GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:22.12.2021

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Muhalefet iktidarın sözünü kesmesin.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - "Yapmayacağım." dediğin işi yapmayacaksın, "Yapmayacağım." demeseydin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.

Aslında, bu kanun teklifi görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonunda bütün siyasi parti gruplarından arkadaşlarımız ellerinden geldiğince katkı verdiler, kendilerine teşekkür ediyorum. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Levent Bülbül'le beraber Plan ve Bütçe Komisyonuna katıldık, orada da arkadaşlarımızın görüşlerini bir miktar müşahede ettik. Ki saat hemen hemen yarım civarında, Plan ve Bütçe Komisyonunda 13 maddelik kanun teklifi arkadaşlarımızın yapıcı eleştirileri, çeşitli önermeleri doğrultusunda değerlendirildi ve geçti. Bugün de... Ki bundan önce, zaten cuma günkü bütçe görüşmelerinin son gününde siyasi parti gruplarıyla yaptığımız istişare sonucunda "Biz kanun teklifini verelim, pazartesi günü, Komisyon, görüşmelerine başlasın." dedik. Bütün siyasi partiler, arkadaşlarımın grupları buna "Evet." dediler ve saat on birde başladılar.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Çabuk, çabuk, çabuk.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İnsicamımı bozma. Teşekkür ediyorum bak bütün siyasi partilere.

Bu çerçevede, hakikaten önemli düzenlemeler yapılıyor. Arkadaşlarımızın bazı eleştirileri var, itirazları var. Birincisi: Bu döviz tevdiat hesaplarını Türk lirasına çevirmekle birlikte... Sayın Kuşoğlu biraz önce "82 bin kişinin 1 milyon ve üzerinde döviz tevdiat hesabı var." dedi. Ben şimdi bakanlıktan onu sordum "Toplam yurt içi yerleşiklerin -ticarethanesi olanlar hariç, ticari mevduat hariç- döviz mevduatları ne kadardır?" diye net bir bilgi alayım dedim ama Komisyon üyesi arkadaşlarımızın oradaki verdikleri ifadelerin de doğru olduğu inancıyla, sanıyorum, 141 milyar dolar civarında yurt içi yerleşiklerin bir döviz mevduatlarının olduğunu söylediler, Plan ve Bütçe Komisyonundaki değerli arkadaşlarımız bunu ifade ettiler.

Bakınız, dün Merkez Bankasının açıkladığı tebliğde 20 Aralık ve öncesindeki döviz tevdiat hesaplarını Türk lirasına döndürdükleri takdirde üç aylık, altı aylık, dokuz aylık ve on iki aylık olmak üzere, bir kereye mahsus olmak kaydıyla, mevcut dövizini Türk lirasına çevirirse -ki, o günkü repo yani her gün açıklanacak repo faizi ki o da politika faizi dediğimiz oran, şu anda yüzde 14 politika faizi var- bunu, Türk lirasını yüzde 14 politika faiziyle yatıracak; üç ay sonra yani dövizin bozdurulduğu gün, vadenin hitamındaki gün piyasada döviz ile faiz arasında bir fark olduğu takdirde, Merkez Bankası; 5'inci maddenin (2)'inci fırkası...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Dokuz ay yok, dokuz ay yok; düzelt.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "Üç ay" diyor, peki. Ben, Maliye Bakanlığının... "Üç ay, altı ay, dokuz ay, on iki ay" diye geçiyor 5/(2)'de veya 5/(3)'te. Bu, 20 Aralık ve öncesiyle ilgili kısım. Elimizde hepsini not olarak tutamıyorum Sayın Altay, ancak buradakileri telaffuz edebiliyorum.

Bu çerçevede, eğer, üç ay sonra, döviz bozdurulduğu anda döviz ile politika faizi arasında bir fark olduğu takdirde bu fark mudiye, müşteriye Merkez Bankası kaynaklarından karşılanmak üzere ödenecek. Şimdi, bütün varsayımımızda "Üç ay sonra dolar fiyatları yine yükselir mi acaba?" endişesiyle ortaya çıkan bir durum söz konusu. Eğer, biz bu istikrarı sağlayabilirsek, istikrarı devamlı hâle getirebilirsek; hep beraber yapacağımız faaliyetlerle, katkılarla birlikte döviz fiyatları yüzde 10-12... Bugün şu anda 12 lira 54 kuruş herhâlde, tam bilmiyorum. Bugün döviz bozduranlar veya tevdiat hesaplarını TL'ye döndürenler 12,5 liradan bozdurdular. Eğer 12,5 lira veya 12,5 liranın altında olduğu takdirde, vatandaş yüzde 14 politika faizi kadar gelir elde etmiş olacak. Diyelim ki vatandaş yüzde 14 politika faizinin üzerinden 100 lira para yatırdı, politika faiziyle de -yıllık diye konuşalım- 14 lira gelir elde etti ama döviz kuru da 20 lira oldu. Aradaki 6 liralık fark, vatandaşa döviz kurundan dolayı ortaya çıkan kaynak olarak Merkez Bankası kaynaklarından verilmiş olacak. Eğer kur beklenildiği gibi 12 lira civarında, 12-12,5 lira civarında gittiği takdirde, piyasadaki mevduata verilen faiz oranı yüzde 14 olarak gerçekleşmiş olacak.

Bu manada ne ortaya çıkıyor? Bankaların, kaynaklarını temin ederken daha verimli, daha uygun ortamda kaynak elde etmelerini ortaya çıkarmış olacak. Piyasada şimdi kredi faizlerinin 22 ile 30 arasında değişen oranlarda olduğu ifade ediliyor. Kredi faizlerinin kamu bankalarında yüzde 16, özel bankalarda 22 ile 30 arasında olduğu ifade ediliyor. Neden? Kaynakların maliyetinin yüksek olmasından kaynaklı bir faiz oranının var olduğunu görüyoruz. Eğer sistem bu şekilde devam ettiği takdirde; 12,5 liranın altında bir döviz kuru olduğu takdirde, politika faizi artık mevduatın faizi olarak devam edecek ve bankaların maliyetlerinde önemli ölçüde bir azalış sağlamış olacak. Banka maliyetlerindeki azalışla birlikte, artık kredi faizlerinin de belirli bir zaman süreci içerisinde aşağı doğru geldiğini göreceğiz. Yani mevduat faizine verilen maliyet 14, artı, diğer masraflar vesaire gibi konuları işlediğimiz takdirde kredi faizlerinin, işletmenin ihtiyacı olan kredi faizlerinin de hızlı bir şekilde düştüğünü bu manada görmüş olacağız.

Sayın Kuşoğlu'nun senaryosu "Yeniden bir şey ortaya çıkarsa!" diye ifade ettiği ve "Endirekt bir şekilde faiz aktarımı!" diye söylediği bu konu, böyle bir şey varsayımlar üzerine kurulmuş bir süreç ama varsayımı tersine döndürdüğünüz takdirde politika faizi... Yani, vatandaş, yüzde 14'ten aşağıya nemalanmayacak ama döviz daha fazla artarsa o aradaki farkı almış olacak.

Hazine ve Maliye Bakanlığının yaptığı konuyla ilgili... Haklısınız, bu konuda bütçeden bir kaynak aktarılması gerekiyor, onunla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyacımız var.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Şimdi söylüyorsun, biz söyledikten sonra söylüyorsun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Altay, aklın yolu bir, ister muhalefet söylesin ister başkası söylesin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani hani diyorsunuz ya: "Biz, sizin bütün doğrularınıza 'evet' demeyiz." Biz, sizin doğru olanlarınıza "evet" diyoruz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - "'Evet' demeyiz." demedik. Biz, sizi alkışlamak zorunda değiliz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama bakın, bu mevzuatın yapılması için şu anda Bakanlık bu işi yaptı. Ne zaman ihtiyaç doğacak?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ne zaman doğrunuz oldu ki zaten?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ödemeler yapıldığı anda bu ihtiyaç doğacak. Belki ödemeleri de çıkmayabilecek ama altyapısını oluşturabilmek için bunu yapmamız gerekiyor.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Maliye Bakanının bildirisi ne?

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Ben çalışıyorum Başkanım bu konuda, ben kanun teklifini çalışıyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bir de değerli milletvekilleri, Sayın Kuşoğlu...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bizim doğrumuza "evet" dediğiniz için teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN - Bir de bundan faydalanacak mevduatların vadelerini de söyleyin Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kanun üzerinde milletvekili arkadaşlarımız çalışıyor.

Şimdi, Sayın Kuşoğlu Plan ve Bütçe Komisyonunda asgari ücretle ilgili bizim açıklamalarımızı ifade etti. Biz, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Levent Bülbül'le beraber yaptığımız istişare sonucunda bunu Genel Başkanlarımıza aktaralım, Genel Başkanlarımızın kanaatini alalım... Ki siz de öyle yapıyorsunuz herhâlde.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada bir milletvekili keyfî olarak bir şey de veremiyor. Bütün siyasi parti gruplarında milletvekilleri, araştırma önergesi veya kanun tekliflerini verirken önce siyasi parti gruplarına gidiyor, gruplar değerlendirmesini yapıyor "Verebilirsin veya veremezsin." diyor. Bizim Genel Başkanımız neyse, İYİ Partinin Genel Başkanı nasılsa, Milliyetçi Hareket Partisi ve diğer partilerin Genel Başkanlarıyla da -biz zaten onların vekiliyiz- onlarla da istişare ediyoruz. Nitekim, 2 Genel Başkanla istişare ettik, dedik ki: Bunu sadece ücretlilerle ilgili değil... Çalışma Bakanlığının internet sitesinde ücretlilerle ilgili kısmı kapsıyordu. Önce 6 milyon 90 bin asgari ücretliyle ilgili bir kanun teklifi verdik, sonra yapılan hesaplamalar, senaryo çerçevesinde 4.250 lira civarında ücret alanlar ne kadar olabilir dedik, o günkü rakamlar itibarıyla yani 20 Aralık tarihi itibarıyla 8 milyon 900 bin kişinin asgari ücret seviyesinde ücret alacağı tahmini ortaya çıktı -ki etki analizinde size Plan ve Bütçe Komisyonunda ifade ettiğim rakamlar da onu anlatıyordu- ve geldik, anlaştık, biz bu konuyla ilgili düzenlememizi -önergemizi- yaptık. Sayın Başkan da Komisyon Başkanımız da... İlk söz -Plan ve Bütçe Komisyonunun en başından beri geleneği- önce Komisyon üyelerine, daha sonra milletvekillerine verilir. Milletvekilleri söz aldıktan sonra bize de Sayın Başkan söz verdi -açıklama ihtiyacı hissettik- ve AK PARTİ Grubu olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, Cumhur İttifakı olarak, biz, sadece ücretlileri değil, maaş ve ücretlileri de kapsayan bir şekilde önergeyi getirdik. Milletvekili arkadaşlarımız uygun görürlerse, imzalarlarsa, Komisyonumuz da takdir ederse Plan ve Bütçe Komisyonundan böyle bir metin geçer ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde vatandaşımıza bu imkânı hep birlikte sağlamanın mutluluğunu yaşarız diye ifade ettik. Yapılan iş tamamen İç Tüzük ve Komisyon çerçevesinde ortaya çıkmıştır.

Bakın, Anayasa'nın 88'inci maddesi "Kanun teklifi vermek sadece milletvekillerine aittir." diyor. Genel Kurulda her milletvekili kanun teklifi verebilir ama Komisyonda önergeyi sadece Komisyon üyesi milletvekilleri verebilir, başkaları önerge verme imkânına sahip değil. Ben orada bir teklifte bulundum ve Grup Başkan Vekilleri olarak, Cumhur İttifakı olarak dedik ki: Bizim böyle bir şeyimiz var; Komisyon üyeleri takdir ettiği takdirde, milletvekilleri uygun gördüğü takdirde bunu gerçekleştiririz. Ve teşekkür ediyorum, tartışmadan, arkadaşlarımız da farklı teklifler sunarak "Şöyle olsa daha iyi mi olur?" gibi ifadelerle bunu bize izah etmeye çalıştılar.

Şimdi, yapılan düzenleme şu: Aylık 4.250 lira net ücret alan kişinin gelir vergisi istisna kapsamına intikal ettirilmiş oldu yani -bunu yuvarlayarak söyleyeyim- brüt yıllık 60 bin lira ücret ve ücret benzeri gelirler vergiden istisna hâle gelmiş oluyor, vergiye tabi değil. Ondan sonraki ücretler yüzde 15, yüzde 20 neyse, hangi bareme giriyorsa o şekilde devam edecek. Yani burada biz milletvekilleri olarak, Anayasa'nın bize verdiği yetkiyi kullanarak bu işi yaptık. Bunu niye Hükûmetten beklersiniz? Yasama, yürütme, yargı... Yasama, yasama işini yapacak; yürütme, talep edecek; yasama eğer bunu doğru bulursa Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarında ve Genel Kurulunda teklif edecek, yine yasama kabul ederse bunu icra edecek.

Sayın Kuşoğlu'nun söylediği de şu olabilir: Belki Anayasa'nın 88'inci maddesine "Hükûmet de tasarı verebilir." diye bir ifade konulması doğru olur muydu, olmaz mıydı; bu, tartışma gerektiren bir konudur. Yani o manada da bakılır, eğer "Tasarı verme konusunda bir ihtiyaç hasıl oluyor." diyorsanız siyasi parti grupları olarak değerlendiririz, Anayasa'nın -yanlış bilmiyorum herhâlde maddeyi- 88'inci maddesinde bir değişiklikle "tasarı ve teklifler" diye ifade edebiliriz. Daha önce, biliyorsunuz, Anayasa'da "tasarı" diye bir hüküm söz konusu değildi, yine Anayasa'da "kanun teklifleri" diye geçerdi. Bizim İç Tüzük'ümüzde Hükûmet tarafından gelen kanun teklifleri "tasarı" olarak değerlendirilir, milletvekilleri tarafından verilenler de "teklif" olarak değerlendirilirdi; yine Anayasa'da böyle bir durum söz konusu değildi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Elitaş...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Son cümlem Sayın Altay, lütfen iktidarın sözünü kesmeyin, milletvekilinin sözünü.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Peki.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anayasa'nın 88'inci maddesinde yine kanun teklifi vermeyle ilgili bir düzenleme yapılmış ama Anayasa'nın 88'inci maddesinde altı çizilerek "Kanun teklifleri sadece milletvekilleri tarafından verilebilir." diye de ifade kullanılmış.

Ben, hem Komisyonda katkı sağlayan Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi bütün siyasi partilerden değerli arkadaşlara hem de Komisyonda katkı sağlayıp eleştirileriyle bizim farklı şeyler düşünmemize imkân sağlayan değerli muhalefet partisinin temsilcisi -Komisyon temsilcisi değil- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi milletvekili arkadaşlarıma katkılarından dolayı teşekkür ediyorum, hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)