asker olduğunu tespit ettikten sonra, her şeyin tamamen kaybolduğu düşünülen bir anda milletinden ümidini kesmeyi ve yenilgiyi kabul etmeyi şiddetle reddeden, Allah'ın seçtiği büyük insanı anıyoruz. Onun ölmez eseri, egemenliklerini elde etmiş milletlerin kaderlerine hükmedenler için ışıklı bir örnek ve bir ilham kaynağı olarak kalacaktır."
Değerli milletvekilleri, emperyalist güçlerin tarihteki bu katliamları devam ettiği aşikârken dikkatlerinizi Kuzey Afrika'dan Kafkaslara, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesine, Hocalı'ya çekmek istiyorum. Bundan tam otuz yıl önce, Ermeni güçleri, 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gecesinde, Hocalı kasabasında, Azerbaycan resmî kaynaklarına göre 83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı olmak üzere toplam 613 soydaşımızı şehit etmiş, 487 kişiyi ağır yaralamıştır; bu olay tarihte kara bir leke olarak yerini almıştır. 26 Şubat 1992'de çocukların başlarının taşlarla ezildiği, hamile kadınların karınlarının acımasızca deşildiği, semada dalga dalga feryatların yükseldiği Hocalı'yı unutmadık, unutturmayacağız. Bilge liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi, inanıyorum ki Dağlık Karabağ'ın bütünüyle hak sahibi Azerbaycan'a geçeceği dönem gelecek. Başta Hocalı olmak üzere ecdat yadigârı vatan toprakları Türk milletinin emanetine mutlaka tevdi edilecektir çünkü Hocalı Türk'tür, Dağlık Karabağ Türk'tür; bu topraklar Türk'ün ebedî yurdudur. (MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu tarihî gerçeği hiçbir zalim emel, hiçbir muhasım çevre değiştiremeyecek, yürüyen kervana taş koyamayacaktır. Bir kere kalkan bayrak asla inmeyecektir, ezanlarımız susmayacaktır, vatanımız bölünmeyecektir, mukadderatımız yıkılmayacaktır.
Sözlerime son verirken Genel Kurulu ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)