2006-03-23 - 19:30
TBMM BAŞKANI ARINÇ: ''TÜRKİYE DİNAMİK BİR SÜREÇ YAŞIYOR''
Arınç, 466. Uluslararası Mesir Festivali etkinliklerine katılmak üzere geldiği Manisa'da, OSB Organize Sanayi Bölgesi toplantı salonunda, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) tarafından düzenlenen ''KOBİ Finansmanı Destekler ve Krediler'' konulu toplantıya katıldı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'de
sayıları 3,5 milyonu bulan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin
(KOBİ) işsizliğin çözümünde bir ilaç konumunda olduğunu söyledi.

466. Uluslararası Manisa Mesir Festivali çerçevesinde Manisa
OSB'de düzenlenen ''KOBİ Finansmanı, Destekler ve Krediler'' konulu
toplantıda konuşan Arınç, KOBİ'lerin ekonomi için önemine değindi.

KOBİ'lerin ülkenin en fazla istihdam üreten kuruluşları olduğunu
vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:

''KOBİ'ler, bir taraftan ekonomiye canlılık katarken diğer bir
taraftan da ülkenin uluslararası rekabet imkanlarını araştırmaktadır.
Türkiye'de sayıları 3,5 milyonu bulan KOBİ'ler, ülkemizin kronik
sorunu olan işsizliğin çözümünde de bir ilaç durumundadır. Ülke
ekonomisine yüzde 36 civarında katma değer üreten KOBİ'ler, istihdamın
da yaklaşık yüzde 60'ını karşılamaktadır. Bugün ekonomide ve siyasette
yaşanan istikrarı, KOBİ'lerin de olumlu yönde etkilediğini
görebiliriz.''

Manisa'nın, 4 organize sanayi bölgesinin de büyük yatırımcılarla
doldurarak bu konuda örnek haline geldiğini kaydeden Arınç, bölgedeki
kalkınma grafiğinin hızla yükseldiğine işaret etti.

Küçük sanayiciler için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Halk
Bankası arasında yeni bir destek protokolü hazırlandığını anlatan
Arınç, 800 milyon YTL ile 1 milyar YTL arasında bir desteğin söz
konusu olacağını ifade etti.

-AB FONLARI-

AB ile müzakerelerin başlamasıyla birlikte ülke olarak AB'nin
sağladığı fonlardan nasıl yararlanılacağının düşünülmesinin gerekli
olduğuna işaret eden Arınç, bazı belediyeler ve kamu kuruluşlarının bu
konu için özel birimler kurduklarını kaydetti.

Arınç, Türk yatırımcıların yurtdışında yaptığı yatırımların olumlu
sonuçlar getirdiğini belirterek, Hırvatistan'a yaptığı gezide de bunu
gördüğünü söyledi.

Benzer yatırımları Romanya, Macaristan ve Bulgaristan da
görüldüğünü ifade eden Arınç, ''Dünyanın her yerinde Türk yatırımcılar
yeni iş sahaları yaratmaya çalışıyorlar. Türkiye, sadece kendi
sorununu çözebilecek değil yatırımlarıyla dünya barışına, huzuruna
katkıda bulunacak bir devlettir'' dedi.
Arınç, Türkiye'nin zincirlerini kırdığını, dış politikada söz sahibi
bir ülke olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Türkiye, sözüne dikkat edilen, itibarı olan bir ülke. Kendi
içimizdeki hayali sorunları büyütme kaygısı içinde olan çevrelere
insaf diliyorum. Konuşmalarına krizle başlayıp, krizle bitirmeye
çalışan çevrelere, (Yapmayın, Türkiye'ye yazık etmeyin) diyorum.
Türkiye, artık içinde yaşadığımız krizlerden kurtulmuş, büyüklüğü ile
kendisini gösteren bir ülke olmuş.''

-''SİVİL TOPLANTIDA ARZ EDERİM NE MANAYA GELİR?''-

Ülkede artık zincirleri kırmanın, kalıpları zorlamanın zamanı
geldiğini kaydeden Arınç, ''Maalesef biz çok şekilci ve statükocu bir
gelenekten geliyoruz'' dedi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şimdi size bir misal vereceğim, değerli sunucu arkadaşım üzerine
alınmasın. Dün yaşadığım bir olayı, biraz da espritüel şekilde size
arz edeceğim. Şartlara uymak, şartları iyi kullanmak, imkanları
araştırmak mecburiyetindeyiz. Meclis Başkanlığı yapıyorum ve daha önce
de grup başkanlığı yaptım ve onlarca toplantıya gittim. Bir gelenek
yerleşmiş, kimse bunun doğru olup olmadığına bakmıyor. Bayan veya bir
erkek sunucu toplantının başında kürsüye geliyor, (Toplantı programını
arz ediyorum, önce saygı duruşu, arkasından İstiklal Marşı, filan
filanın konuşmaları, ondan sonrasında plaket takdimi ikram ve kapanış.
Arz ederim.) diye güçlü bir şekilde arzlarını yapıyor. Bir defa, sivil
bir toplantıda 'Arz ederim' ne manaya gelir, uzun yıllar düşünüyorum,
bir türlü çözemiyorum. Ama bu her defasında yapılır.''

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın bir kahramanlık, bayram veya
anma gününde yapılabileceğini kaydeden TBMM Başkanı, ''Bilimsel bir
toplantının başlangıcında saygı duruşu acaba doğru mudur diye
kalıpları biraz zorlamak lazım'' diye konuştu.

-''KIPKIRMIZI OLDUM, ASABIM BOZULDU''-
Arınç, şunları söyledi:

''Bunun doğru olduğunu dün gördüm. Nasıl gördüm biliyor musunuz?
Bu hafta Yaşlılar Haftası. Yaşlılarımızı, özellikle huzurevinde kalan
yalnız insanlarımızı hatırlıyoruz. Ben de düşündüm ki, eğer Yaşlılar
Haftası'nda yaşlıları hatırlayacaksak, onların bizim ayağımıza gelmesi
değil, bizim onların ayağına gitmemiz gerekir. Bizim onların elini
öpmemiz, onlara, (Çocuğunuzun yerine ben geldim, beni de evladınız
kabul edin, verin elinizi öpeyim) dememiz lazım. Özel Kalem Müdürüme
söyledim, (Onlar bize gelmesin, biz onlara gideceğiz) dedim.

Eşimle Ümitköy'deki huzurevine gittim. Yaşları çok ileri, 30
tanesine özel bakım gerekiyor. İçlerinde beş yabancı dil bilen var.
İçlerinde felçli insanlar, Alzheimer hastalığı olanlar var. Şimdi
geleceğim nokta şu, orada biz onları ziyarete gittik oturduk. Bir
bayan çıktı, (Hepinizi saygı duruşuna davet ediyorum) dedi. Hoppala,
yarısı ayağa kalkamayacak. Hangi saygı duruşundan bahsediyorsun, biz
buraya bunların elini öpmeye geldik. Bunun yeri mi burası. Bu insanlar
oturduğu yerden kalkamıyor. Kıpkırmızı oldum, asabım bozuldu.''

Arınç, ''Saygı duruşunun en güzelini biz yaparız, biz hepimiz
Atatürk'ü seviyoruz, hepimiz şehitlerimize bağlıyız. Hepimiz bu ülkeye
hizmet etmiş bugün rahmeti rahmana kavuşmuş herkese saygı duruşunda
bulunuruz'' dedi.