| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 21.12.2021 |
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hepimizin bildiği gibi, iki hafta önce sağlık çalışanlarıyla ilgili burada bir düzenleme yapmaya gayret ettik. Önce doktorlarımızla ilgili alelacele bir düzenleme yaptık, sonra "Bunda yanlışlık oldu, ertesi gün tekrar toplanalım, sağlık çalışanlarını da içine dâhil edelim." dedik ama maalesef buradan çıkaramadık. Neden acaba? Yani on dokuz yıllık bir iktidar var, acemiliğiniz yok. Nasıl oldu da böyle oldu? Çünkü torbacı kanun anlayışınızın ya da keyfekeder devlet yönetimi anlayışınızın bir tezahürünü burada yaşadık. Aradan on beş, yirmi gün geçti, ne doktorlar ne sağlık çalışanları... "Bizleri düşünen bir Meclisimiz vardır." kanaatini çok şükür kaybettiler sayenizde ve sokaklara döküldüler, eylem üzerine eylem yaptılar, haklı taleplerini dile getirdiler ama duymadınız, hissetmediniz, 1 milyon sağlık çalışanını yok farz ettiniz. Ama lafa gelince ne güzel onları alkışladık, onları övdük. İşte, Sağlık Bakanımız burada "Başarıdan başarıya koştuk." dedi. "Sağlık sistemimiz uçuyor, kaçıyor." Yahu, sağlık sisteminiz uçuyor, kaçıyorsa bunu siz nasıl yapıyorsunuz? Yani bir Bakanlık, bir kurum... Memurları, sağlık çalışanlarını Sağlık Bakanlığından çıkarın, geriye ne kalır? Duvarlar ve kurallar kalır. Sağlık sisteminde sağlık çalışanı olmazsa hiçbirimizin sağlığı olmaz, geleceği olmaz. Bu kadar önemli bir hizmet veren insanlarımıza ne yaptık? Haklı taleplerini görmezden geldik ve öteledik. Ne istiyor sağlık çalışanları? Sadece şunu diyorlar: "Ya, insanca yaşamak istiyoruz, adalet istiyoruz." Ebesi, hemşiresi, doktoru, hasta bakıcısı, hizmetlisi tespih taneleri gibi hizmet veriyor 83 milyon insanımıza. Diyorlar ki: "Ya, biz, bu sağlıkta çalışırken, ölüm tehlikesi içinde yaşarken, birçoğumuz bedel öderken, saldırılara uğrarken, çoluğumuzu çocuğumuzu perişan ederken 'Bir insanı kurtarmak bir dünyayı kurtarmaktır.' anlayışı içinde sağlık hizmeti verirken siz bize ne yaptınız?" Döner sermaye çıkardınız, adaletli uygulamadınız; hastaneler arasında ayrım yaptınız, doktorlar arasında ayrım yaptınız, çalışanlar arasında ayrım yaptınız; liyakati ayaklar altına aldınız; hastanelerin yönetimini oluşturdunuz, sözleşmeli yandaşlarınıza 10-15 bin lira maaşlar verdiniz ama doktora, hemşireye, hasta bakıcıya, teknisyene velhasıl diğer sağlık çalışanlarına gelince onları hep unuttunuz.
Hatırlatmak için burada söylüyoruz: Sağlık çalışanları çok bir şey istemiyor aslında; ek ödemelerinin, döner sermayelerinin adil olmasını, emekliliğe esas olmasını; emekli olunca bari birazcık insanca yaşamak arzusundalar. "Çalışırken ekonomik sıkıntı, sosyal sıkıntı yaşamayalım." diyorlar. Allah aşkına, çok şey mi istiyorlar? Aslında çok şey istemiyorlar ama onların isteklerini görmeyen bir iktidar anlayışımız almış başını gidiyor.
Şimdi, yarın her birimiz her an hasta olabiliriz. Devlet hastanesine gittiğimiz zaman milletin vekilleri olarak orada size sorsa ebe, hemşire, doktor "Ya, sayın vekilim, hani yirmi, yirmi beş gün önce bize bir düzenleme yapıyordunuz, ne oldu? Bizi ne zaman düşüneceksiniz? Yani bizim hakkımızı ne zaman vereceksiniz?" diye, içinizde acaba yüzü kızarmayacak bir milletvekili var mı? Olabileceğini düşünmüyorum. Sorunlarını burada tek tek saymıyorum, aslında hepsini defalarca burada saydık. Onun için, diyorum ki: Sağlık çalışanları sokaklarda hak arıyorsa, doktorlar sokaklarda hak arıyorsa, kamu çalışanları sokaklarda hak arıyorsa Mecliste hakları verilmediğindendir; bunun suçlusu, sorumlusu da AK PARTİ iktidarıdır, Cumhur İttifakı'dır.
Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)