GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:25
Tarih:01.12.2021

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 287 sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Orman içi su kaynaklarını kullanarak balık üretim ve yetiştirme tesisleri kurulmasına izin verilmesi, ülke balıkçılığının geliştirilmesi açısından olumlu bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Ancak bu amaçla verilecek izinler sonucunda balık üretme ve yetiştirme tesisleri inşaatı ile ihtiyaç duyulacak olan depo, bekçievi, arıtma tesisi gibi yapılaşmalar olacaktır. Bu tesislere ulaşımı sağlamak amacıyla yollar yapılacak ve altyapı çalışmalarının da ormanlarımıza zarar vereceği aşikârdır.

Yine komisyon metninde balık, midye ve istiridye üretim yerleri kurulmasına yer verilmesi düşüncesi yazılmış, ifade edilmiş ve görüldüğü gibi balık üretim ve yetiştirme tesislerinin kurulabilmesi için mutlaka orman içi akarsu kaynaklarına ve orman içi açıklıklara ihtiyaç duyulmaktadır. Balık üretme ve yetiştirme tesislerinin orman içi açıklık alanda yer alması gerekmektedir. Böyle olunca da midye ve istiridye üretimi ve yetiştiriciliği için ihtiyaç duyulan tesislerin veya gerekli düzenlemelerin mutlak surette orman içinde değil, denizde olması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, balıkçılığın geliştirilmesi ve yerli gen kaynaklarının, biyolojik çeşitliliğinin korunması son derece önemlidir. Bununla birlikte, orman ve iç su ekosistemlerinin de korunarak sürdürülebilir kullanımı da önemlidir. Bu nedenle, orman içinde kurulacak her türlü tesis ve işletme için bu kriterlerin gözetilmesi gerekir. Denetim mekanizmalarının yetersizliğini de düşündüğümüzde bu konuda ciddi tedbir alınması gerektiği de ortadadır ve bu nedenle de karşı çıkmaktayız.

Bilindiği gibi, 30 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazete'de Orman Kanunu kapsamındaki ormanlık alanlarda yapılaşmaya yönelik yönetmelik değişikliği yayımlandı. Yapılan bu değişiklikle birlikte, ormanlık alanlarda kamu yararı ve zaruret varsa yapılaşmaya izin çıktı. 2003 yılından 2021 yılına kadar yani on dokuz yılda 6831 sayılı Orman Kanunu'nda tam 29 kez değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklikler 4 kez kanun hükmünde kararnameyle, 3 kez de Anayasa Mahkemesinin iptaliyle gerçekleşmiş, toplam 29 kez kanun değişmiştir. Yapılan bu değişikliklerin hiçbiri ormanların korunması ve geliştirilmesi amacıyla olmamıştır, tam tersine ormanların daraltılması ve içinin boşaltılmasına hizmet etmiştir. On dokuz yıllık iktidarınızda yani on dokuz yıllık AK PARTİ iktidarında 29 kez Orman Kanunu'nda değişiklik yapılmış ve bu kanun değişiklikleriyle birlikte, maalesef, ormanlarımız talan edilmiştir maden kazıları, enerji kazıları, enerji direkleri ve HES'lerle.

Değerli milletvekilleri, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16, 17 ve 18'inci maddelerinde izne konu kamu yararına ilişkin sınırlı sayıda yer alan konular istisna olmaktan çıkarılmış, yasanın ruhuna aykırı olarak izin verilemeyecek konular da izin kapsamına dâhil edilmiştir. Orman alanlarını daraltmak ve içini boşaltmak artık iç içe geçmiş uygulamalar olmuştur. Son yıllarda, 6292 ve 7139 sayılı Yasalarla yapılan düzenlemeler ve "İmar Barışı"yla anılan imar affı, orman alanlarımızın talanına ve işgaline açıkça davetiye çıkarmıştır. Anayasa'da yer alan "Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen..." şeklindeki yanlış bir ifadeden yola çıkarak 2/B uygulamasıyla 1973'ten günümüze kadar 626 bin hektar ormanlık alanımızı kaybetmiş bulunmaktayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ormanlarda ormancılık dışı uygulamalara verilen izinler önemli ölçüde artmış durumdadır. Ormanlarda verilen izinler 748 bin hektara ulaşmıştır, bunun 343 bin hektarı 2012 yılından sonra olmuştur. Farkında değiliz belki ama orman yoksa su yok, tarım yok, hayat yok. Artık ormanlarda verilen izinlere ve aşırı odun üretimine "Dur!" dememiz gerekmektedir.

Başka bir şeye daha değinmek isterim: Hani, yanan orman alanlarına üzülüyoruz ya, yanan orman alanlarından çok daha fazlasını, yaklaşık olarak 3-4 katını ormancılık dışı uygulamalarla ne yazık ki kaybetmiş bulunmaktayız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)