| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 04.11.2021 |
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kırım'da Rusların Kırım Türklerine yapmış olduğu baskılar, Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Sayın Emine Ceppar tarafından bir feryat olarak, dünya kamuoyuna çağrı olarak dönmüştür. Emine Ceppar Hanımefendi diyor ki: "Uluslararası toplumu Kırım'daki toplu gözaltıları durdurmaya ve yasa dışı tutuklanan Ukrayna vatandaşlarının serbest bırakılması için Rusya'ya baskı yapmaya çağırıyorum." Biz de buradan ülke yöneticilerine sesleniyoruz: Kırım'daki kardeşlerimizi sahipsiz bırakmayalım, Rusya'nın Kırım işgalini de kınayalım, biz buradan kınıyoruz.
Değerli milletvekilleri, kara kış yaklaşıyor, vatandaşlar bu kışı nasıl geçireceklerini kara kara düşünmeye başladılar. Nedeni ise önceden "Zam yağmuru." derdik ama şimdi zam yağmurları zam fırtınasına döndü; iğneden ipliğe, doğal gazdan elektriğe, temel gıda maddelerine kadar her şeyde zam var. Her ne kadar Cumhurbaşkanımız "Fiyatlar normal." dese de arkasından zincir marketler suçlansa da daha sonra muhalefet suçlansa da acı gerçeği itiraf edemese de bu acı gerçek hepimizin malumu. Cumhurbaşkanımıza göre ülkede açlık yokmuş, herkesin arabası varmış, açıklamasını şöyle sürdürüyor Sayın Cumhurbaşkanı: "Her evde araba var, kapıcısında araba var; ikinci elde araç yetişmiyor, hepsinin istatistiklerini tutuyoruz." Bu açıklamadan sonra "Cumhurbaşkanımızla aynı ülkede mi yaşıyoruz?" diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Üretici ve tüketici kan ağlarken yapılan bu açıklama maalesef çok talihsizdir. Buradan soruyorum: İktidara geldiğinizden bu yana milletimizi ayrıştırdınız, ötekileştirdiniz, şimdi sıra kapıcılara mı geldi? İşçiyi, emekçiyi ayrıştırdınız; çiftçiyi, soğan, patates üretenleri terörist ilan ettiniz ama şimdi, sıraya kapıcıları getirdiniz.
Hepimizin malumu, her ramazan Sayın Cumhurbaşkanımız ramazan sofralarına oturur, genelde fakir aileleri tercih eder; yer sofralarında iftar açar. Sayın Cumhurbaşkanımıza sormak isterim: O gittiğiniz evlerin sahiplerinin de arabası var mı acaba? "Yıllardır iktidardayız, bu vatandaşlarımız neden yer sofrasında oturuyor?" diye hiç düşünüyor musunuz acaba? "Kapıcının arabası var." diyerek ne demek istiyorsunuz? Yani bu ülkede "kapıcılar" dediğiniz insanların arabası olmasın mı? Onlar bu haklardan faydalanmasın mı? Lüks mü sayıyorsunuz yoksa arabaları?
Bu hususta, KONUT-SEN Genel Başkanı Uğur Gözel, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konut görevlileri için "kapıcı" demesine tepki göstererek şöyle diyor: "Kuruluşumuzdan itibaren hâlâ 'kapıcı' olarak adlandırılan konut görevlilerinin sesi olmak için mücadele ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın talihsiz ve ayrıştırıcı açıklamasıyla bir kere daha üzüldük ve kırıldık. Ülkemizde tek başına çalışan bir kişinin evini geçindirmesinin mümkün olmadığı bir ortamda 2, hatta 3 kişinin çalışarak bir ev geçindiriyor olması yetmiyor mu? Helal paramızla, alnımızın teri, anamızın ak sütü gibi helal olan maaşlarımızdan yaptığımız birikimlerle zaten zaruri hâle gelmiş olan bir araba için bu şekilde bir açıklama yapılmasını doğru bulmuyoruz." Devamında ise yine, KONUT-İŞ Sendikası Genel Başkanı Alican Kayhan diyor ki: "Bizi sarayın konut işçileriyle karşılaştırmayın Sayın Cumhurbaşkanım. Sizin bu insanlara verdiğiniz üç kuruşluk asgari ücretle mi bu insanlar ev, araba alabiliyor? Cumhurbaşkanına çağrımız, konut görevlilerinin ekmeğinden elinizi çekiniz. Elinizi çekmiyorsanız da ne olur dilinizi çekiniz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Yine, sözlerine şöyle devam ediyor: "Sendikamızın temsil ettiği üyelerimizin, apartman görevlilerinin, konut işçilerinin ülke genelindeki sayıları aileleriyle birlikte 3 milyonun üstünde. Bu iş kolunda çalışan emekçi kardeşlerimiz, en zor ve en sorumlu iş kolu olduğunu, çalışma şartlarının ağır olduğunu biliyor ve bunu gururla yapıyor." diyor. Şimdi, gururla çalışan, "kapıcı" adını verdiğiniz konut emekçilerini "Arabaları var." diyerek hedefe koymak ya da onları incitmek ne haddinize sizin Allah aşkına. Bir gün de şu dilinizi birlik, dirlik, hak, hukuk, adalet üzerine koyun, bir de dilinizi ferasetle kullanın. Her sosyal kesimin alın terinin kutsal olduğunu, herkesin emeğine saygı duyduğunuzu bir kere de söyleyin.
Teşekkür ederim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)