2005-05-25 - 20:30
TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş'NİN 2003 YILI FAALİYETLERİ, TBMM KİT KOMİSYONU'NDA İBRA EDİLDİ
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Azmi Aksu, özelleştirme sürecinin uzaması ve yaşanan belirsizliklerin, verimlilik ve işgücü motivasyonunun düşmesine neden olduğunu söyledi.
TBMM KİT Komisyonu'nda, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin 2003 yılı faaliyetleri ibra edildi.

Komisyonda konuşan Aksu, şirketin yaklaşık 1.739.000 ton/yıl şeker üretim kapasitesiyle sektörde yüzde 70'lik paya sahip olduğunu belirterek, şirketin faaliyetlerini 25 şeker fabrikası, 4 alkol, 5 makine, 1 elektromekanik aygıtlar, 1 tohum işleme, 1 şeker enstitüsü ve 2 tarımsal işletme ile sürdürdüğünü söyledi.

Aksu, 2003 yılında bedeli ödenen 9 milyon 131 bin ton, 2004 yılında ise 9 milyon 528 bin ton pancar üretimi gerçekleştirildiğini; 2005 yılı pancar kotasının da 9 milyon 700 bin ton olduğunu kaydetti.

Kurumun genel satış hacminin 2003'te 1 katrilyon 895 trilyon 187 milyar, 2004 yılında ise 1 katrilyon 876 trilyon 258 milyar lira olduğunu belirten Aksu, Hazine desteği olmaksızın 2003 yılının 378, 2004 yılının ise 121 trilyon lira dönem karıyla kapatıldığını söyledi.

Aksu, kurumun faaliyetleri ve sorunları hakkında bilgi vererek, Türkşeker'in bağlı ortaklığı durumundaki Kütahya Şeker Fabrikası A.Ş. ile iştiraklerindeki hisselerin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na devredildiğini hatırlattı. Aksu, başta Kütahya Şeker fabrikası olmak üzere iştiraklerinin çoğundaki kamu hisselerinin satışının idarece tamamlandığını kaydetti.

TÜRKŞEKER'İN SORUNLARI
Özelleştirme sürecinin uzaması ve yaşanan belirsizliklerin, verimlilik ve işgücü motivasyonunun düşmesine neden olduğunu ifade eden Aksu, ayrıca, şeker fabrikalarının büyük bir kısmının eski olduğunu ve ekonomik ömrünü tamamladığını söyledi.

Aksu, nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotalarının artırılması taleplerinin ve bu şekerlerin sanayi tüketiminde giderek pancar şekerinin yerini almasının, kurumun pazar payını son derece olumsuz etkilediğini vurguladı.

Türkşeker'e tahsis edilen şeker kotasının nominal kapasitenin altında olmasına rağmen devreden stoklar nedeniyle verilen kotaların tamamının kullanılamadığını bildiren Aksu, stokların kaçak şeker girişi ve kayıt dışı şeker dolaşımı nedeniyle de arttığına işaret etti.

Kotadaki daralmanın hem pancar üreticilerinin mağduriyetine, hem de fabrikaların optimum kampanya sürelerinin altında çalışmasına yol açtığını kaydeden Aksu, yerli şekerin dış pazarda rekabet gücünün sübvansiyonla mümkün olabildiğini belirtti.

DAHİLDE İŞLEME REJİMİ
Konuşmanın ardından, bazı TBMM KİT Komisyonu üyeleri, dahilde işleme rejimi uygulaması çerçevesinde ihracatı desteklemek için ihracatçılara ucuz şeker sağlandığını, ihracatçıların ise bu şekeri ihraç etmeyip iç piyasaya sunarak, ''şirketi zarara uğrattıklarını'' söylediler.

Bunun takip edilemediğini ifade eden üyeler, ilgili araştırma komisyonu kurulması talebinde bulundular.

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürü Aksu, Nisan ayı içinde Kayseri Şeker ve Amasya Şeker A.Ş'nin bu şekilde ihraç etmesi gereken şekeri yurtiçinde sattığını söyledi.

Bu arada, sadece şeker değil, diğer dahilde işleme uygulamasındaki ürünlerinde içinde yer aldığı geniş bir çalışmanın yapılması ve bununla ilgili bir araştırma komisyonu oluşturulması tavsiyesi kabul edildi.

Komisyonda, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'ye bağlı ortaklıklardan Kütahya ve Adapazarı Şeker A.Ş'ler genel görüşe sunulurken, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin 2003 yılı faaliyetleri ibra edildi.