2005-06-28 - 18:50
İsveç Parlamentosu Başkanı Sydow "İlk izlenimim, siyasi ve ekonomik alanlarda yaşanan ilerleme ve uygulamadaki kararlılık" dedi.
İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow, Türkiye'de edindiği ilk izleniminin, siyasi ve ekonomik alanlarda yaşanan ilerleme ve Türkiye'nin uygulamalardaki kararlığı olduğunu belirterek "Elbette bunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin de etkisi olduğunu düşünüyorum.. İlk izlenimlerimin çok olumlu olduğunu söylemeliyim" dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın resmî konuğu olarak Ankara'da bulunan Sydow, TBMM TV'de gezisini değerlendirdi. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Avrupa'da farklı görüşlerin nereden kaynaklandığına ilişkin soru üzerine Sydow, parlamenterlerin, insan hakları ve demokrasi konularında çok dikkatli davrandığını belirterek şöyle devam etti:
"Biz demokrasiye de çok önem veriyoruz. Eğer, demokrasi konusunda kusurları olan bir ülkeyi birliğe kabul edersek, bizim avrupa birliği üyeliğimizde de zorluklar yaşanır... Yüzde 100 demokratik olmayan bir ülke, birliği de meşruiyet problemiyle karşı karşıya bırakır..
Ağır eleştiriler yönelttiğimiz bir ülkenin birliğe üyeliğini varsayalım, o ülkenin de katkılarıyla alınacak kararlar ne derece sağlıklı olacaktır?? Ortaya çıkan sorunlar da çözümsüz sorunlar olacaktır..
Diğer ülkeler ve liderler, geçtiğimiz yıl 17 Aralık'ta Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda uzlaşmaya vardılar. Avrupa Birliği sadece siyasi değil, aynı zamanda yasal bir birlik. Dolayısıyla yapılacak en doğru şey verilen sözlerin yerine getirilmesidir. Birlik organlarında alınan Türkiye'nin AB'ye üyelik kararı gecikmeden uygulanmalıdır. Daha önce İsveç'ten de istenen bazı teknik taleplerin de elbette yerine getirilmesi gerekir. Son ve kesin çözüm, birlik içinde uzlaşmayla gelecektir."
İsveç'in, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda diğer ülkelerle temas halinde olduğunu belirten Sydow, Türkiye'nin üyeliğinin AB içinde çok konuşulan bir konu olduğunu, diplomatik ve politik düzeylerde her zaman gündemde yer bulduğunu hatırlatarak, "Kendi ülkem söz konusu olduğunda, parlamentoda kesin karar alındığını ve Türkiye'nin üyeliğine tam destek verdiğimizi söyleyebilirim" diye konuştu.
Rum kesimi'nin Annan Planını kabul etmemesine rağmen, AB'ye üye olarak kabul edilmesiyle ilgili bir sorunu üzerine "İsveç Parlamentosu bu konuda çok net. Kıbrıs konusu Türkiye'nin üyeliğini engellememelidir. Tekrar ediyorum, engellememelidir" karşılığını verdi. İsveç Parlamentosu Başkanı Sydow, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirirken de şunları söyledi:
"Ben iki ülke ilişkilerini , İsveç açısından son derece tatminkar buluyorum. İsveç ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler geçtiğimiz yıl yüzde elli arttı, bence bu müthiş bir rakam. Siz makroekonomik alanda da büyük ilerlemeler kaydettiniz. Türkiye, İsveçli yatırımcılar için artık son derece cazip bir pazar. Tabii Türkiye'nin AB üyesi olma süreci de bu yatırımların sağlıklı olması açısında önemli görünüyor.
Dolayısıyla, sizin Avrupa birliğine üyeliğiniz ne kadar çabuk olursa bu herkes için o kadar iyi olacaktır. Elbette, sadece ekonomik değil insani ilişkilerimiz de çok iyi. Stockholm'de bir futbol takımı, Türk gençlerden oluşuyor ve ligde son derece başarılı... Türk asıllı bir çok politikacı var.. Ben, ekonomik ve insani ilişkilerin dengede gelişmesinden yanayım...
Tabii, İsveçli turistleri de unutmamak gerekir. Türkiye çok popüler bir ülke.. Ben, ayrıca, akademik çalışmaların da artması gerektiğini ve yazılı ve görsel medyanın da iki ülke ilişkilerini geliştirmeye yardımcı olacağını düşünüyorum."
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın resmî konuğu olarak Ankara'da bulunan Sydow, TBMM TV'de gezisini değerlendirdi. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Avrupa'da farklı görüşlerin nereden kaynaklandığına ilişkin soru üzerine Sydow, parlamenterlerin, insan hakları ve demokrasi konularında çok dikkatli davrandığını belirterek şöyle devam etti:
"Biz demokrasiye de çok önem veriyoruz. Eğer, demokrasi konusunda kusurları olan bir ülkeyi birliğe kabul edersek, bizim avrupa birliği üyeliğimizde de zorluklar yaşanır... Yüzde 100 demokratik olmayan bir ülke, birliği de meşruiyet problemiyle karşı karşıya bırakır..
Ağır eleştiriler yönelttiğimiz bir ülkenin birliğe üyeliğini varsayalım, o ülkenin de katkılarıyla alınacak kararlar ne derece sağlıklı olacaktır?? Ortaya çıkan sorunlar da çözümsüz sorunlar olacaktır..
Diğer ülkeler ve liderler, geçtiğimiz yıl 17 Aralık'ta Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda uzlaşmaya vardılar. Avrupa Birliği sadece siyasi değil, aynı zamanda yasal bir birlik. Dolayısıyla yapılacak en doğru şey verilen sözlerin yerine getirilmesidir. Birlik organlarında alınan Türkiye'nin AB'ye üyelik kararı gecikmeden uygulanmalıdır. Daha önce İsveç'ten de istenen bazı teknik taleplerin de elbette yerine getirilmesi gerekir. Son ve kesin çözüm, birlik içinde uzlaşmayla gelecektir."
İsveç'in, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda diğer ülkelerle temas halinde olduğunu belirten Sydow, Türkiye'nin üyeliğinin AB içinde çok konuşulan bir konu olduğunu, diplomatik ve politik düzeylerde her zaman gündemde yer bulduğunu hatırlatarak, "Kendi ülkem söz konusu olduğunda, parlamentoda kesin karar alındığını ve Türkiye'nin üyeliğine tam destek verdiğimizi söyleyebilirim" diye konuştu.
Rum kesimi'nin Annan Planını kabul etmemesine rağmen, AB'ye üye olarak kabul edilmesiyle ilgili bir sorunu üzerine "İsveç Parlamentosu bu konuda çok net. Kıbrıs konusu Türkiye'nin üyeliğini engellememelidir. Tekrar ediyorum, engellememelidir" karşılığını verdi. İsveç Parlamentosu Başkanı Sydow, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirirken de şunları söyledi:
"Ben iki ülke ilişkilerini , İsveç açısından son derece tatminkar buluyorum. İsveç ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler geçtiğimiz yıl yüzde elli arttı, bence bu müthiş bir rakam. Siz makroekonomik alanda da büyük ilerlemeler kaydettiniz. Türkiye, İsveçli yatırımcılar için artık son derece cazip bir pazar. Tabii Türkiye'nin AB üyesi olma süreci de bu yatırımların sağlıklı olması açısında önemli görünüyor.
Dolayısıyla, sizin Avrupa birliğine üyeliğiniz ne kadar çabuk olursa bu herkes için o kadar iyi olacaktır. Elbette, sadece ekonomik değil insani ilişkilerimiz de çok iyi. Stockholm'de bir futbol takımı, Türk gençlerden oluşuyor ve ligde son derece başarılı... Türk asıllı bir çok politikacı var.. Ben, ekonomik ve insani ilişkilerin dengede gelişmesinden yanayım...
Tabii, İsveçli turistleri de unutmamak gerekir. Türkiye çok popüler bir ülke.. Ben, ayrıca, akademik çalışmaların da artması gerektiğini ve yazılı ve görsel medyanın da iki ülke ilişkilerini geliştirmeye yardımcı olacağını düşünüyorum."
