| Konu: | 2020 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 27.10.2021 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Daha önce ilk denemesini 2006 yılında yaptığımız ama dönemin Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa Mahkemesine götürülüp Anayasa'ya aykırı diye iptal edilen; nihayetinde, bu konudaki kararlılığımızı gösterip 2012 yılındaki Anayasa değişikliğiyle birlikte Anayasa'nın 74'üncü maddesinden temel alan Kamu Denetçiliği Kurumunu yani halk arasında "Ombudsmanlık" diye, "halk hakemi" diye ifade edilen süreci başlatmış olduk. Kamu Denetçiliği Kurumunun üyelerinin nasıl seçildiğini Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin hemen hemen hepsi bilir veya bilebilecek durumdadır. Kamu denetçilerinin seçimi iki müşterek komisyonun toplanmasıyla birlikte gösterilen adaylar arasından 4 kişinin seçilmesi, Kamu Başdenetçisinin ise Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesiyle devam eder. İlk kurulduğu 2013 yılında toplam 7.638 başvuru, 2016 yılında 5.519 başvuru, 2019 yılında 20.968 başvuru, 2020 yılında ise 90.209 olmak üzere toplam 179.744 şikâyet başvurusu almış ve bugün bunun yaklaşık 91.100'ü sonuçlandırılmış yani Kamu Denetçiliği Kurumu son yıldaki, 2020 yılındaki başvuru sayısının olağanüstü artışı dikkate alınmadığı takdirde bütün başvuruları hemen hemen zamanında yerine getirmiş.
Şimdi, aslında burada incelememiz gereken, irdelememiz gereken Kamu Denetçiliği Kurumunun hangi usul ve esaslar çerçevesinde karar verdiği, "Kendisine nasıl başvurular yapılmış, ne şikâyetler dile getirilmiş, bu şikâyetleri hangi çerçevede incelemiş?" Biraz önce değerli milletvekilimizin okuduğu gibi kanun hükümleri veya kendilerine verilen görev çerçevesinde incelemiş mi incelememiş mi? Burada bulunan arkadaşlarımızın, Kamu Denetçisi olarak seçilmiş kişilerin, başlangıçta hangi siyasi partide görev aldıkları, hangi görevde bulunduklarıyla ilgili eğer ön yargıyla baktığımız takdirde bu ön yargı çerçevesindeki değerlendirmelerimiz yanlış sonuçlara doğru götürür. "Kamu Denetçiliği Kurumu aldığı kararlarda hakkaniyetli davranmış mı? Kişi haklarını gözetmiş mi? Kamu vicdanını yaralamış mı?" bunu değerlendirmemiz gerekir ama Sayın Başkan Şeref Malkoç'un Cumhurbaşkanı Danışmanı olması veya bir siyasi partide milletvekilliği yapması, Fatma Benli Hanımefendi'nin AK PARTİ Grubunda daha önceki dönemde milletvekili olarak görev yapması... O arkadaşlarımızın aldığı kararları, kendilerine gelen dosyalar konusundaki verdiği kararları incelemek gerekir. Onları seçen kim? Türkiye Büyük Millet Meclisi müşterek komisyonu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu. Buradan "O milletvekillerini niye seçtiniz? Bunları niye seçmediniz? Ya, daha az AK PARTİ'li yok muydu?" ya da "Başka partilerden biri yok muydu?" diye ifade etmek sistemin ve kanunun ruhuna, anlayışına, içeriğine aykırı bir davranıştır. Şu anda bu sistem verilmiş mi? Verilmiş. Usulüne uygun yapılmış mı? Yapılmış. O arkadaşlarımızı kendi kimliklerinden dolayı, daha önceki yaşadıkları siyasi faaliyetlerden dolayı töhmet altında bırakarak, onların kararlarını yok sayarak onların yaptığı işleri siyasi bir davranış şeklinde göstermeye çalışmak, az önce Sayın Haydar Bey'in ifade ettiği gibi... Kamu Denetçiliği Kurumunu methetti, faaliyetlerini de methetti, kararlarını da methetti ama bazı sorular sordu, dedi ki: "Siz bu sorulara cevap verebilir misiniz? Tek adam rejiminde buna imkân verebilir misiniz?"
Bakın, değerli arkadaşlar, 190 bin müracaat olmuş, bunun 91.100'ünü sonuçlandırmış. 91.100'ünü sonuçlandıran bir Kamu Denetçiliği Kurumuna baskı yapılabileceğini, "Şuna şöyle karar ver, şu şekilde ifade et." denilebileceği durumu ifade etmek, bunu söylemek hakikaten doğru bir davranış şekli değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yapan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarının seçtiği -İnsan Hakları Komisyonu ile Dilekçe Komisyonunun müşterek toplantısında seçtiği- Kamu Denetçileriyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun seçtiği Başdenetçiyi burada, siyasi kimliklerinden dolayı, aldıkları kararlardan değil... Ama bakıyorum, dinliyorum ki Kamu Denetçiliği Kurumu bugüne kadarki yaptığı incelemelerin hepsini hakkaniyete uygun bir şekilde yapmıştır. O, bugün yapılan konuşmalarda tescil edilmiştir ama milletvekilimiz soru soruyor, diyor ki: "Şu banka niye bu kadar şuna reklam verdi?" Reklam ne için yapılır? Bir ürünün, malın, kendisinin tanıtılması için yapılır ama anonim şirketi, "anonim şirket" diye ifade ettiğimiz kurumları "Sen niye bu kuruma reklam verdin?" diye sorgulayamazsın. Neyi sorabilirsiniz? Basın İlan Kurumunun yaptığı, dağıttığı ilanlarla ilgili... Onların da herhâlde bir usulü, esası veya nasıl dağıtıcılığıyla bir yöntem vardır, bir yönetmelik vardır; o çerçevede eğer bununla ilgili soru sorduğunuz, "Resmî bir kurumun ilanını siz şuraya niye veriyorsunuz? 'Hakkaniyetli dağıtılıyor mu, dağıtılmıyor mu?' diye inceleyin." dediğiniz takdirde Kamu Denetçiliği Kurumu onu inceleyebilir ama bir bankayı, bir özel şirketi "Sen bu arkadaşa niye devamlı reklam veriyorsun?" diye sorgulayabilmek doğru bir iş değildir. O zaman biz herkesi sorgulamak mecburiyetinde kalırız. Kamu Denetçiliği vatandaşın kamuyla olan irtibatlarını, kamuyla olan şikâyetlerini... Yani bir tarafının idare olması gerekir. Söylediniz işte, iki taraf da özel sektör; biri gazete, biri banka.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Kamu bankası.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kamu bankası.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, Haydar Bey, kamu bankası başka, anonim şirket niteliğinde olan bir şeydir. Anonim şirketin yönetim kurulu vardır. İş Bankasının hisselerinin yüzde 27'si Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilen Atatürk'ün hisseleri değil mi? Ona "Siz kime reklam veriyorsunuz?" diye sorabilir misiniz?
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Hepsine veriyor çünkü.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Eşit veriyor, eşit.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Soramazsınız, istediğine reklam verebilir, istediğini tercih edebilir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Eşit veriyor, eşit.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, o, özel sektörün davranış şeklidir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir rezaleti savunmayın burada ya. Bir rezaleti savunuyorsunuz ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kime, nasıl reklam vereceğini sorgulayamazsınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - MHP muhalefet partisiyken 1 lira reklam vermemişsin...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya, Cumhuriyet Halk Partisinin Kanaltürk'e ne kadar para verdiğini sorgulayamayız. Cumhuriyet Halk Partisinin Halk TV'ye ne kadar para verdiğini sorgulayamayız. Kim sorgular? Anayasa Mahkemesi sorgular.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Çatır çatır sorgular.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesi "Cumhuriyet Halk Partisi olarak sen partilere bağış, yardım yapabilir misin veya sahte belgelerle bunlara reklam verebilir misin?" diye sorgulayabilir. Anayasa Mahkemesi, defter, kayıt ve belgelerini incelediği takdirde bunu yapabilir ama siz... Bugün, bir siyasi partinin hesaplarını kim denetler? Anayasa Mahkemesi denetler. Anayasa Mahkemesinin denetim hakkı, Anayasa'dan aldığı bir haktır. Siz herhangi bir bankanın, sermayesinin tamamı veya bir kısmı kamuya ait olan bir bankanın nereden sorgulanacağını, nasıl yapılacağını, niye bu şekilde bir faaliyette bulunduğunu soramazsınız. "Şu gazeteye bu kadar verdi..." Ya, arkadaş, belki başka gazeteye de başka şekilde vermiştir.
ORHAN SÜMER (Adana) - Nasıl soramaz ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Rezalete bak! Lafa bak ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sizi destekleyen gazetelere de başka şekilde vermiştir. Bunu sorgulama yeri siyaset mekanizmasıdır ama bunu sorgulama yeri Kamu Denetçiliği Kurumu değildir. İşte, hatanız burada, yanlışınız burada. Kime, neyi soracağınızı bilmediğinizden dolayı hataya düşüyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tuz koktu, tuz! Tuzu kokuttunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kamu Denetçiliği Kurumuna sormazsınız, açarsınız bankaya, ilgili bankaya dersiniz ki: "Sen şu gazeteye reklam verdin mi?" Banka da ister cevap verir ister cevap vermez size; o, bankanın hakkıdır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tuzu kokuttunuz, tuzu!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O anlamda, İş Bankasının hangi gazeteye reklam verdiğini...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne alakası var İş Bankasıyla? Eşit veriyor hepsine.
ORHAN SÜMER (Adana) - Ben de açıp baktım, fazla vermişse İş Bankasınınkini açıp oku.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İş Bankasının 5-6 üyesi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından seçiliyor.
ORHAN SÜMER (Adana) - Varsa öyle bir şey açıklarsın. Bilmiyorsun hiçbir şeyi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İşte, onu diyorum, sorabilirsiniz. Sorarsınız, İş Bankası ister cevap verir isterse cevap vermez.
Bakın, değerli arkadaşlar, temcit pilavı gibi gündeme getirdiğiniz ve Sayın İlhan Kesici'nin bir televizyon programında net bir şekilde ifade ettiği o 128 milyar dolarla ilgili konu açıklanmıştı. Maalesef "tweet"ini de silmek zorunda kaldı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Nasıl açıklandı, nasıl açıklandı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ben size açıklayayım.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Nereye gitmiş bu 128 milyar dolar?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, bizim süremizden beş dakika daha ilave edebilir misin?
BAŞKAN - Buyurun, arkadaşınızdan alacağız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Tamam, onların süresinden alalım Sayın Başkanım.
BAŞKAN - On dakika verelim.
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, 128 milyar dolar 2019 yılının başından 2021 yılının ilk yarısına kadar süreyle dünyanın yaşadığı pandemi krizi çerçevesinde, ülkemizde evlerine kapanan, iş yerleri kapanan, faaliyetlerine devam etmeyen, işsiz kalan işçilere destek olmak üzere bu ülkenin insanlarının menfaatine harcanmıştır. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vallahi yalan, billahi yalan! Vallahi yalan, billahi yalan!
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İki seçim arasında, İstanbul seçimleri arasında 50 milyar doları bozdurdunuz ya!
ORHAN SÜMER (Adana) - Başkan, hakikaten, sen söylediğine inanıyor musun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Özel, "Yalan." demek hukuka göre suçtur, "Doğru söylemiyorsun." de, "Yalan." diye ifade etme.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vallahi yalan!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Eczacısın ama orada az çok hukukçuluğu öğrenmişsindir.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İki seçim arasında 50 milyar doları İstanbul seçimleri için bozdurdunuz ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Diyor ki: "Yalan atmıyorum ama doğru da söylemiyorum."
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, bu 128 milyar dolar bir kişiye, bir gruba, bir şahsa verilmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben anlatayım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bir buçuk yıl içerisinde ekonominin dengesini sağlayabilmek için, Türkiye'nin ve dünyanın içinde bulunduğu kırılganlıkları bertaraf edebilmek için, insanlarımızın bu pandemi sürecinde en az zararı görmeleri için, iktisadi olarak evlerinde geçimlerini sağlayabilmeleri için yapılmış bir iştir. Bakın, Kredi Garanti Fonu 250 milyar destek vermiştir. Kime?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O başka bir şey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya, kardeşim "O başka, bu başka." diyorsun. 128 milyar doların nereye gittiğini ben sana anlatmaya çalışıyorum. 250 milyar...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bak, gitmiş ama değil mi? Gitti, gitti.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hayır, nereye söylendiği değil.
ORHAN SÜMER (Adana) - Gitmiş yani, iktidarınız dağıtmış yani, iktidarınız yok etmiş. Hani "Var." diyordu Sayın Cumhurbaşkanı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şunu diyorum: Kimi "128" diyor, kimi "118" diyor ama bu para hiç kimsenin cebine girmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vatandaşın cebine girmedi.
ORHAN SÜMER (Adana) - Vatandaşta da yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O günler içerisinde belki Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri de bankadan elektronik sistemde döviz alıp satmışlardır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Girmedi cebimize.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Veya CHP'li iş adamları elektronik sistemlerinde ihtiyacı gereğince döviz alıp satmışlardır.
ORHAN SÜMER (Adana) - Ya, Allah'tan kork! Yirmi senede kaç tane CHP'li iş adamı bıraktınız? CHP'li iş adamı mı var?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama şunu söylüyorum, tekrar ısrarla altını çiziyorum: Bu söylediğiniz para, söylediğiniz rakam Türk milletinin ihtiyaçlarını karşılamak, pandemi sürecinde ortaya çıkan kaosu önlemek, iş akdi feshedilmiş insanların mağduriyetini gidermek üzere yapılmış bir iştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 2019'da pandemi mi var ya? 2019'da pandemi mi var?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 2019 yılının sonu diyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, gerçek değil söylediğin.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İstanbul seçimlerinde 50 milyar dolar bozdurdunuz ya, 2019'da, iki seçim arasında.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Siz, İşsizlik Sigortası Fonu'nun nereye gittiğini soruyorsunuz. İşsizlik Sigortası Fonu'nun nereye gittiğinin sorgusu Kamu Denetçiliği Kurumu değildir. Şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşülüyor, siz orada "İşsizlik Sigortası Fonu nereye gitti?" diye söylersiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O değil, o; o değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Muhatabının kim olduğunu bilerek soracaksınız. Burada görevlerini hakkıyla yapan, yerine getiren kamu denetçisi arkadaşlarımıza eski kimliklerinden dolayı, bulundukları görevden dolayı ithamda bulunarak, töhmet altında, onları zor duruma sokmaya gayret ederek az önce övgüyle bahsettiğiniz, üç beş dakikasında övgüyle bahsettiğiniz Kamu Denetçiliği Kurumunu maalesef zor durumda bırakan bir hareket içerisinde bulunuyorsunuz. Doğru bir davranış içerisinde değilsiniz, doğru bir eleştiri içerisinde değilsiniz.
Siz TÜGVA'yla ilgili konuları soruyorsunuz. TÜGVA bu milletin evlatlarının en iyi yerde okuyabilmeleri için, en güzel yerlerde beslenebilmeleri için, barınabilmeleri için... (CHP sıralarından "Ya, ya! Doğru!" sesleri)
Hoşunuza gitmiyor değil mi? "Ya, ya, ya!" diyorsunuz.
Seçerek değil, "Şu, bu; bizim adamımız." diyerek değil, eğer TÜGVA'nın seçtiği insanlar bizim adamlarımızsa yani onların getirdikleri insanları ya nereden anlayacaksın, referans mı gidip gösteriliyor, kim yapılıyor?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Listeler gitti, listeler.
ORHAN SÜMER (Adana) - Sayın Başkan, Adana'da üç ayda bir savcı oldu adam, üç ayda bir. Başsavcı oldu, başsavcı, Tekirdağ'a başsavcı atandı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli milletvekilleri, at gözlüğüyle bakıyorsunuz, ne olduğunu göremiyorsunuz. Şu anda zaten, başlangıçtan beri, "Kırk altı yıldır iktidar olamadık." dediniz; kırk altı yıldır yaptığınız eleştirilerin hiçbirinin doğru olmadığını, hiçbirinin haklı olmadığını ve haksızlıkla itham ettiğinizi gösteriyor. 1950 yılından bu tarafa bir dönem hariç, rahmetli Ecevit'in iki dönemi hariç olmak üzere zaten size bu millet iktidarı vermedi ve ilelebet de vermeyecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hadi bakalım, göreceğiz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Göreceğiz, göreceğiz, 2023'te de göreceğiz.
ORHAN SÜMER (Adana) - Göreceğiz. Verdi, bu ülkeyi mahvettiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 2023'te -Allah nasip eder, bilmiyorum; ömrümüz olur, bilmiyorum- eğer burada milletvekili olursak o zaman göreceğiz.
ORHAN SÜMER (Adana) - Göreceğiz, göreceğiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Olacaksın da orada değil, şurada oturacaksın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Tutanaklar burada.
O zaman şuraya da geleceğiz, bak oraya da geleceğiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Orada oturacaksınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 2023'te Cumhur İttifakı'yla birlikte buraya geleceğiz. Şu sıralar var ya, 2023'te şu öndeki çiçeklerden bu tarafa geleceğiz Cumhur İttifakı'yla birlikte.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Bu taraftasınız, bu taraf.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli milletvekilleri...
Başkanım, bir beş dakika daha istiyorum.
BAŞKAN - Tamam. (CHP sıralarından "Oo" sesleri)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Arkadaşlar, AK PARTİ Grubunun otuz dakika söz hakkı var, on dakika da şahsı adına söz hakkı var.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Başkanım, konuşmacıyı mı dinleyelim, Özgür Özel'i mi dinleyelim?
BAŞKAN - Sayın Elitaş, bir dakika, bir şey söyleyeceğim.
Şimdi, Ali Haydar Bey bir konuşma yaptı, takip ettim; bağırmadan, çağırmadan...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne güzel konuştu.
BAŞKAN - ...güzelce hazırlanmış bir konuşma. Dolayısıyla buradan Özgür Bey'i de çok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkanım, sesi açın, kayıtlara geçmiyor.
BAŞKAN - Evet, Elitaş rahat bir şekilde anlatsın, müsaade edin de.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tabii, buyursun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Özgür Bey de "Buyursun." dedi, sağ olsun. İnşallah o sözünde devam eder.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, milletin terazisi şaşmaz. İnşallah 2023 tarihinde -18 Haziran diye tahmin ediyorum çünkü Seçim Kanunu'nda "Bir önceki yapılan seçimden bir hafta öncesi pazar günü oy verme günüdür." diyor- 18 Haziran 2023 Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile Cumhurbaşkanlığının halk önüne çıkıp ibra edilme günüdür. O gün bakacağız, göreceğiz. Bugüne kadar bu sıralardan -on dokuz yıldır milletvekilliği yapıyorum, beş ay ara hariç, zaten o beş aylık dönemde de pek faaliyet gösterilmedi- on dokuz yıldır hep "İktidarız, iktidarız." dediniz, hiç olmadı. Ya, Muharrem İnce söylüyor: "Bugüne kadar 11 tane olmuş, yendikçe yendi; yendikçe yendi; yendikçe yendi." 2023'te bir daha yenildikçe yenileceksiniz, durum bu. Yani bunu anlayacaksınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Hani İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybederdi? İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İnşallah, Cumhur İttifakı olarak biz, şurası olur mu bilemiyorum ama belki oranın yarısı da olabilir, oranın yarısından itibaren, oranın yarısı....
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Bize bulaşmayın, bize bulaşmayın çok kötü kaybedersiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ben size bulaşmıyorum, sıralarınıza bakıyorum.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Çok kötü kaybedersiniz, çok kötü kaybedersiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İnşallah, millet takdir edecek; millet takdir edecek, diyecek ki: "Şu sıralardan itibaren bu milletin bekası için, bu milletin geleceği için..."
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Gel, noter huzurunda iddiaya girelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, Özgür Bey üç dakika bile duramıyor, üç dakika bile sabredemiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Noter huzurunda iddiaya girelim, noter huzurunda iddiaya girelim.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Ya, sürekli sataşıyorsunuz ama.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "bu millete düşman olmuş, bu ülkenin gelişmesini hazmedemeyenlerle birlikte olanlar için, terör örgütüyle mücadele eden, ülkenin haritasını, ülkenin coğrafyasını göğsünü siper ederek savunmaya çalışan Cumhur İttifakı'nı ben şuranın tamamına alıyorum." diyecek inşallah. (AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Benim umudum odur, benim inancım odur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Emekli maaşını Mehmetçik Vakfına bağışlamak üzere iddiaya girmeyi teklif ediyorum. Buraya kadar; gel, noter huzurunda iddiaya girelim emekli maaşına. Haydi, ben varım!
ORHAN SÜMER (Adana) - Başka malzeme kalmadı, başka malzeme kalmadı elinizde.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakmayın, şöyle şöyle... Bugün pandemi sürecinde bir buçuk yıldır insanlarımızın yaşadığı psikoloji, ulaşamamak, bir araya gelememek...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Anketlere de bakın, anketlere. Anketlerden haberiniz yok galiba.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Gel sandığa; gel, sandığa gel; sandığa gel.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yüreğiniz yetiyorsa gelin seçime.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - G20'den çıktık, G20'den çıktık! G20'den çıktık!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Özel, biz "Sürekli erken seçim oluyor." dediğimiz için bu Anayasa değişikliğini yaptık, "Sürekli erken seçim oluyor." diye Anayasa değişikliğini yaptık, milletin huzurunda "Biz istikrar istiyoruz. Bir partiye beş yıl görev verdiysen, sonuna kadar devam edecek, sonra senin önüne gelecek, senin terazinle..."
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sonra bay bay.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "Bay bay" demez, kimse kimseye "bay bay" demez, size de "bay bay" demedi.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - 2018'de niye seçim yapıldı o zaman?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 178'le geldiniz, 135'e düştünüz, hiç kimse "bay bay" demedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Oraya oturacağız!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, niye... Özgür Bey...
ORHAN SÜMER (Adana) - Biz yüz senedir varız.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Ya siz de niye destekli oraya konuşuyorsunuz ki?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Arkadaşlarımın vaktini çaldıracaklar Sayın Başkan.
BAŞKAN - Şimdi, değerli milletvekilleri, bana göre, Elitaş'a, daha haklı çıkaracak bir iklim yaratıyorsunuz. Dolayısıyla...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkan da sizden yana tavır aldı bak. Başkanımın uyarılarına dikkat edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, ha bire saldırıyor.
BAŞKAN - Özgür Bey'e de emekli aylığına dokunma.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Emekli aylığına iddiaya girelim, ben varım, buradan ötesine noter huzurunda iddiaya girelim
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, Başkanın uyarılarına dikkat edin; Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyaset deneyimi en yüksek olan bir kişinin oradan gözlemlerine dikkat edin. Halkın gözüyle görüyor Başkan, onun için onun uyarılarına dikkat edin, yoksa perişan olursunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Halkın gözüyle görüyorsa yandın sen, halkın gözüyle görüyorsa bittin sen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, az önce bir şey ifade ettim. Pandemi süreciyle başlayan, 2020 yılının Mart ayının 12'sinde -yanlış hatırlamıyorsam- 12 Mart tarihinde Türkiye'ye gelip değişik kararların alındığı, binlerce insanın işsiz kaldığı, binlerce iş yerinin, insan sağlığını korumak amacıyla alınan tedbirler çerçevesinde, vatandaşımız bu senenin ortaları itibarıyla, o psikoloji içerisinden sıyrılıp tüm dünyada pandemi sürecinin geçtiği intibasıyla, bütün dünyanın üretime döndüğü, ham maddeye, ara mallarına, gıda ihtiyaç maddelerine olağanüstü derecede talebin arttığı ve pandemi süreci döneminde de üretimin azaldığı bir süreç içerisinde bugün tüm dünyanın yaşadığı sorunları biz de çekiyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Dolar uçtu, dolar, doları uçurdunuz.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yedi yıldır çekiyoruz onları, yedi yıldır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O sorunları ortadan kaldırabilmek için, Hazine ve Maliye Bakanlığımızla, Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, bu milletin bir buçuk yıl çektiği, dünyanın birlikte yaşadığı sürecin en az bir şekilde, en az bir hasarla, en az bir zararla, en az bir mağduriyetle geçilmesi için çok önemli kararlar alındı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Göreceğimiz zararı gördük daha ne göreceğiz ya? Daha ne zarar göreceğiz, dolar 10 lira?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bugün "dünyanın lideri" diye ifade ettiğimiz...
Sayın Başkan bir beş dakika daha verir misin?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Verin Başkanım! Verin, sabaha kadar konuşsun.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Beş dakika da bizden olsun ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya arkadaşlar, Allah aşkına yapmayın! Yani otuz dakika süremiz var, bizim milletvekillerinin hakkını korumak da size düşüyor; teşekkür ediyorum, Allah razı olsun.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Aynen, aynen, devam.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ne kadar adaletli davranıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Devam Başkanım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 128 milyar dolar ne oldu hâlâ anlayamadık?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Pandemi süreci içerisinde...
Fazla vermiyor, yirminci dakikam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben senin lehine bir şey yapabilir miyim diye bakıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yirminci dakikam.
Pandemi süreci içerisinde, bakın "dünyanın lideri" diye ifade edilen, dünyanın jandarmalığına soyunan ama Covid sürecinde sınıfta kalan, "dünyanın en büyük süper gücü" diye ifade ettiğimiz ülkelerle yarışan bir Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin icraatlarını görüyoruz.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - 21'inci ekonomiyiz dünyada.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 21'inci ekonomi değil, satın alma gücü paritesine göre 11'nci büyük ekonomiyiz, satın alma gücü paritesine göre.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Rüyalar gerçek olsa!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti pandemi sürecini en iyi şekilde... Daha mükemmel olabilir mi? Olabilirdi ama dünyanın yaşamadığı bir iş, mükemmeli bulabilmek mümkün değil ama mükemmele yakın olabilmek bütün hedefimizdi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Daha kötüsünü de bulamayız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O süre içerisinde sizin farklı farklı yönlendirmelerinize, sizin vatandaşa farklı farklı değişik şeyler anlatmalarınıza rağmen vatandaşın büyük bir çoğunluğu, kahir ekseriyeti bizim verdiğimiz kararların doğru olduğuna kanaat getirdi.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Vallahi esnaf hiç öyle demiyor. Esnafa soruyoruz, hiç öyle demiyor esnaf.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hamdolsun, bir buçuk yıllık süre içerisinde hem işsiz kalmış insanlarımızın hem iş yeri kapatılmış girişimcilerimizin bütün sıkıntılarına rağmen sessiz ve sakince bu süreci beklemeleri, Hükûmetine güvenmeleri...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İşçi hiç öyle demiyor vallahi. Gidin halkın içine bir karışın, görün halkı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 10 milyon işsiz var, 10 milyon işsiz. Çok Avrupa ülkesinden daha fazla işsiz var.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Sessiz sakin olmasının sebebi, ağzını açanı içeri atıyorsunuz ya! Allah'tan korkun ya! Sesini çıkaramıyor ki adam.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başka ülkelerde yürüyüş yaparak, başka ülkelerde hükûmetlere değişik nümayişler, gösteriler ortaya çıkarmaya çalışarak yaptıkları işin elhamdülillah hiçbiri bizim zamanımızda gerçekleşmemiş.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 128 milyar dolar nerede?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasında dediği gibi, nasıl ki dünyanın diğer ülkelerinde pandemiyle birlikte ortaya çıkmış ekonomik sorunların çözümü için tüm dünya gayret gösteriyorsa biz de Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti olarak Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bu pandemi sürecini en iyi şekilde, en uygun şekilde, en hasarsız şekilde atlatmanın yollarını arıyoruz.
Şimdi, dönem büyüme dönemi. Bakın, değerli arkadaşlar, şu anda dünyada müthiş bir piyasa var.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 128 milyar doları anlatın...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O piyasa içerisinde eğer biz iş âlemine, müteşebbislere bu işle ilgili heyecan verirsek, onlara cesaret verirsek, onların önündeki yolu açabilirsek, dünyada bir yatırım ikliminin olduğunu ve bu iklimden Türkiye'nin en iyi şekilde faydalanabildiğini izah edebilirsek... Bu sadece bizim görevimiz değil, bütün siyasi partilerin görevi, siyaset yapan herkesin görevi çünkü bütün siyasi partiler bu ülkede yaşayan insanların huzuru, mutluluğu ve refahı için gayret gösterirler. Bugün dünyada olağanüstü derecede bir yatırım iklimi var. Bu yatırım iklimi çerçevesinde nereye gideceğimizi, nasıl olacağımızı hepimiz teşvik etmeliyiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 280 dolara adam çalıştırıyorsunuz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Her yere gidiyor da Türkiye'ye gelmiyor yatırım. Yatırımcılar kaçıyor Türkiye'den.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Sizinkiler paraları götürüyorlar "Paradise"a, Man'a ya! Ya, paraları siz vergi cennetine götürüyorsunuz, buraya getirtin ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, Türkiye ilk defa dünyada aşı yapabilecek ülkeler sınıfına girmiştir. Bundan önce jenerik ilaçları yapabilen, çok güzel tesislerimiz olmasına rağmen sadece jenerik ilaçları yapabilen bir ecza sektörümüz vardı, bir kimya sektörümüz vardı ama şimdi aşısını yapma kabiliyeti ortaya çıkmış bir Türkiye görüyoruz.
Bundan önceki dönemde, Kıbrıs Barış Harekâtı'nda, biliyorsunuz, yurt dışından aldığımız silahların sistemlerini kilitleyerek kendi silahlarımızı birbirine vuruşturan bir ülke vardı ama bugün, Türkiye, savunma sanayisinde başkalarına parmak ısırtacak, parmakla gösterilecek bir başarıyı ortaya koymuştur. Bugün, Türkiye, geldiği noktada, daha önce yardım için bekleyen, 70 sente muhtaç olmuş, sadece kalorifer parasını ödeyemediği için, dış ülkelere gönderecek döviz bulamadığı için paltoyla görev yapan devlet memurlarını, devlet dairelerini gören bir ülke, bugün pandemi sürecinde başka ülkelere yardım yapabilme kabiliyetine ulaşmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 100 bin çocuğa süt dağıtıyor İBB, siz neredesiniz? Neredesiniz, neredesiniz, çocuklar aç?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Merkez Bankasının kasasında hiçbir zaman 128 milyar dolar olmadı bu memlekette. Eksi 50 milyar dolar oldu, Merkez Bankasında para kalmadı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bugün, inşallah, yakın bir zamanda hayata geçecek olan Turkovac aşısı, Erciyes Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Turkovac aşısı kâr amaçlı değil, tamamen inancımız gereği, yaradılışımız gereği, insani duygularla, yardım amaçlı olarak ürettiğimiz kapasite çerçevesinde dünyanın tüm ülkelerine dağıtılacaktır.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Allah razı olsun!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu görüşler içerisinde... Yani burada, Kamu Denetçiliği Kurumunun yaptığı işleri, başarılarını soracaksınız ama görevlerinin dışında olan bir şeyle ilgili sorgulamaya çalışacaksınız; bu doğru bir yaklaşım tarzı değildir, bunu ifade etmek istiyorum.
Hem yüce milletimizi hem de yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)