| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 12.12.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim bütçesi hakkında İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Kaliteli eğitimle yetişen nitelikli insan gücü, ülkelerin kıyasıya bir rekabete girdiği günümüzde milletlere stratejik üstünlük kazandıran en önemli avantajdır. Devleti yöneten iktidarın birincil görevi nedir? Ekonomiyi büyütmek, üretimi ve istihdamı artırmak, ülkeyi kalkındırmak ve refah seviyesini yükseltmek ve tabii, bu hedefe ulaşmanın en önemli yolu olan nitelikli eğitimi ülke çocuklarına en iyi şekilde, fırsat eşitliği ve adalet içinde ulaştırabilmek ve beşerî sermayeyi en iyi şekilde yetiştirmek olmalı. Yanlış eğitim politikalarının bedeli yoksulluk, işsizlik ve dışa bağımlılıktır. Yüce Atatürk'ümüzün dediği gibi, eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
AKP iktidarının en başarısız olduğu alanların başında eğitim gelmektedir. İktidarın, yirmi yılda 8 kez değişen Millî Eğitim Bakanı ve sistemde 18 kez yapılan değişiklikler ve arada heder olan evlatlarımız, kaybolan değerlerimiz, yeteneklerimiz ve bu çarkların arasında öğütülen gencecik fidanlarımız... Kim memnun eğitimden sayın milletvekilleri? Evlatlarımız mı, aileler mi, öğretmenler mi, iş dünyası mı? Bir Allah'ın kulu var mı eğitimden memnun olan? Ülkenin gerçekleriyle örtüşmeyen, günü kurtarmaya yönelik sözde çözümler, vizyon belgeleri de dahil olmak üzere eğitim adına vadedilen, uygulanmayan projeler ve bunlara ödenen milyonlarca para. Ya, bir eğitim felsefeniz yok sizin, bir politikanız yok sizin. Bilimsellikten uzak, rövanşist, çarpık zihinsel düşüncelerinizin eseri, uyguladığınız ve "eğitim politikası" denilemez bir sistem; ruh yok, ruh. Beyninizin kıvrımları içindeki o karanlık dehlizlerde başka amaçlarınız var sizin, biliyoruz. Nasıl bir insan yetiştireceğiz; sorgulamayan, araştırmayan, eleştirel düşünmeyen, biatçı, dindar ve kindar bir nesil mi, bireyler mi yoksa 21'inci yüzyıl becerilerine sahip, evrensel ve millî kültürü sentezleyen, üreten iyi insan, iyi vatandaşlar mı? Cumhuriyetin kuruluş ayarlarına yeniden dönmemiz gerekiyor sayın milletvekilleri.
Erdoğan, 2020'de bir üniversite açılışında, eğitimde ve kültürde başarısız olduklarını söylemişti ve devam etmişti, "Gerçek iktidarın fikrî iktidar olduğunu çok iyi biliyoruz. Şahsen bu konuda kendimi mahzun hissediyorum, fikrî iktidarımızı hâlen gerçekleştiremedik." demişti. Kendi adını taşıyan üniversiteden "ekonomi fahri doktoru" unvanı olan partili Cumhurbaşkanı, başaramadığını bu sözlerle ifade etti. Vah, vah, vah! (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Hangi fikir? Hangi fikir? Sizde bir fikir var mı? Dün başka, bugün daha başka, yarın ne olacağı belli olmayan fikirleriniz mi? Söyledikleriniz ile icraatlarınızın taban tabana zıt olduğunu gençler, vatandaşlarımız görmüyor mu? Başaramadınız. Bu ülkenin çocuklarının genetik kodları, sizin bu anlamsız, çağ dışı ve takiyeci anlayışınızı geri püskürtüyor.
Bu zatımuhteremin eğitime bakış açısı, fikrî iktidarlarını gerçekleştirmekmiş. İnsanları yoksulluğa, yokluğa terk ettiniz. Fırsat eşitsizliği hiç olmadığı kadar derinleşti; okulları "nitelikli" ve "niteliksiz" olarak ayırdınız ve her okulumuzu kalitesiz hâle getirdiniz. Çocuklarımız beslenemiyor sayın milletvekilleri, okullarına erişimde zorluk yaşıyor; hele hele bundan sonra, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma geldiler. Aile içi şiddet bu şartlarda daha da çok artıyor. Fakirlikten dolayı çocuk işçi sayısı 720 bin. Bu yılın verilerine göre, 676 bin öğrenci okula gitmiyor; zorunlu olmasına rağmen sadece ilkokulda 143 bin öğrenci okula ulaşmamış, gitmiyor. Nerede bu çocuklar Sayın Bakan?
Her türlü zorluğa rağmen yükseköğrenim görmüş gençler, en yüksek işsizlik oranına sahip; yüzde 36 en az. Bu gençler umutsuz, gelecekten endişeli, bunalımda ve intiharlar giderek artıyor. Evlatlarımız, günübirlik deneme yanılma uygulamalarınızın kobayı durumda. Biraz önce çıkan sayın vekiller ne büyük övgüler yaptılar, gözlerim yaşardı.
Sayın milletvekilleri, yirmi yıllık AK PARTİ iktidarının 8'inci Bakanı Sayın Mahmut Özer nihayet iyice derinleşen fırsat eşitsizliğinin, okullar ve bölgeler arasındaki başarı farklarının büyüklüğünün farkına varmış; tebrik ediyoruz. Mesela, Millî Eğitim Bakanlığı yapan -biraz önce buradaydı ama gitmiş- Sayın İsmet Yılmaz "Eğitime çağ atlattık." diyordu. Sayın Özer, yedi yıl sonra, kanuni dayanaktan yoksun bırakılan 20'nci Millî Eğitim Şûrası'nı alelacele topladı. Bu arada hatırlatayım, 2018 yılında 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle MEB teşkilatıyla ilgili maddeler 652 sayılı KHK'den kaldırıldı, bu kararnamede de Millî Eğitim Şûrası yer almıyor. Yasal dayanağı olmayan şûranın nasıl toplanacağı, ödeneklerin nereden harcanacağı, yapılacak idari işlemlerde yasaya uygunluk konusunun ele alınması ayrı bir konu, vaktim olmadığı için duramıyorum üzerinde. Bu arada, şûrada 37 madde ekonomik kaynaklı Sayın Bakan, MEB bütçesinde bir karşılığı yok; bu bütçeyle bu tavsiye kararlarının birini bile yapamazsınız.
Sayın milletvekilleri, ulusal ve uluslararası göstergeler Türkiye'de zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin önemli bir kısmının temel bilgi, beceri ve yeterlilikler açısından yoksun olduğuna işaret ediyor. Dünya Bankasının verilerine göre, Türkiye'de 10 ve 14 yaş aralığındaki her 5 çocuktan 1'i öğrenme yoksulu. Bu ne demektir sayın vekiller? 5 çocuktan 1'i önündeki metni ya okuyamıyor ya da okuduğunu anlayamıyor. Pandemi döneminde yüzleştiğimiz dijital uçurumun hem öğrencimize hem de öğretmenlerimize ne büyük zorluklar yaşattığına hep birlikte şahit olduk, en az 4 milyon çocuğumuz tableti, hatta interneti bile olmadığı için eğitimden yoksun kaldı. Sadece eğitimden değil, hayatlarından da çalındı. Salgınla birlikte öğrenme yoksulluğu en az 2 kat arttı. Öğrenme kayıpları zamanında tespit edilmedi. Kayıplar gideriliyormuş gibi gösterilerek öğrenme kayıpları giderilmez Sayın Bakan. Nerede, tespit ettiyseniz veriler nerede?
Okulları ve öğretmenleri değersiz hâle getirdiniz. Elemeye dayalı, sınav odaklı eğitimle çocuklarımızı yarış atı hâline getirdiniz. Okullar sadece diploma veren bir kurum olarak algılanıyor artık. Açık öğretim ortaokul ve liselerine 1,5 milyon öğrenci neden kaydını aldı, Sayın Bakan? Niye önlem alınmıyor? (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Öğrencilerimiz on iki yıllık eğitim almalarına rağmen, uluslararası verilere göre bu eğitimleri dokuz yıllık eğitime denk geliyor, eğitimin niteliği açısından üç yıllık eğitim açığı ortaya çıkıyor.
Gelelim üzerinde çok durduğunuzu söylediğiniz mesleki ve teknik eğitime. Mesleki ve teknik eğitimin ülkelerin ekonomik kalkınmasında ve gençlerimizin istihdamının sağlanmasında rolü tabii ki önemli. Bizde öyle mi? Ülkemizde mesleki eğitimde beceri uyuşmazlığı sorunu arz talep dengesizliğiyle iç içe geçmiş durumda. TÜİK'in verilerine göre, 2020 verilerine göre 15-24 yaş arası gençler arasında meslek lisesi mezunu olan gençlerin istihdam oranı yüzde 40, ilköğretim mezunu olanların ise yüzde 50. Meslek lisesi verilerinin yüzde 40'ı gösterdiğine aldanmayın sayın milletvekilleri, alanlarıyla ilgili istihdam oranları yüzde 6'nın altında ve mesleki ve teknik eğitim okullarına giren her 100 öğrenciden sadece 60-65'i mezun olabiliyor. Sadece mesleki eğitim merkezlerine yaptığınız desteklerle problemleri çözemezsiniz. Mesleki eğitim hem yükseköğretim hem de istihdam konusunda başarısız olmuştur, karneniz zayıflarla dolu.
Evet, staj yapacak öğrenci sayısına baktığımızda -ki mesleki eğitimde iyi, sağlıklı staj uygulanmıyor- her yıl 358 bin öğrenci varken, staj yapması gerekirken iş yerlerinin kapasitesi 278 bin. Görüldüğü üzere ülkemizde bütün iş yerleri tam kapasite uygulamalı öğrenci alsa bile iş yeri eğitimine ihtiyaç duyan öğrenci sayısını karşılayacak kapasitenin çok altında.
Sayın milletvekilleri, evet, biraz önce sayın milletvekillerinin de ifade ettiği gibi, eğer barınma ihtiyacını karşılayamayan öğrenciler bunu, sesini duyurmak için Ankara'ya gelip gözaltına alınmışsa buradan kınıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Evet, üniversite huzursuz, üniversiteli de mutsuz. 2021 OECD Raporu'na göre 24-25 yaş arası genç nüfusumuzun yüzde 32'si ne işte ne de eğitimde. Bu gençlere ne deniliyor biliyor musunuz sayın milletvekilleri? "Ev genci" deniliyor. İşte, ev genci sayısını artıran bir süreçten geçiyoruz. OECD ülkeleri arasında en başlarda yer alıyoruz. Evet, devriiktidarınızda yükseköğretimin geldiği durum ortada.
Sayın Bakan, özel eğitime de birkaç cümle etmek istiyorum. Öğrenci sayısı son on yılda 2 katından fazla arttı. Örneğin, otizmli çocuklar için ne yapıyorsunuz? Eğitim çağındaki bu çocukların sayısı, bunlar için gerekli sınıf, özel eğitimci sayısı ve tüm bunlara ayrılan bütçe belli midir? Özellikle, tanılamada ve özel eğitim kapsamının sınırlılıklarını genişletmekte bir çalışmanız var mı, sormak istiyorum.
Evet, sürem çok azaldı ama öğretmenlerimiz üzerinde durmak isterim. Öğretmenler, bir ülkede belirlenen eğitim politikalarını uygulayan ve anlamlı kılan temel taşlar. Öğretmenlerin motivasyonunu yerle bir ettiniz; mobbing uygulayan, siyasallaşmış, yandaş, liyakatsiz yöneticiler bir yandan, yoksulluk sınırının epey altında olan maaşlar yüzünden geçim derdi bir yandan ve devamlı değişen eğitim sistemleri bir başka yerden... Öğretmenler ne yapsın sayın milletvekilleri? Birbiri arkasına, birbirinin zıddı yönergelerle öğretmenleri şaşkına çevirdiniz. Eğitim niteliğinin düşüşünü öğretmene bağlamak, öğretmenin üstüne atmak ancak AKP kolaycılığıdır. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
İYİ Parti iktidarında, eğitim seferberliğini öğretmenlerimizle birlikte gerçekleştireceğiz aynen kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi; cumhuriyetimizin 100'üncü yılında fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişmesinde öğretmenlerimiz başrolde olacak. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener sözüdür: Bizim, eğitimle ilgili projelerimiz "yüzyılın eğitim projesi" diye pazarlanan ama yüz gün bile işe yaramayan, AK PARTİ'nin geleneksel rant projelerinden olmayacak çünkü biz, projelerimizi yandaşı zengin etmek için yapmayacağız; biz, projelerimizi öğretmenlerimizin motivasyonunun artması, çocuklarımızın eşitliğine kavuşması ve ailelerimizin kaygılarının huzura dönüşmesi için yapacağız. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Evet, öğretmenin saygınlığının ve itibarının sağlandığı, öğretmenlik meslek kanununun çıkarılacağı, tüm öğretmen ihtiyacımızı karşılayacak kadar öğretmenin atandığı, engelli öğretmenlerimizin kotalarının artırılıp o kotaların doldurulacağı, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sona ereceği...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - ...öğretmenlerimize 3600 ek göstergenin verileceği, ek ders ücretlerinin yüzde 100'e çıkarılacağı, tüm özlük haklarının iyileştirileceği ve çağdaş standartlara kavuşturulacağı günlerin yakın olduğunu bizi izleyen tüm vatandaşlarımıza buradan müjdeliyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ve dünyayı dönüştürebilen, değiştirebilen tek silahın eğitim olduğunu söyleyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)