2006-03-30 - 13:00
TBMM BAŞKANI ARINÇ: ''TÜRKİYE, HİÇBİR ÜLKEDE İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMAMALIDIR''
Arınç, Finlandiya'daki temaslarının ikinci gününde Finlandiya Parlamento Başkanı Paavo Lipponen ile parlamento binasında bir araya geldi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin, hiçbir ülkede iç politika malzemesi
yapılmaması gerektiğini belirterek, ''Türkiye'nin etnik ve dini
farklılığı, bir düşmanlığa dönüşmemelidir. AB'ye üyelikte diğer
ülkelere tanınan haklar, eşit ve objektif olarak Türkiye'ye de
tanınmalıdır'' dedi.

Arınç, Finlandiya'daki temaslarının ikinci gününde Finlandiya
Parlamento Başkanı Paavo Lipponen ile parlamento binasında bir araya
geldi. Baş başa görüşmenin ardından heyetler arası görüşmelere geçildi.

Arınç, burada ev sahibi ülkenin parlamenterlerin sorularını
yanıtladı. Bülent Arınç, 80 yılı aşkın süredir iki ülke arasında
dürüst ve samimi ilişkiler bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin,
Finlandiya'nın gelişmiş sanayisinden yararlanmak istediğini söyledi.

Türkiye'nin de bir yatırım ve cazibe merkezi olduğunu kaydeden
Arınç, son yıllardaki siyasi ve ekonomik istikrar nedeniyle bir
yatırım alanı haline geldiğini vurguladı. Türkiye'nin, AB üyeliği
konusunda uzun zamandır çaba harcadığına işaret eden Arınç, bu
çabalara Finlandiya'nın verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin, hiçbir ülkede iç politika
malzemesi yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, etnik ve dini
farklılığının bir düşmanlığa dönüşmemesini istedi. Arınç, AB'ye
adaylık konusunda diğer ülkelere tanınan hakların, eşit ve objektif
olarak Türkiye'ye de tanınması gerektiğini ifade etti. Arınç,
Finlandiya'nın AB Dönem Başkanlığı'nda da Türkiye konusundaki olumlu
tavrını sürdüreceğine olan inancını dile getirdi.

-MÜZAKERE SÜRECİNİ BAŞARIYLA TAMAMLAMAK-

Bülent Arınç, Türkiye'nin müzakere sürecini başarıyla tamamlamak
için elinden gelen gayreti göstereceğini bildirdi. AB'nin Türkiye'den
istediği kriterlerin yerine getirilmesinde son 4 yılda
başarılı çalışmalar yapıldığını vurgulayan Arınç, Anayasanın 40'dan
fazla maddesinin değiştirildiğini, yaklaşık 100 yasanın, Anayasa ile
uyumlu hale getirildiğini anımsattı. Arınç, özellikle Kopenhag
Kriterleri'ne tam uyum sağlandığını ifade ederek, AB'ye üyelik
konusunda muhalefet ve iktidar partisinin işbirliği içinde
olduğunu anlattı.

Finlandiya parlamentosundaki AB anayasası görüşmelerinin başarıyla
sonuçlanacağına inandığını kaydeden Arınç, Fransa ve Hollanda'da
yapılan referandumlarla anayasının kabul edilmediğini hatırlattı.
Arınç, onaylama sürecinin, parlamentolar tarafından yerine
getirilmesinin daha uygun olacağını vurguladı.

Markku Laukkonen, yazar Yaşar Kemal'in ve son olarak da Orhan
Pamuk'un kitaplarını okuduğunu belirterek, Orhan Pamuk ile ilgili
yaşanan son gelişmeleri sordu.

Arınç, Yaşar Kemal'in ilerlemiş yaşına rağmen halen yazmayı
sürdürdüğünü, Pamuk'un ise neredeyse Kemal'in oğlu yaşında olduğunu
anımsattı. Bülent Arınç, Pamuk'un birçok eserinin başka dillere de
çevrildiğine işaret etti.

AB'ye uyum sürecinde ceza ve medeni kanunlarda değişiklikler
yapıldığını vurgulayan Arınç, bunun sonucunda çağdaş ceza yargılaması
ve infaz kanunu çıkarıldığını söyledi. Arınç, Pamuk hakkında yazdığı
kitaplardan dolayı değil, yabancı basında çıkan sözlerinden dolayı
TCK'nın 301. maddesi uyarınca soruşturma açıldığını anlattı. Adalet
Bakanı'nın, savcının izin talebini kabul etmediğini ve böylece davanın
açılmadığını belirten Arınç, ''O maddenin değiştirilmesi, suç
unsurunun daha belirgin hale getirilmesi için bakanlık yeni bir
çalışma yapmaktadır '' dedi.

TBMM Başkanı Arınç, son çıkarılan yasalarla, ifade özgürlüğünün
daha da güçlendirildiğini kaydetti.
Kıbrıs konusundaki bir soruya yanıt veren Arınç, Türkiye'nin, 30
yılı aşkın bir süredir Kıbrıs'ta kalıcı ve adil bir barış için elinden
geleni yaptığını vurguladı. Türklerin, barış ve çözümden yana olduğunu
göstererek Annan Planı'na 'evet', Rum kesiminin ise 'hayır' oyu
verdiğini hatırlattı.

Türkiye'nin Kıbrıs'ta kalıcı ve adil çözümden yana olduğunu,
yönünde inisiyatif kullandığını kaydeden Arınç, bu çabalara, AB ve
BM'nin de destek vermesi gerektiğini belirtti. Arınç, çözüm için
sadece Türkiye'nin çabasının yetmeyeceğine işaret ederek, Kıbrıs'ın,
AB'ye üyelik konusunda Türkiye'nin önüne engel olarak getirilmemesini
istedi.

AB'nin ilke ve kriterlerinin belli olduğunu, Türkiye'nin bu konuda
üzerine düşeni yaptığını vurgulayan Arınç, Türkiye'nin Kıbrıs
konusundaki çabalarına ortak olunması halinde, sorunun çözüleceğini
kaydetti.

-''EKSİKLİK DEĞİL, ZENGİNLİK''-

Bir parlamenterin, ''Kürt azınlığın önemli bir konu olduğunu ve
AB'nin azınlık haklarına saygı duyduğunu'' belirtmesi üzerine Arınç,
Avrupa'nın bazı ülkelerinin, Türkiye'de yaşayan Kürtlere karşı duyarlı
olduğunu söyledi.

Lozan Anlaşması'nda Kürtlerin azınlık kabul edilmediğini
vurgulayan Arınç, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin, Türkiye
Cumhuriyeti'nin eşit ve birinci sınıf vatandaşları olduğunu söyledi.

Arınç, terör örgütü PKK'nın binlerce insanın ölümüne neden
olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de kendini Kürt olarak tanımlayan
vatandaşların bulunduğunu, bunun kendilerinin bir eksikliği değil,
zenginliği olduğunu belirtti.

TBMM'de görev yapan 550 milletvekili arasında, 70-80
milletvekilinin, rahatlıkla Kürt anne ve babadan olduğunu
söyleyebildiğini ifade eden Arınç, ''Kürt olmak kimlikse, kültürel
olarak bu kimlik yaşanmaktadır'' dedi.

Aynı parlamenterin, ''Parlamentoda Kürtçe konuşuluyor mu?'' sorusu
üzerine Arınç, Türkiye'nin resmi ve eğitim dilinin Türkçe olduğunu
belirtti. Arınç, kültürel hakların tanınmasında yasal güvence
verildiğini ifade etti.

-''KUZEY IRAK ÇEKİM MERKEZİ DEĞİL''-

Arınç'ın Devletin resmi televizyonundan ve yerel televizyonlardan
Kürtçe yayın yapılabildiğini söylemesi üzerine Lipponen, bunun olumlu
bir gelişme olduğunu kaydetti.

TBMM Başkanı Arınç, aynı parlamenterin, Irak'taki Kürt azınlığın
özerklik için kendi iradesini belirttiğini ifade etmesi üzerine, Kuzey
Irak'taki Kürt varlığının, Türkiye için çekim merkezi olacağını
düşünmediğini dile getirdi.

Arınç, ''Türkiye'de yaşayan hiçbir Kürt, Kuzey Irak'a bakarak,
buraya imrenecek noktada değildir'' diye konuştu.

AK Parti Adana Milletvekili Abdullah Torun da Türkiye'de Kürt-Türk
ayrımcılığının olmadığını söyledi. Torun, kendi ailesinden örnek
vererek, Diyarbakır doğumlu olduğunu, eşinin İstanbullu, eşinin
babasının ise Kürt olduğunu anlattı.

Lipponen, bir soru üzerine, laik yaşam geleneğinin, aynı zamanda
değişik dinlerle de yaşamayı gerektirdiğini ifade etti. Hıristiyanlık,
Musevilik ve İslam'ın köklerinin aynı olduğunu belirten Lipponen,
ayrımcılığı değil, birlikteliği vurgulamak gerektiğini söyledi.

Konuşmaların sonunda Arınç, Lipponen'e gümüş kalemlik takımı
hediye etti.

Arınç, daha sonra Helsinki Belediye Başkanı Jussi Pajunen'in,
onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.


TBMM Başkanı Arınç'ın, Helsinki Belediye Başkanı Jussi Pajunen'in,
onuruna verdiği öğle yemeğinde yaptığı konuşmanın tam metni
"İLİGİLİ DOKÜMANLAR" bölümünde yer almaktadır.