Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, silah arkadaşlarına ve millete sabır ve başsağlığı diledi.
Kazanın kesin nedeninin kamuoyunda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde titizlikle incelenmesi ve paylaşılması gerektiğini söyleyen Arıkan, bu kazanın son olmasını temenni etti.
Arıkan, 12 Kasım'ın "Afet Eğitimi Hazırlık Günü" olduğunu anımsatarak, afete hazırlık noktasında en büyük görevin iktidara düştüğünü kaydetti.
Türkiye'nin deprem ülkesi olduğuna dikkati çeken Arıkan, "'Sesimi duyan var mı?' sorusu, bir kez daha yüreklerimizi yakmadan, on binlerce insanımız bir kez daha depreme kurban verilmeden ülkemizdeki yapı stoku bir an önce depreme hazırlıklı hale getirilmeli." dedi.
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde binanın çökmesi, Dilovası ilçesindeki kozmetik fabrikası yangını, Ordu'nun Fatsa ilçesindeki taş ocağı şantiyesinde meydana gelen göçük ve Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde inşası süren viyadükte iskelenin çökmesine değinen Arıkan, olaylarda ölenlere rahmet diledi.
Arıkan, yaşananların kaza değil cinayet olduğunu dile getirerek, "Şimdi herkesin aklında şu sorular var: Acaba Gebze, Dilovası için adalet sağlanacak mı? Acaba hukuk gerçekten işleyecek mi?" diye konuştu.
Vatikan Devlet Başkanı ve Katoliklerin ruhani lideri Papa 14. Leo'nun bu ay sonunda Türkiye'ye yapacağı seyahati hatırlatan Arıkan, ziyareti dikkat ve şüpheyle takip ettiklerinin altını çizdi.
Papa'nın ziyaretinin açık, şeffaf ve kamuoyuna hesap verebilir biçimde tartışılması gerektiğini söyleyen Arıkan, şöyle konuştu:
"ABD Başkan Yardımcısı Vance'in katılımı, bu sürecin sadece Vatikan'a ait bir girişim olmadığını, aynı zamanda küresel politik ve jeostratejik boyutlara sahip olabileceğini bizlere gösteriyor. Bu ziyaretin sözde 'dinler arası diyalog' gibi siyonist bir projenin aşaması olarak takdim edildiğini görüyoruz. Burada mesele turizm değil yumuşak güç alanlarının yeniden dizaynıdır. Türkiye, bu adımı kendi egemenlik perspektifinden değerlendirmelidir. Buradan iktidara sesleniyorum: Ülkemizin yumuşak gücünü doğru kullanın. ABD'nin, Vatikan'ın coğrafyamızı kuşatma hedeflerine karşı uyanık olun. Bu ziyaretin onlar için asla bir siyasi kazanım olmasına müsaade etmeyin."
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Türkiye'de hiç bitmeyen bir ekonomik krizle karşı karşıya kalındığını savundu.
İktidar yetkililerinin 2024'te 2025 yılı enflasyon beklentisini yüzde 25 olarak belirlediğini kaydeden Arıkan, milyonlarca vatandaşın maaşına da bu tahmin üzerinden zam yapıldığını anlattı.
Arıkan, Merkez Bankasının 2025 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 31 ile yüzde 33 çıkarttığını söyleyerek, "Milyonlarca vatandaşımız adına sormak istiyorum, yüzde 25 üzerinden haklarını gasbettiğiniz asgari ücretlinin enflasyon farkını yıl bitmeden iade edecek misiniz? Gelecek yılın zam oranlarını açıklarken yüzde 33 üzerinden mi zam vereceksiniz yoksa 2026 tahmini olan ve asla tutturamayacağınız yüzde 13 üzerinden mi vereceksiniz?" diye sordu.
Hükümetin enflasyon beklentisine göre zam yapma planının çöktüğünü savunan Arıkan, "Sakın ha, aklınızdan, gelecek yılın zammını yine 'beklenti' rakamlarına göre yapmak geçmesin. Emeklinin, asgari ücretlinin, işçinin, emekçinin hakkı en düşük yoksulluk sınırı olmalıdır." dedi.
