| Konu: | DIŞ TİCARETTEKİ GELİŞMELERE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 06.02.2013 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dış ticaretteki gelişmeler hakkında gündem dışı söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
2003 yılından sonra AKP'nin iktidara gelmesiyle cari açık giderek artmıştır, ayrıca büyüme hızının düştüğü dönemlerde de yüksek seyretmeye devam etmiştir. Bu yeni durum AKP'nin yeni normali hâline gelmiştir. Cari işlemler açığının finansmanı kısa vadeli sermaye girişiyle karşılanmaya başlayınca Türk lirası değerlenmiştir. Bu durum ithalatı daha cazip hâle getirmiştir, dış ticaret ve cari işlemler açığını da artırmıştır.
2012 yılında ihracattaki artışın önemli bir kısmı altın ihracatından kaynaklanıyor. Altın ihracatı konusunda Hükûmette de tenakuz var. Ali Babacan ile Zafer Çağlayan'ın söyledikleri birbirini hiç tutmuyor, ayrı telden çalıyorlar. Merkez Bankası Başkanı için düşünceleri de öyle; biri seviyor, öteki memura haddini bildiriyor.
Cari açığın finansmanı özel sektörün borçlanmasıyla karşılanmıştır. Özel sektörün borcu 40 milyar dolardan 200 milyar dolara yükselmiştir. AKP iktidarı döneminde dış ticaret açığı 600 milyar dolara, cari işlemler dengesi açığı da 350 milyar dolara yükselmiştir. Ülkenin dış borcu da 220 milyar dolardan 620 milyar dolara yükselmiştir.
İthalatta enerji ham madde bağımlılığı bazı ülkelerde yoğunlaşmıştır, doğal gazdaki bağımlılık gibi. Hem dış politikalar uyuşmuyor hem de bağımlısın, Rusya Federasyonu, İran ve Irak'la olan ilişkilerimiz gibi.
AKP iktidarı döneminde ihracatın toplamı 1 trilyon dolar, ithalatın toplamı 1,6 trilyon dolar, dış ticaret açığı 600 milyar dolar, neredeyse Türkiye'nin bir senelik gayrisafi millî hasılasına eşit. "En iyi ihracat sektörlerinden biri otomotiv." diyoruz, ihracatı 15 milyar dolar, ithalatı 14,5 milyar dolar. Şimdi, "Doğu Türkiye ekonomisi" diye bir olay da çıktı; kaçak elektrik, iletişim, finans, ham madde temini, sulama, kayıt dışı ara malı temini, kaçak yağ, çay, sigara, akaryakıt, şeker. Doğuda, güneydoğuda gümrük tarifelerini PKK belirlemeye başlamış, zaten müzakere masalarında bunların olduğu söyleniyor.
Türkiye ekonomisine on bir ayda 60 milyar dolar finansman sağlanıyor, 2011'de de 2012'de de rakam aynı, birinde büyüme yüzde 8,5, birinde yüzde 2,5. Bunu değerlendirmek için fetva falan da lazım değil, cami imamının görüşüne de gerek yok.
Son zamanlarda yabancı kaynaklardan değerlendirme yapmak Hükûmet için moda oldu. İşte, OECD'ye göre, yerli üretimin katkısı yüzde 41,5 ihracatta, yerli girdi yüzde 50'den az, tekstilde yüzde 32, elektrikte yüzde 31, ulaşım araçlarında yüzde 35, inşaatta yüzde 49.
Kasım ayı verilerinde ithalata bakarak iç talebin canlanmaya başladığını söyleyenler aralık sonuçlarıyla sukutuhayale uğradılar. İç talepte toparlanma olmadığı ithalattan görülüyor. Şimdi, ithalat ve ihracat rakamlarının hesaplanmasını TÜİK'e yeniletip işi düzeltmeye çalışacaklar. Hiçbir reel değişme olmaksızın rakam değişirse sonuç ne olur? İhracatçılar kredi büyümesini yeterli bulmuyor, üzülüyor. Risk ıslahının yüksek olduğu, büyümenin zayıfladığı bir konjonktür ortada. Soğuk savaş dönemi sonrasında ilk kez finansman problemi yok, ekonomi güç kaybediyor. Bu Hükûmet dış ticareti dikiz aynasından takip ediyor.
Altın ve mücevher fuarı var, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı yalvarıyor, Hükûmet onların problemini çözmüyor. "Cumhurbaşkanlığını kaçırırız." diye Hükûmet onların problemini çözmekten kaçıyor, ortada yok.
Sayın milletvekilleri, törenle saman ithal edildiği ve bunun genel müdürlerle, törenlerle çiftçiye teslim edildiği dünyada ilk defa, Türkiye'de AKP iktidarı döneminde görüldü. Sanıyorum, bunu organize eden genel müdürün makamı da, daha önce buralarda görüşüldü, en yüksek maaş verilen bürokratın makamıydı o makam. Hükûmet her işte olduğu gibi dış ticarette de sapla samanı karıştırdı.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.