| Konu: | İSTİKLAL HARBİ'MİZİN BÜYÜK KOMUTANI VE ŞARK FATİHİ KÂZIM KARABEKİR PAŞA'NIN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 30.01.2013 |
YUNUS KILIÇ (Kars) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hayırlı, huzurlu bir gün dileyerek, bugün sizlere Kurtuluş Savaşı'mızın kahramanlarından, aynı zamanda Doğu Anadolu'nun kurtarıcısı, Şark fatihi, Kars'ın kurtarıcısı merhum Kâzım Karabekir Paşa'yı anmak, yâd etmek ve kahramanlıklarından bahsetmek üzere söz almış bulunuyorum. Meclisimizin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Aslında, Kâzım Karabekir 1882'de İstanbul'da bir beyefendinin oğlu olarak doğuyor ama kader onun hiçbir zaman İstanbul'da istediği kadar yaşamasına müsaade etmiyor. 1902 yılında Harbiye mektebinden, 1905 yılında Erkânıharbiye mektebinden mezun olduktan sonra ilk stajını Manastır'da yapıyor. Tabii, o zaman, 1887-1888 Osmanlı-Rus savaşından sonra Rusların zaten karıştırmış oldukları bir bölge olması hasebiyle Kâzım Karabekir Paşa da hayatının, askerliğinin ilk yıllarına bir mücadeleyle başlamak zorunda kalıyor.
Daha sonra gene Harbiye mektebinde öğretmenliğe tayin ediliyor. 31 Mart Ayaklanması'nı bastırmak üzere Hareket Ordusunda görev alıyor. Arnavut ayaklanmasını bastırmak için yeniden Balkanlara gitmek durumunda kalıyor ve 1912'de Balkan savaşları sırasında Sırplarla, Hırvatlarla, Rum çeteleriyle ciddi mücadeleler ve kahramanlıklar gösteriyor. İran'a yolu düşüyor, orada mücadele ediyor. Çanakkale'de, Kerevizdere'de Fransızlara tabiri caizse kök söktürüyor, büyük kahramanlıklar gösteriyor. Irak'ta görev alıyor, Diyarbakır'da, Bitlis'in, Elâzığ'ın, Muş'un kurtarılmasıyla alakalı görevlerde bulunuyor.
Ve bu sırada da, tabii, Sarıkamış dramının yaşandığı yıllara tekabül ediyor. 1914-1915 yıllarında Enver Paşa'nın başlatmış olduğu, sonucunun hüsran, sürecin kahramanlıklarla dolu olduğu Sarıkamış Harekâtı'ndan sonra Rusların bölgeyi tamamen istilası başlıyor. Daha önce ellerinde tutmuş oldukları Kars, Ardahan, Sarıkamış, Batum, Artvin üzerine Trabzon'u, Bitlis'i, Muş'u, Erzincan'ı, Erzurum'u da istila ediyorlar.
Daha sonra, Bitlis ve Muş'un kurtarılması sağlandıktan sonra, o arada ülkemizin lehine bir durum gelişiyor, Bolşevik İhtilali oluyor ve Ruslar topraklarımızdan geri çekiliyorlar, boşaltıyorlar. Ancak bir sıkıntı yeniden başlıyor. Ülkemizin özellikle tebaasından olan, o bölgede yerleşik olan Ermenileri de kışkırtarak, yanlarına alarak bölgede katliamlara ve zulme başlıyorlar. Zaten 1887-1888 Rus Savaşı'ndan sonra kırk yıllık esaret yılları başlamış olan bölgede bu sefer bir mezalim, bir katliam ortamı oluşmuş oluyor.
Bu süreçte, Kâzım Karabekir bu bölgeyi tekrar bu kuvvetlerden temizliyor, Ermenileri tekrar sınırlarımızın dışarısına çıkarıyor. Ancak bu arada, başka bir olumsuzluk daha yaşanıyor o günlerde ve Mondros Mütarekesi'nin 5'inci maddesi gereği bu bölge, Osmanlı askerinden temizleniyor. Terhis edildikten sonra bunu bir fırsat bilerek bu devletlerin kontrolü altında Rusya'nın da yine desteğiyle Ermeniler bu bölgede yeniden işgal, katliam sürecine girişiyorlar.
İşte bu zamanda, yine, kahramanlıklarıyla öne çıkmış, Doğu Anadolu'nun gönlünde taht kurmuş Kâzım Karabekir, kendisine İstanbul'da Genelkurmay Başkanlığı teklif edilmesine rağmen doğuda görevlendirilmesini istiyor ve Kars'a gidiyor, Erzurum'a gidiyor 15. Kolordu Komutanı olarak. Ve bu arada çok daha ilginç bir şey oluyor, sadece Kars'ın, doğunun kurtarılmasıyla alakalı değil, kurtuluş mücadelemizin de başladığı yıllar. Belki tarihte bu tarafını pek bilmeyiz ama Kâzım Karabekir Paşa doğuya kendini görevlendirirken Mustafa Kemal Atatürk'e de şunu söylüyor, diyor ki: "Komutanım, ben kendimi doğuya görevlendirdim, oraya gidiyorum, siz de vatan mücadelesini başlatın ve ben sizi orada bekliyorum." Atatürk'ün tutuklama emri padişah tarafından takdim edilmesine rağmen Kâzım Karabekir'e, kendisi bizzat Atatürk'e Erzurum'da biat ederek ve onun emrine girerek Kurtuluş Savaşı mücadelesinin de başlamasına vesile oluyor, sağlıyor, güç veriyor, destek oluyor ve?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUNUS KILIÇ (Devamla) - ?Erzurum Kongresini de Atatürk'le beraber başlatıyor, doğunun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden şekillenmesinde çok büyük fedakârlıklar ve kahramanlıklar gösteriyor. Saygıyla yâd ediyor, hürmetle anıyoruz.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kılıç.