| Konu: | Düzce depreminin 22'nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 11.11.2021 |
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili Düzceliler; böyle bir günde sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Düzce depremi 1999 senesinin 12 Kasımında gerçekleşti. Bilindiği gibi 1'inci deprem, Düzce, Sakarya, Yalova, Çınarcık, Gölcük depremi 17 Ağustosta idi. Bundan seksen yedi gün sonra vaki olan Düzce depremi -12 Kasım 1999- Düzce'miz için son derece yıkıma sebep olmuş büyük felaketlerden bir tanesiydi. Depremin şiddeti 7,2; tabii, 1'inci deprem de 7,4; 2 depremi de iliklerine kadar yaşayan bir Düzce'den söz ediyoruz. Yaklaşık bin civarında vatandaşımız hayatını kaybetti, binlerce yaralı, Düzce'mizin yüzde 85'i yıkıldı. Tabii, 1'inci depremin alanı çok geniş olduğu için çok fazla gündemde kalamadı. Belki onun şöyle de bir şansı vardı Düzce için, çünkü Düzce 1'inci depremden sonra tamamen prefabrik konutlara ve çadırlara çıkmıştı. Akşam 18.57'de olan deprem belki de çok daha fazla insanı yapılarda yakalasaydı vefat sayısı çok daha fazla olabilirdi. Allah tüm geçmişlerimize rahmet eylesin, Allah kalanlara hayırlı, uzun ömür versin.
Tabii, deprem bir doğal felaket, hiç şüphesiz depremi önlemek mümkün değil, yıkımı yüksek, sel de öyle, rüzgâr da öyle. Başkaca doğal felaketleri ülkemizde hep yaşıyoruz, bundan sonra da yaşayacağız, Allah'ın takdiridir hiç şüphesiz ama insanlara düşen bazı şeyler vardır. Tabii ki depremi yok etmek, yok saymak, önlemek mümkün değil ama depremin olası zararlarını azaltmak insan olarak bize düşen görevdir. Bunların en önemlisi yapılaşmayla alakalı kısımdır hiç şüphesiz. Yapılar teknolojisine uygun, zemini fevkalade seçilmiş, muhkem yapılar olsa, elbette ki bu felaketler olsa da en azından bu yapıların ve bu binaların altında kalmayız. Enteresandır, şunu da kayıtlara geçirmek bakımından söylemek istiyorum: Tabii, 1999 senesinin 12 Kasımında vaki olan deprem ve aynı tarihlere isabet eden o zamanki -teşekkürlerimi de buradan sunmak istiyorum- 57'nci Hükûmetin marifetiyle, Düzce Bolu'ya bağlı bir ilçeyken il olma şerefine nail olmuş 81 numaralı bir il. Dolayısıyla il olmanın sevincini yaşayamadan iki depremi iliklerine kadar yaşayarak son derece hüzünlü bir kasım ayını geçirdiğimizi söyleyebilirim.
Tabii, depremin 1'incisi Gölyaka ilçemizden başlayıp Çınarcık'a kadar devam eden; 2'nci Düzce depremi de yine aynı ilçede, aynı fay hattı üzerinde, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde başlayıp bu sefer doğuya doğru kırılan, Bolu Dağı'na geldiği zaman duran bir depremden söz ediyoruz. Dolayısıyla bu iki deprem son derece, travmalara, büyük yıkımlara sebep olmuş.
Değerli arkadaşlar, tabii ki il olmayla alakalı bir notu da kayıtlara geçirmek istiyorum: O zaman Bolu'dan ayrıldık Bolu'ya bağlı Düzce'de deprem felaketi başımıza geldi. Kardeş payı yapıyoruz Bolu'yla birlikte, bütün alet edevat, ekipmanları taksim ediyoruz -ama tırnak içinde söylüyorum- o zamanki Bolulu yöneticilerden dolayı o ekipman ve araç gereç taksimatında güzelleri, sayısı itibarıyla çok olanı, işe yarayanı Bolu'ya, işe yaramayan araçlar, birbirinin üzerine felaketin başımıza geçtiği bir dönemde Düzce'ye geldi. Bunun da özellikle kayıtlara geçmesini arzu ettim.
Tabii ki bu büyük felaketlerin sonucunda toparlanmak kolay olmuyor hiç şüphesiz, bunun maddi ve manevi travması var. AK PARTİ hükûmetlerinin ilk döneminde 5084 sayılı teşvik ve istihdama yönelik yasa, gerçekten, tabiri caizse Düzce'yi uçurdu, çok istifade ettik. Yerle yeksan olmuş Düzce, bu teşvik yasasıyla birlikte ciddi anlamda yatırımcı aldı. Şu an, an itibarıyla 5 tane organize sanayiyi Düzce'mizde kurduk çok ciddi üretim yapıyoruz. İstanbul yatırımcısı kahir ekseriyetle geldi, Düzce'de bu yatırım ünitelerini kurarak, üretime başlayarak, üretime geçerek ve ciddi anlamda istihdam sağlayarak, Düzce'nin bu kaybettiği maddi yoksulluğu ciddi anlamda önlemiş oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayım lütfen.
FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Hemen tamamlıyorum Sayın Başkan.
Üniversitemizi kurduk 2006'da, yine bu Mecliste üniversitenin kuruluş kanununu imzaladık, çıkarttık; yüce Meclise bir kere daha teşekkür ediyorum. Şu an 30 bini aşkın öğrencisiyle birlikte Düzce Üniversitesi... Düzce Üniversitesinin özellikle sanayiyle iş birliği gerçekten takdire şayan. O nedenle, ciddi anlamda bu tedbirleri alarak yolumuza devam ettik ve bugünlere kadar geldik.
Ancak şunu hep söylüyorum ve söylemekte de hiçbir beis görmüyorum: Önlemek her zaman için ödemekten daha hayırlı, daha faydalı, daha da iyi bir eylem. Önlemek lazım, yoksa vaki olduktan sonra o yaraları sarmak çok daha külfetli, çok daha maliyetli, çok daha acı. O nedenle imar yapısını yatay yapalım, dikey binalar yapmayalım. Özellikle yerel yöneticilere seslenmek istiyorum Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden: Bunun için parti ayrımı, iktidar, o, bu falan filan; kimseyi suçlamak gibi bir niyetim asla yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çakır.
FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - Yerel yöneticiler hangi partiden olursa olsun, belediyeler, il genel meclisleri bu konuda dokusuna, zeminine uygun yapılar yapsın, planlar yapsın ve insanlarımız felaketler sonucunda bu kadar çok üzülmesin, canlarımız yitmesin diyor ve yüce Meclisi tekraren saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)