GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:13
Tarih:02.11.2021

MHP GRUBU ADINA BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 284 sıra sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hazırlanan kanun teklifiyle, ülkemizin ihracat stratejileri doğrultusunda ihracat odaklı ve devamlılık arz eden ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetlerle iştigal eden firmaların teminat ihtiyaçlarını karşılayan ihtisaslaşmış bir kefalet kurumu olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Türkiye İhracat Kredi Bankası Anonim Şirketinin öz kaynaklarıyla kurulan İhracatı Geliştirme Anonim Şirketine ihracatçı birliklerince gerekli sermaye katkısı sağlanması için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması öngörülmektedir. Ayrıca, Türkiye'de ihracatı finansman yoluyla destekleyen tek resmî kuruluş olan Türkiye İhracat Kredi Bankası Anonim Şirketinin diğer uluslararası ihracat kredi kuruluşlarıyla dış piyasada rekabet gücünü artırarak değişen ve gelişen dünya ticaretinden Türkiye'nin daha fazla pay alabilmesini sağlamak için diğer kamu bankalarına hâlihazırda tanınan istisna ve muafiyetlere sahip olması ve bu suretle ihracata ayırdığı kaynakların vergi yükümlülükleriyle daralmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Yapılması öngörülen bu düzenlemelerle birlikte, kanun teklifinde yer alan çeşitli maddelerle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda değişiklik yapılarak kaçakçılık suçlarına konu olan eşya ve araçların tasfiye işlemlerinin daha etkin ve hızlı şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır. Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının seçim dönemlerinde adaylarının eşit şartlara sahip olması hedeflenmektedir. Ticaret Sicili Gazetesi ile Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi'ne ilişkin komitelerde Ticaret Bakanlığını temsilen yer alan üyeler yeniden düzenlenmektedir. Şirket ortakları ile şirket alacaklarının menfaatleri göz önünde bulundurularak şirketlerin tasfiye süreçlerinin basitleştirilmesi ve hızlandırılması amaçlanmakta ve ihtiyaç olduğu değerlendirilen diğer bazı alanlara ilişkin olarak değişiklikler yapılmaktadır.

Kanun teklifinin 1'inci maddesiyle, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 18'inci maddesinde değişiklik yapılarak İhracatı Geliştirme Anonim Şirketine aktarılmak üzere ihraç bedelinin on binde 3'üne kadar bir oranda kesinti yapılması ve adı geçen kefalet kurumunun ileride kendi iş ve işlemleriyle yaratacağı öz kaynaklarına ilave bir gelir de sağlanarak sürekli güçlü bir finansal yapı içerisinde olması ve böylece ihracatçıya sürekli ve etkin bir şekilde hizmet vermesi amaçlanmıştır. Ayrıca, düzenleme kapsamında "hizmet sektörü" ifadesi yukarıda da belirtildiği gibi hizmetin pek çok alt sektörü içeren geniş yelpazeli faaliyet alanlarını kapsaması nedeniyle "hizmet sektörleri" olarak değiştirilmiştir.

Yine, kanunun diğer maddelerinde de vergide birtakım avantajlar sağlanmış, İhracat Geliştirme AŞ'ye Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle muafiyetler tanınmıştır. Yine, damga vergisinde, katma değer vergisinde birtakım avantajlar sağlanmıştır.

Tabii, kanunun tamamına Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu bakmaktayız. Ben, konuşmamın diğer kısmında, özellikle seçim bölgem olan Mersin'de narenciye ve yaş sebze meyve ihracatıyla ilgili yaşanan birtakım sorunları ve bunlarla ilgili çözüm önerilerimizi gündeme getirmek istiyorum. Tabii, güney yarım kürede yaşanan birtakım sorunlardan dolayı, sezon bu yıl bir buçuk ay gibi bir uzamaya sebebiyet vermiştir ve güney yarım küredeki ülkeler lojistikte ve sevkiyatta yaşanan ve iç karışıklıklara sebep olan bazı sorunlardan dolayı Rusya'ya ve Avrupa'ya sevk ettikleri narenciye ürünlerini bir buçuk ay daha süreyi uzatarak göndermişler, Türkiye'de de bu yıl rekoltenin de yüksek olması sebebiyle narenciye ürünleri güney yarım küredeki sezonun uzamasıyla çakışmış ve iç piyasada ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalınmıştır. Tabii, bununla ilgili olarak, geçtiğimiz yıl, özellikle limon ihracatına iç piyasadaki fiyatların anormal yükselmesinden dolayı kota konulmuş ve iç piyasada bir denge oluşturulmasına çalışılmıştır. Ama bu yıl bu yaşanan sıkıntılardan dolayı, özellikle narenciye üreticisinin, limon, portakal ve mandalina üreticisinin desteklenmesi gerekmektedir. Geçtiğimiz yıllarda verilen DFİF desteğinin bu yıl ivedi olarak mutlaka başlatılması gerekmektedir, aksi takdirde... Şu anda limon tarlada 50 kuruş; paketleme, işçilik, kasa, ambalaj, nakliye, vergi, fire gibi maliyetleriyle beraber Ankara ve İstanbul teslimi 2 TL gibi bir rakamla iç piyasaya sunulmakta. Dışarıda da, yine Rusya pazarında ve Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız sevkiyatlarda da özellikle bazı siyasi sebeplerden ötürü veya Tarım Bakanlığının gerekli tedbirleri almaya çalışmasına rağmen çiftçimizin yeterli bilince sahip olmamasından dolayı, ilaç kalıntılarından dolayı bazı sıkıntılarla karşılaşılmakta ve bazı tırlar gümrük kapılarından geri dönmektedir. Bununla ilgili mutlaka gerekli düzenlemeler yapılmalı. Özellikle Orta Doğu'ya yapılan ihracatın yeniden, bütün Orta Doğu ülkelerini kapsayacak şekilde, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Irak gibi ülkelerin de içine katılarak narenciyeyle ilgili bu krizin bu yıl mutlaka aşılması gerekmektedir. Yoksa seçim bölgem olan Mersin'de bu yıl bazı üreticilerimiz maalesef ki uzun yıllar büyük emeklerle yetişen narenciye fidanlarını, limon fidanlarını sökmek durumunda kalacaklardır. Bununla ilgili mutlaka gerekli destek verilmelidir. Ayrıca, sevkiyatla ilgili, gümrük kapılarında yine uzun kuyruklar oluşmakta. Özellikle bu ilaç kalıntılarının tespitiyle ilgili süre uzamaktadır. Gerek Türkiye'deki bu tahlillerin yapılması gerekse özellikle Rusya ve Avrupa Birliği ülkelerinde bu tahlillerin yapılması uzun bir zaman almaktadır. Gerekirse Türkiye, sınır kapılarında akreditesi olan laboratuvarlar kurmalı, bu tahlilleri kendisi yapıp karşıda yeniden bir tahlil için zaman kaybına fırsat vermemelidir. Yoksa Türkiye'den çıkan bir narenciye Rusya'daki pazara ulaşıncaya kadar on iki on üç gün gibi bir zaman kaybı olmaktadır. On iki on üç gün içerisinde özellikle mandalina veya narenciyenin bazı çeşitlerinde bozulmalar olmaktadır. Bununla ilgili mutlaka tedbirler alınmalı, Türkiye'deki bu tahlil süreleri kısaltılmalı ve laboratuvarlardaki tahlil ücretleri de ucuzlatılmalıdır. Tarım Bakanımız Mersin ziyareti için bulunduğu sırada da üreticilerimiz bu sorunları Tarım Bakanımıza bizzat arz etmiştir, Sayın Bakanımız bunlara gerekli ilgiyi göstermiş "Bunun üzerinde çalışın, bu ücretleri indirin." diye arkadaşlarımıza talimat vermiştir. Bununla ilgili mutlaka sonuç alınmalıdır.

Türkiye'nin, AB Yeşil Mutabakat Anlaşması, Paris İklim Anlaşması ve On Birinci Kalkınma Planı'na uygun olarak biyolojik ve biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması, 2023 hedefleri doğrultusunda sektör önceliği olması gerekmektedir. Tüm zararlılarla ilgili yapılan biyolojik maddelerin ülke genelinde uygulanması için oluşturulan eylem planı, tabii ki Bakanlık nezdinde paydaş kuruluşların ve yerel yönetimlerin yetkililerinden oluşan bir komiteyle yapılmalıdır.

Turunçgil sektörünün gelişiminde ve ülkemizin tanıtımında büyük katkılarına inandığımız 1968 yılından bugüne kadar her dört yılda bir dünyanın değişik ülkelerinde yapılan turunçgil olimpiyatları olarak değerlendirdiğimiz 14'üncü Uluslararası Turunçgil Kongresi, ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecektir. Tarım ve Orman Bakanlığımızın, Cumhurbaşkanlığımız ve bağlı birimlerin mutlaka düzenlenecek olan Turunçgil Konseyine gerekli desteği vermesi, hem burada Türkiye'nin tanıtımı açısından ve Türkiye'deki narenciye üreticilerinin üretiminin tanıtımı açısından faydalı olacaktır hem de ihracatta yeni kapılar açılmasına yol açacaktır. 2021-2022 turunçgil sezonu bu şekilde değerlendirildiği takdirde, Türkiye'ye yaklaşık yıllık 1 milyar doların üzerinde katkı sunan narenciye ürünlerimiz daha büyük bir getiri sağlayacaktır. Bununla beraber, yine ülkemizde narenciye ürünlerini işleyen, meyve suyu, kozmetik ve diğer sanayiyle ilgili tesislerin de kurularak narenciyede, mutlaka sanayileşmiş ürünlerde ihraç eder duruma gelmemiz ve bundan daha büyük ekonomik gelir elde etmemiz de gerekmektedir.

Ben, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)