| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 05.01.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
298 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine partim adına söz almış bulunuyorum.
İkinci bölümde, özellikle stokçulukla ilgili madde var. Burada stokçulara verilen cezaların alt sınırı 50 bin liradan 100 bin liraya, üst sınırı da 500 bin liradan 2 milyon liraya çıkarılmaktadır. Tabii, stokçuluk deyince, bugün içinde bulunduğumuz durumu da iyi analiz etmek lazım. 2018'de de aynı gerekçelerle, o zaman da Hükûmet soğan depolarını basmıştı, stokçularla mücadele edeceğim demişti, o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Bugün de yine, maalesef, Parlamentoda biz stokçulukla ilgili tartışmalarda bulunuyoruz. Aslında normal şartlar altında, serbest piyasa ekonomisi içerisinde böyle bir denetim şekli olmaz, zaten kurul ve kuruluşlar kendi dengelerini kendisi otomatikman oluşturur. Sizin polisiye tedbirlerle bu işlerin önüne geçmeniz mümkün değil; tam tersine, ortaya koyduğunuz politikalarla, güven ortamıyla bu işi tesis etmeniz lazım. Onun için burada, cezanın limitlerini 50 binden 100 bine, 500 binden 2 milyona çıkarmışsınız, bu hiçbir şeyi değiştirmez. Tabii, stokçular derken, bugün, özellikle 18-19 TL kurdan ithalat yapıp onun üzerinden mal satmaya çalışanlar var, bunu fırsata çevirip piyasayı yine yukarıda tutmaya çalışanlar var ama bunun bir tane sebebi var, o da istikrarsızlık, piyasada yeterli güven ortamının oluşmaması. Ticaretin dengeleriyle çok fazla oynadığınız için taşlar bir türlü yerine oturmuyor.
Bugünkü ticaretin gerçeklerine baktığınız zaman özellikle bankalar üzerinden size birkaç tane örnek vermek istiyorum. Bugün, devlet bankaları... Sizin bankada bir limitiniz var, 1 milyon lira limitiniz var diyelim, karşılığında teminat mektubunu vermişsiniz, bu krediyi de kullanmak istiyorsunuz. Devlet bankalarının size verdiği cevap aynen şu: "Bu krediyi ne amaçla kullanacaksınız? Eğer kullandığınız krediyi bir başka bankada mevduat olarak kullanacaksanız bu krediyi size vermiyoruz; bir. İki, verdiğimiz krediyi dolar hesaplarında değerlendirecekseniz bu krediyi yine vermiyoruz. Üç, verdiğimiz krediyi bizim bankamızdan yazmış olduğunuz çeklerin karşılığı olarak değerlendirecekseniz verebiliriz, eğer bunun karşılığında değerlendirmeyecekseniz bunu da vermeyiz." Devamında "Yetmez -işte bugün politika faizi 14, 15 diyorsunuz- yüzde 2 kredi kullanım komisyonu var." Bak, yeni icat oldu, böyle bir şey yok, özel bankalarda yok, bu sadece devlet bankalarında var. Bu yüzde 2'yi, bunu hem de peşin olarak alıyorlar. Bunun anlamı şu: Yani BCH yani borçlu cari hesap kredisini üç gün de kullansan, on üç gün de kullansan, yirmi üç gün de kullansan bunu aynen, peşinen ödüyorsunuz ama özel bankalara gittiğiniz zaman böyle bir uygulama yok. Dolayısıyla, insanların hareket kabiliyetini azaltıyorsunuz yani üreticiyi desteklemek üzere yola çıktığınızı söylüyorsunuz ama bugün ticaretin çarklarını neredeyse durdurma noktasına getirdiniz, artık her şey neredeyse peşin rakamlar üzerinden dönmeye başladı. Bunu da geçtik, özellikle, tabii, ihracat artsın, buna hiçbir itirazımız yok ama iç piyasadaki rakamlara baktığımız zaman -işte, önümüzdeki torba yasayla beraber de geliyor, fiyat farkı kararnamesi de dâhil- bu rakamlar aldı başını gitti. Bunlara bile şu an Hükûmet olarak maalesef yapabildiğiniz bir şey yok. Bunun tamamının sizlerin ortaya koyduğunuz iradeden kaynaklandığını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki: "Merak etmeyin, ilk 10 büyük ekonomi içerisinde olacağız." Güzel de 2002'de siz iktidara geldiğiniz zaman Türkiye ilk 18'in içerisindeydi. Yaptığınız icraatlarla yükselmek yerine biz biraz daha aşağıya düşmüşüz. Diyorsunuz ki: "Ekonomi büyüdü." Şimdi, aynı yönde giden iki araba gibi dünyada bütün ekonomiler büyüdü, biz emsallerimizden geri kaldığımız için bugün bu sorunları yaşıyoruz; kaldı ki bu yapısal problemleri çözmediğiniz sürece bu işin altından kalkmanız zor, bundan sonra zaten daha da zor. İşte, iktidara 2002'de geldiğiniz zaman enflasyon oranı yüzde 29,7'ydi, biz bugün 36'ları konuşuyoruz. Yine, Üretici Fiyat Endeksi yüzde 30'du, bugünlerde ise 80; işte, Enflasyon Araştırma Grubunun rakamlarına göre de yüzde 80'in üzerinde. Yani bu enflasyonist ortamda siz gelişmiş ülkelerin seviyesine çıkacağınızı söylüyorsunuz. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde yüzde 5'in, yüzde 6'nın üzerinde enflasyon olmadığını hepimiz biliyoruz. E, aynı şartları, aynı pandemi şartlarını dünyanın her tarafı yaşarken maalesef oradaki enflasyonun artış oranı ile Türkiye'deki enflasyonun artış oranı arasında dağlar kadar fark var.
Tabii, birinci bölümdeki özellikle limanların özelleştirilmesiyle ilgili hususta muhakkak tarihe not düşmek lazım. Bu, doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şey. Yani daha süresi dolmamış sözleşmeleri bugünden uzatmaya çalışıyorsunuz, ne Komisyon ne de AK PARTİ sıralarındaki arkadaşlarımız bunu neden, niçin yaptıklarına dair ortaya net bir şey koyamadılar. Ticaretin hiçbir kuralında maç başladıktan sonra kurallar değişmez. Siz, buraların işletme hakkını devrederken on sekiz yıllığına, yirmi yıllığına devrettiniz ve bugün kırk dokuz yıla çıkarmaya çalışıyorsunuz. Belki aynı rekabet ortamında yeni teklif verecek arkadaşlarımız var veya devletin beklentilerini karşılayacak yatırımları da yapmamış olabilirler. Daha ortada hiçbir şey yokken bugünden bu işlemleri yapmaya kalkarsanız, bakın biz TEDAŞ'da da işletme haklarının devrini yirmi yıl yaptık, bunlar da yarın öbür gün gelecekler, diyecekler "Ya, bu yirmi yıl bize yetmedi." Burada da aynı şey var, zaten ikinci bölümde bununla ilgili de madde var. O zaman bu işletme haklarının devri meselesini orada da kırk dokuz yıllığına çıkaralım. Bakın arkadaşlar, biz dedik ki: "Siz bu işletme haklarının devriyle beraber bu sisteme yatırım yapacaksınız." Biz daha bunu bilmiyoruz, limanlarda bu yatırımları yaptılar mı? Ne oldu? Sonucu nedir? Ne alacağız? Bilmiyoruz. Bunu bugünden hangi gerekçeyle gündeme getirdiniz bilmiyoruz ama bu yaptığınızın doğru olmadığını, tarihe not düşmek adına, yanlış yaptığınızı buradan ifade ediyoruz. Bu, ticaretin bütün kurallarıyla çelişiyor.
Diğer taraftan, diğer maddede "İşte, Etibankın veya diğer şirketlerin mal varlıklarını TEDAŞ'a veya TEİAŞ'a devredelim." diyorsunuz. Biz şu an devrettiğimiz trafolarda bile... Biliyorsunuz bu işletme haklarının devrinde mal sahibi devlettir, adı üstünde, onlara sadece işletme haklarının devrinden bahsediyoruz. Bugün bile, yaklaşık, trafolara verilen reklam 147 milyon civarında, biz, bunu bile devlet olarak alamıyoruz. Yine bu tür gayrimenkulleri veya buna benzer bir şeyleri devrettiğiniz takdirde, tabii, şaibe olduğu için, bunlarla ilgili olumsuzluklar olduğu için yine aynı sorunlarla karşılaşacağımıza dair endişelerimiz var. Bu konuda şimdiden sizleri uyarıyoruz, ümit ediyoruz ki bundan sonra bu hatalara, bu kusurlara düşülmesin. Tabii, özellikle içinde bulunduğumuz durum yani problem, bu zam meselesi, işte arkadaşlarımız da buradan ifade ettiler, 12'nci ayın 31'inde yapılan zamları yani bir günde, çalışana, işçiye, emekliye zam vermemek adına bunu geçtiğimiz temmuz ayında da yaptınız, döndünüz 12'nci ayın 31'i, burada da yaptınız. Bunun bir önemi yok yani çalışanlar açısından önemi çok ama sizler açısından sanki bu problemden kurtuluyormuşsunuz gibi görünüyor ama öyle değil, problemi bir sonraki aya aktarıyorsunuz. Yaptığınız iş, çalışanların, emekçilerin hakkından, hukukundan gasbetmekten ibarettir. Bu tür oyunlarla, bu tür rakam hileleriyle, bu tür alicengiz oyunlarıyla, rakamları sağa sola çekmeyle Türkiye'nin ekonomisinin düzelmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Onun için artık bu ülkenin hem çalışanlarına hem üretenlerine gerçek manada hedefler koyup bu hedefler üzerinden hareket etmesini sağlamak sizin boynunuzun borcu. Bugün, icra makamında sizler varsınız, bunları yapmakla sizler yükümlüsünüz. Sizin buraya koyduğunuz bir dolar hedefi vardı. Neydi? 2022 sonu itibarıyla hedefiniz 9,27 idi; 9,77 de 2023 hedefi. Şimdi, diyorsunuz ki: "Köpüğü attık." Sizin daha önce ortaya koyduğunuz bir hedef vardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - 9,27 hedefinize göre 2022'nin daha başındayız, bugün 13 küsur, aradaki fark 4. 4 ne demek? Yani her 1 liranın karşılığı 450 milyar olduğuna göre 1,8 trilyon maalesef bugünkü bütçeye daha bugünden önemli bir yük getirdiniz. Yani 18'den 12'ye düşürdük diye sevinirken yani büyük başarı öyküleri anlatırken hiç unutmayın ki bugün kurun normal şartlarda sizin tahmininize göre olması lazım gelen 9,27; maalesef bugün 13,4'ler civarında, daha bugünden 1,8 trilyon devletin üzerine ilave yok getirdiniz. Ümit ediyoruz ki hiç olmazsa bundan sonra gerçek hedeflerle, gerçek programlarla bu ülkenin üreticisinin, yatırımcısının önüne bir şeyler koyarsınız ama bu saatten sonra bu işin dikiş tutması mümkün değil, doğrusu milletin hakemliğine gitmektir diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - İnşallah millet size gereken dersi verecektir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)