GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın 293 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:53
Tarih:15.02.2022

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, konuşmacının daha önce de defaatle ifade ettiği seçimlerin şaibeli olduğu tarzı iddialarına artık cevap bile vermiyoruz çünkü bunları çok konuştuk, tartıştık. Bu millet iradesini ortaya koydu, bir karar verdi, bu karar da bizim baş göz üstüne deyip saygı duyduğumuz bir karar. Ancak konuşması arasında sayın konuşmacının çok üzülerek takip ettiğim, -özür dileyerek söylüyorum- tecrübesine yakıştıramadığım bir hususu ifade etmek isterim.

Bakınız, Savunma Bakan Yardımcılarıyla ilgili iddiaları geçen hafta CHP'li bir arkadaş dile getirmişti. Bunun üzerine Bakanlık tüm konularla ilgili açıklamalarını yaptı, bizler ilgili belgeleri aldık, arkadaşlarımız buna ilişkin açıklamalarını yaptı. Tamamen yalan olduğu, yanlış olduğu, belgeli bilgili olan konuların, bir hafta sonra bir başka parti tarafından tekrar bu kürsüye, bu aziz kürsüye taşınmasını ibretlik buluyorum Sayın Başkanım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Muhsin Dere'nin, Sayın Bakan Yardımcısı Muhsin Dere'nin byLockçu olduğu iddiası... İspatlanmanın ötesinde, listede olmadığını resmî belgeli aldık, bunları paylaştık yani mahkemenin kararı var, Genelkurmayın kararı var, Emniyet Genel Müdürlüğünün yazısı var. Yani ne yapmamız lazım dediklerinizin yanlış olduğunu söylemek için. Burası herhangi bir kurum değil. Savunma Bakanlığı, askerimizin motivasyonunun en yoğun olduğu, en hassas olduğu yerlerden bir tanesi. İftira kötüdür ama buraya... 2 defa kötüdür.

Sayın Başkan, bir daha anlatayım size arzu ederseniz: Mahkeme "ByLock listesinde yok." diyor. "2 kardeşi KHK'yle atılmış memur." diyor. Ömründe kardeşi memur olmamış; atılmayı bırakın, memur kardeşi yok.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Ben onu söylemedim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dolayısıyla, hani nereyi düzelteceğim? Orası yanlış, burası yanlış. Bunlar, bu aziz kürsüye, Gazi Meclise -bilerek yapılan- yalanlar yanlışlar yakışabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Turan.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Aytun Bey...

Başkanım, izin verirseniz bir daha, son...

BAŞKAN - Tamamlayın o zaman.

Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - O yüzden, tecrübesine güvendiğim Sayın Vekilin daha hassas olmasını öneririm kendisine. Eksik bilgi varsa beraber arayalım muhataplarını, Bakanlığa gidelim, Genelkurmaya gidelim. Ama biz nasıl olur da Millî Savunma gibi en hassas bakanlıklardan bir tanesini iddia edildiği gibi bir kişiye teslim edebiliriz? 4 bakan yardımcımızın 4'ünün de geçmişinin tertemiz, sicilinin belli, ömrünün FETÖ'yle mücadeleyle geçmiş insanlar olduğunu biliyoruz; bir kısmı vekillik yaptı, valilik yaptı, tanıyoruz bu arkadaşlarımızı. Şuay Bey de öyle, Alparslan Bey de öyle, hepsi öyle. Dolayısıyla bu konularda hassas bir dil kullanılmasını ifade etmek isterim.

Farid Farjad'ın çok sevdiğim bir ifadesi var Başkanım, der ki: "Yıllar sonra öğrendim ki çok bağırarak hakikat ifade edilmez. Anlamak isteyene ufak bir ifade de yeterlidir." Ufak ifademizi söyledik, sakin söyledik, mahkeme kararını verdik, basın toplantısı yaptık. Ne yapmamız lazım daha ki arkadaşlarımız daha hakkaniyetli bir dil kullansınlar Başkanım?