GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:29
Tarih:07.12.2021

MHP GRUBU ADINA MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Kamu Denetçiliği Kurumu "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." ilkesiyle hareket eden, idarenin her türlü eylem ve işlemlerini insanımızın haklarına dayalı olarak adalet anlayışı içerisinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk bakımından inceleyen, araştıran ve önerilerde bulunan bir kurumdur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak tarihimizden ve geleneğimizden gelen bu yapının sağlıklı işlemesini ve vatandaşlarımızın idareden kaynaklanan mağduriyetlerinin süratle giderilmesini önemsiyor ve takip ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, huzur tıpkı güvenlik gibi, tıpkı hürriyet gibi "insanım" diyen herkesin hakkıdır. Toplumsal huzur kamunun, hukukun, idarenin ve milletin birlikteliğiyle sağlanabilir. Güçlü toplum güçlü aile bağlarıyla kurulur, huzurlu toplum ancak aile huzuruyla devam eder. Bir ülkenin kalkınması ve gelişmesi toplumsal huzura bağlıdır. Ancak insanlığın huzur arayışı ortadadır. Huzurun bir fikir ve düşünce kalıbına dökülmesi; akıl, gönül, maneviyat ve duygu planında ele alınması gerekmektedir. İnsanlık uzun süredir kaygı verici nitelikte bir huzursuzluk dalgasının tesiri altındadır. Huzur yokluğu, insanların hayata bağlılığını, yaşama sevincini ve iş birliği temelini derinden sarsmaktadır. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi'nin talimatlarıyla AR-GE Başkanlığımızca hazırlanan İnsanlığın Huzuru Projesi eserinin hem toplumsal huzurumuza hem de insanlık huzuruna önemli bir katkı sağlayacağına inancımız tamdır. Milliyetçi Hareket Partisi huzur için vardır, toplumsal huzuru sağlamak için mücadele etmektedir.

Değerli milletvekilleri; aklıselim ve kalbiselim herkesin isyan ettiği, insanın kanını donduran her gün yeni bir olaya, her gün yeni bir görüntüye maruz kalıyoruz. Bebeklerimize, çocuklarımıza ve kadınlarımıza karşı şiddet içeren her gün yeni bir olayla ciğerimiz yanıyor. Hürmetin, merhametin, emniyetin göz ardı edildiği bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Toplumumuz kavgalarla ve çekişmelerle tüm enerjisini içeride tüketen bir hâle geliyor. Birbirinin hâlini anlamayan, her fırsatta birbirine zulmeden bireylerin olduğu bir toplumda herkes tedirgin olur, güven yıkılır; güven olmayan toplum fitnelere boğulur. "Vicdan" kavramını bilen toplumda emniyeti sağlamak daha kolay olur. Bugün selde sürüklenen kütükler gibi insanlarımız yanlış yerlere akıp gidiyor; internetin, sosyal medyanın ve televizyon programlarının çıkmaz sokaklarında ve menfi programlarında bir nesil ruhen yok oluyor. Sabahtan akşama haber programlarında, gündüz kuşağı programlarında olumsuz olayları, cinayet haberlerini görmek aile bireylerinin ve toplumun psikolojisini bozuyor. Bizler çocukları cennet meyvesi, Allah'ın emaneti olarak gören bir toplumduk, şimdilerde minik bebeğini öldüresiye döven canavar bir baba görüyoruz. Bebeğinin şiddet gördüğünü ifade eden ama bir şey yapamadığını söyleyen bir annenin acziyetinin vicdanı olan bütün insanları derinden yaraladığını görüyoruz. Genç yaşta hayattan ve sevdiklerinden koparılan kadınlarımızı görüyoruz. İsimleri değişen fakat ızdırabı değişmeyen meseleler görüyoruz. El kadar bebeklerden, derdini anlatamayan hayvanlardan canice katledilen kadınlara üzülmekten Türk milletinin ruhunda derman kalmamıştır. Merhametten yoksun, acıma hissi körelmiş, vicdanını kötülüğe esir etmiş olaylar karşısında bir ve beraber olmalıyız. Bizler merhametin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız.

Gazi Meclisin çatısı altında her gün yaşanan tartışmalar, argo konuşmalar, el kol hareketleri topluma kötü örnek olmaktadır. Siyaset kurumu ayrışmayı değil, birleşmeyi sağlamalıdır; yalanı değil, doğruyu söylemelidir. Ama şimdi Gazi Mecliste teröre karşı bile tek yürek olamayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Terörün ve teröristin meşru görüldüğü, teröristin gençlere "barış elçisi" gibi yansıtıldığı bir dönemde yaşıyoruz. PKK terör örgütü ülkemizde doktorlarımızı, gencecik öğretmenlerimizi, kaymakamlarımızı şehit etti; köyler bastı, kundaklardaki bebekleri kurşunladılar. Siyaseti kirleten dil toplumu zehirlerken ne hikmetse konu teröre gelince, terör finansörlerine gelince insan hakları akla geliyor. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Medya organları aracılığıyla toplumda teröristler aklanmaya çalışılıyor. Terör, tepeden tırnağa insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur; terörist, insan sevgisini kaybetmiş, nefretle kaplı kişidir; terör propagandası özgürlük değildir. Demokrasi olduğu iddia edilen ülkelerde, İngiltere'de IRA'yı, IŞİD'i, El Kaide'yi övmek; Almanya'da Nazizm'i, IŞİD'i, El Kaide'yi övmek; İspanya'da AİHM kararıyla kapatılan ETA'yı övmek yasaktır. Türkiye'de, insan hakları adına bölücü terörü teşvik özgürlüğü sağlansın isteniyor. Terörü teşvik edici, teröre cesaret verici yazarlar, akademisyenler, sanatçılar ve siyasetçiler teröristten daha fazla suçludur. Bu ülkede yaratılmaya çalışıldığı gibi dinî ve etnik bir sorun yoktur; bu ülkede terör sorunu vardır. Terör sorunu çözülmeden huzura erişmek mümkün değildir. Kim, birliğimizi, beraberliğimizi ve huzurumuzu bozmak isterse dün olduğu gibi bugün de yarın da Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizi karşısında bulacaktır.

Konuşmamı bilge liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin sözleriyle bitirmek istiyorum: "Milliyetçi Hareket Partisinin hiçbir mensubu, eklemek yerine eksilten, dikmek yerine dinamitleyen, buluşturmak yerine budayanlardan olmayacaktır. Ayaklarda sürüklenen iyilikler dirilmeli, kucaklarda gezdirilen kötülükler fırlatılıp atılmalıdır. Küslüklerin yaygınlaşması, dargınlıkların yoğunlaşması, gönüller arasına mesafe ve engellerin koyulması hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır, bilakis kaybettirecektir. Kucaklaşmak varken birbirimize sırt çevirmek, birbirimizden kopmak vebaldir, tarihî bir yanlıştır."

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 yılı bütçesinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)