GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:49
Tarih:20.01.2022

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 303 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık sekiz aydır, son altı aydır bu kürsüde daha çok ekonomiyle ilgili, vergiyle ilgili konuları konuşuyoruz. İşte, adına "Yeni Ekonomi Programı" diyorsunuz, "orta vadeli program" diyorsunuz; yine iktidar temsilcileri "Merak etmeyin, temmuzdan sonra düzeliriz." diyor, "Kasımdan sonra düzeliriz." diyor. En son Bakan değişikliğiyle beraber yeni bir model geliştirdiniz. Biraz önce hatip kürsüden konuştu ama ben bu modelin ne olduğunu da doğrusu çok fazla anlayamadım. Bana göre, yeni model "Gözlerimin içine bak, ona göre pozisyon al." modeli.

Şimdi, şöyle bir baktığınız zaman, özellikle son dönemde dolardı, faizdi, kurdu; sanki bu ülkenin para birimi TL değil de, dolar aldı, dolar sattı, vadeli mevduata bağladı; bireysel hesaplardaysa verginin dışında, şirket hesaplarındaysa şimdi onu da vergi mevzuatının dışına getiriyorsunuz. Yani dünyanın hiçbir yerinde dolar mal olarak alınıp satılmaz, ticari bir emtia değildir ama maalesef, bugün, bizim TL mevduatlarımız dâhil, bu son çıkardığınız kanunlarla beraber onlar da kur korumalı dolar tevdiat hesaplarına döndü. Yani "Faiz fazlaysa oradan alırsınız, kur fazlaysa buradan alırsınız..." Bakın, bu yöntemle -hani, "Faize karşıyız." diyorsunuz ya- tümüyle insanları scoreboard gibi... Levhayı orta yere koydunuz, insanların sanki başka işi gücü yok, "Dolar ne oldu, sterlin ne oldu? Aradaki fark nedir? Faiz yüksektir, dolar mı yüksektir?" Bunun ekonomiye zerre kadar faydası yoktur, üretime de faydası yoktur ama bence, siz, farkında olmadan ya da bilerek, bilmeyerek insanları, toto oynar gibi, scoreboard üzerinden rakamlarla meşgul ediyorsunuz. Gerçek manada üretime yönlendirmek için tümüyle bu faiz maiz işinden vazgeçmeniz lazım.

Şimdi, buradaki arkadaşımız da biraz önce diyor ki: "Eksilere düştük." E, çok güzel. Yani Avrupa'da euro bölgesindeki ülkeler eksiye düşerken bizdeki gibi yüzde 26'yla mı borçlanıyor? Yani bugün Türkiye'deki politika faizi yüzde 14'ken devletin borçlandığı rakam yüzde 26. Peki, bu, eksi faize sahip olan ülkeler bu rakamlarla mı borçlanıyorlar? Onun için, rakamlar arasında ilişki kurarken işte "Enflasyon buradan geldi, oraya gitti..." Gerçeklerle yüzleşmediğiniz sürece, problemleri halının altına süpürdüğünüz sürece bu işlere çözüm bulmanız mümkün değil.

Peki, Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor? "Para, tıpkı bayrak gibi, tıpkı millî marş gibi, bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler; paranın itibarı milletin itibarıdır." Ben buradaki herkese soruyorum: Bugün TL'nin itibarından bahsetmek mümkün mü? TL mevduatları bile dövize endekslediniz. Onun için ben tekrar diyorum ki: Titreyin ve kendinize gelin. Yani, bu yol çıkmaz bir yoldur; bu yolun girişi de kapalı, çıkışı da kapalı. Bugün piyasada ekonomi dönmüyor. Gelmeden önce sordum "Bankalarda durum ne?" diye. Bakın, bugün özel bankalar, gayet rahat, kendine göre bir faiz oranı oluşturmuş, müşterinin durumuna göre 27 ile 35 arasında faizlerle istediğiniz parayı veriyor. "Nerede kullanabilirseniz kullanın." diyor ama bu işin lokomotifi olan devlet bankaları diyor ki: "Dur bakalım! Tamam, 17'yle faizi kullanabilirsiniz." İşte ona yeni de bir şey uydurdular, yüzde 2 de komisyonu var. Bugün görüştüğümüz kişi ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki: "Ben devlet bankasından KDV taksitini ödemek için bile krediyi kullanmakta zorlanıyorum." Bakın, KDV taksitini ödeyecek, devletten aldığı parayla KDV borcunu ödeyecek. Siz bu parayı nerede kullanacaksınız? Eğer o bankadan çek yazdıysan kullanabilirsin, o bankada işte BCH'den kaynaklanan taksitin varsa kullanabilirsin ama bu çektiğin parayla döviz hesabı açamazsın, bir başka bankada mevduata yatıramazsın. Arkadaşlar, bunun adı serbest piyasa ekonomisi mi sizce? Hâlbuki biz hepimiz serbest piyasa ekonomisinden yana tavır koymuyor muyuz? Serbest piyasa ekonomisinde piyasaya müdahale olmaz ama siz her taraftan müdahale ediyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Siz şimdi her taraftan müdahale ediyorsunuz. Ne yaparsanız yapın üretim rakamlarımız artmıyor. Yani, tamam, ihracatta güzel rakamlar var ama asıl olan birim miktarlarda yükseliş sağlamak. Yani, 10 bin ton mal satıyorsak, 12 bin tona yükseltmişsek biz buna rakamlar yükseldi diyoruz yani rakamların yükselmesiyle, 10 liralık malın 15 lira olmasıyla elde edilen cirodan kaynaklanan yükseklik, yükseklik değildir. Onun için ümit ediyoruz ki bu iş bir sonuç versin de artık üretime endekslenelim. Yani bugün 8 milyon kişinin işsiz olduğu bir ülkeden bahsediyoruz, sabahtan akşama kadar da para konuşuyoruz, ne istihdam ne üretim ne yatırım... Herkesin dilinde var ama uygulamalarda böyle bir sonuç yok.

Şimdi, kuru aşağı çektiniz, faizler füze gibi. Bak, daha dün benzine zam geldi, ondan önceki gün mazota zam geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika süre verdik.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Ama vermiyoruz kimseye, Grup Başkan Vekillerine vermedik.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Yine de kanunun ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)