2005-05-26 - 18:30
Arınç "Türkiye-ABD ilişkileri değişik boyutlarıyla geniş bir yelpazede önemli ortak hedeflere yönelik olarak gelişmektedir" dedi
TBMM Başkanı Bülent Arınç ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından "Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi-CSIS"de, "Özgürlükler ve Demokrasi Ortağı TBMM" başlıklı bir konferans verdi.
Arınç "Türkiye-ABD ilişkileri değişik boyutlarıyla geniş bir yelpazede önemli ortak hedeflere yönelik olarak gelişmektedir. Bizi birleştiren unsurlar, hiç şüphesiz bizi ayıranlardan kat kat daha fazladır. Bu anlamda, beraber çalışarak karşı karşıya bulunduğumuz risk ve tehditlere karşı birlikte başarılı olmamamız için hiçbir sebep yoktur" dedi.
ABD'ye, TBMM Başkanı düzeyinde bir ilk olan ziyaretinin Meclisimizin açılışının 85'inci yıldönümüne denk gelmesinin de anlamlı bir rastlantı olduğunu söyleyen ve "Türkiye'de eksiksiz demokrasi, dünyada parlamenter diplomasi" şiarıyla yola çıktıklarını belirten Arınç, "Türkiye demokratikleşme alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Türk milletinin siyasi iradesini yansıtan TBMM, bu alanda hükümetle ve muhalefetle işbirliği içerisinde dev adımlar atmıştır" dedi.
AB'nin Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni karşıladığını, müzakerelere başlama kararının almasında, bu reformlar temel rol oynadığını belirten Bülent Arınç, AB'ye üyelik sürecinin her aşamasında verdiği destekten ötürü Türk halkı adına ABD yönetimine teşekkür etti. Arınç şöyle devam etti:
"Laik demokratik yapısıyla Türkiye, bölgesine ve dünyaya ilham kaynağı olmaktadır. Türkiye bu anlamda kendi bölgesinde esen demokratikleşme rüzgarlarını büyük bir sevinç ve heyecanla izlemekte, mümkün olan her ortamda somut ve özgün katkılar sağlamaktadır.
Demokratikleşmenin bölgemizde desteklenmesi konusunda, Türkiye'nin sağlayacağı katma değer son derece önemlidir. Türkiye geçen yıl Sea Island'da yapılan G-8 zirvesinden buyana, Demokrasi Yardım Diyaloğu'nun eş başkanlarından biri olarak katkılarını sürdürmektedir. Aynı zamanda Türkiye, örneğin İslam Konferansı Örgütü gibi, her uluslararası forum ve ortamda demokratikleşme ve iyi yönetişim yolunda reformları desteklemektedir.
Türkiye'nin bu özellikleri, ABD ile dost ve müttefik ilişkiler düzeyine, demokrasi ortağı boyutunu eklemektedir. Önümüzde ABD ile ilişkilerde somut ve olumlu bir ortak gündem bulunmaktadır. Bu ortak gündem bölgemizin ve dünyamızın zorlu meselelerine karşı birbirimizi tamamlayıcı biçimde hareket etmemizi sağlamaktadır. Türkiye bu bağlamda, özellikle Avrupa-Atlantik bağlarının daha da güçlendirilesi yönünde ittifak içinde özel çaba harcamaktadır."
Bülent Arınç, Temsilciler Meclisi Başkanı Denis Hastert 2002 yılında Türkiye'yi ziyaret ettiğini; Türk-Amerikan ilişkileri yeni yıla yoğun bir diplomasi trafiğiyle girdiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ortaklığımız, demokratikleşmenin desteklenmesinden terörle mücadeleye, transatlantik ilişkilerinin geliştirilmesinden, Irak'ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğine kadar çok geniş bir konu dağarcığında olumlu etki yaratmaktadır.
Türkiye, ABD ile gerek NATO kapsamında gerek ikili düzeyde, Balkanlardan, Ortadoğu'ya, Kafkaslara ve Asya'ya uzanan geniş coğrafyada, barışın ve demokrasinin yerleşmesi yolunda ortak çabalar harcamaktadır.
Irak'ta işleyen siyasi süreç çerçevesinde, bu ülkenin toprak ve ulusal birliğinin pekiştirilmesi, demokratik ve barışçıl bir ülke kimliğiyle uluslararası toplumun saygın bir üyesi olması konusunda ülkelerimiz ortak görüşe sahiptir. Önümüzdeki dönemde, Irak'ın önünde zor dönemeçler bulunmaktadır. Türkiye Irak'ın kalkınmasına somut destek sağlamaktadır. Ovaköy'de ikinci bir sınır kapısının açılması, bu destek ve katkımızın geniş potansiyele ulaşılması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Irak konusunda beklentilerimiz ve bazı endişelerimiz bulunmaktadır.
Türkiye, uzun zamandan bu yana terörün yarattığı acıları yaşamış bir ülke olarak, terörle mücadelede uluslararası dayanışma gereğini daima savunmuş, tüm dünyaya bu yönde çağrılarını sürdürmüş, öncülük yapmıştır.
Türkiye ve ABD'nin, insanlığın terör belasından arındırılması için her zamankinden daha sıkı bir işbirliği ve dayanışma içerisinde olmaları gerektiğine inanıyorum.
Türkiye'nin laik, demokratik, çağdaş varlığını hedef alan PKK terör örgütünün Irak'ta yer bulamaması, ülkemiz için olduğu kadar, uluslararası boyutta terörle mücadelenin gerçek başarısı bakımından da büyük önem taşımaktadır.
Ortadoğu'da, Filistin-İsrail sorunun çözüme kavuşması Türkiye'nin de, ABD'nin de büyük önem verdiği diğer bir konudur.
Türkiye hem İsrail'in hem Filistin'in dostu olarak, bu hedef için katkılarını dün olduğu gibi
bundan sonra da sürdürecektir.
Ortak ilgi ve dayanışma alanlarımız olan Kafkasya ve Orta Asya'nın dost ve kardeş halklarının barış, demokrasi ve refah içerisinde gelişmelerini sürdürmelerine büyük önem vermekteyiz."
Arınç, TBMM'nin uluslar arası ilişkilerdeki atağını ayrıntılı olarak anlattı ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye-ABD ilişkileri değişik boyutlarıyla geniş bir yelpazede önemli ortak hedeflere yönelik olarak gelişmektedir. Bizi birleştiren unsurlar, hiç şüphesiz bizi ayıranlardan kat kat daha fazladır. Bu anlamda, beraber çalışarak karşı karşıya bulunduğumuz risk ve tehditlere karşı birlikte başarılı olmamamız için hiçbir sebep yoktur.
İnsanlığın, barış, özgürlük, insan haklarına saygılı, demokrasi ortamında refah içerisinde yaşamasının, tüm ulusların ortak hedefi olduğu 21. yüzyılda, Türkiye ve ABD'nin bugüne kadar sergiledikleri ve güçlendirdikleri dostluk ve ittifak bağları daha da pekişmelidir."
Arınç "Türkiye-ABD ilişkileri değişik boyutlarıyla geniş bir yelpazede önemli ortak hedeflere yönelik olarak gelişmektedir. Bizi birleştiren unsurlar, hiç şüphesiz bizi ayıranlardan kat kat daha fazladır. Bu anlamda, beraber çalışarak karşı karşıya bulunduğumuz risk ve tehditlere karşı birlikte başarılı olmamamız için hiçbir sebep yoktur" dedi.
ABD'ye, TBMM Başkanı düzeyinde bir ilk olan ziyaretinin Meclisimizin açılışının 85'inci yıldönümüne denk gelmesinin de anlamlı bir rastlantı olduğunu söyleyen ve "Türkiye'de eksiksiz demokrasi, dünyada parlamenter diplomasi" şiarıyla yola çıktıklarını belirten Arınç, "Türkiye demokratikleşme alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Türk milletinin siyasi iradesini yansıtan TBMM, bu alanda hükümetle ve muhalefetle işbirliği içerisinde dev adımlar atmıştır" dedi.
AB'nin Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni karşıladığını, müzakerelere başlama kararının almasında, bu reformlar temel rol oynadığını belirten Bülent Arınç, AB'ye üyelik sürecinin her aşamasında verdiği destekten ötürü Türk halkı adına ABD yönetimine teşekkür etti. Arınç şöyle devam etti:
"Laik demokratik yapısıyla Türkiye, bölgesine ve dünyaya ilham kaynağı olmaktadır. Türkiye bu anlamda kendi bölgesinde esen demokratikleşme rüzgarlarını büyük bir sevinç ve heyecanla izlemekte, mümkün olan her ortamda somut ve özgün katkılar sağlamaktadır.
Demokratikleşmenin bölgemizde desteklenmesi konusunda, Türkiye'nin sağlayacağı katma değer son derece önemlidir. Türkiye geçen yıl Sea Island'da yapılan G-8 zirvesinden buyana, Demokrasi Yardım Diyaloğu'nun eş başkanlarından biri olarak katkılarını sürdürmektedir. Aynı zamanda Türkiye, örneğin İslam Konferansı Örgütü gibi, her uluslararası forum ve ortamda demokratikleşme ve iyi yönetişim yolunda reformları desteklemektedir.
Türkiye'nin bu özellikleri, ABD ile dost ve müttefik ilişkiler düzeyine, demokrasi ortağı boyutunu eklemektedir. Önümüzde ABD ile ilişkilerde somut ve olumlu bir ortak gündem bulunmaktadır. Bu ortak gündem bölgemizin ve dünyamızın zorlu meselelerine karşı birbirimizi tamamlayıcı biçimde hareket etmemizi sağlamaktadır. Türkiye bu bağlamda, özellikle Avrupa-Atlantik bağlarının daha da güçlendirilesi yönünde ittifak içinde özel çaba harcamaktadır."
Bülent Arınç, Temsilciler Meclisi Başkanı Denis Hastert 2002 yılında Türkiye'yi ziyaret ettiğini; Türk-Amerikan ilişkileri yeni yıla yoğun bir diplomasi trafiğiyle girdiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ortaklığımız, demokratikleşmenin desteklenmesinden terörle mücadeleye, transatlantik ilişkilerinin geliştirilmesinden, Irak'ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğine kadar çok geniş bir konu dağarcığında olumlu etki yaratmaktadır.
Türkiye, ABD ile gerek NATO kapsamında gerek ikili düzeyde, Balkanlardan, Ortadoğu'ya, Kafkaslara ve Asya'ya uzanan geniş coğrafyada, barışın ve demokrasinin yerleşmesi yolunda ortak çabalar harcamaktadır.
Irak'ta işleyen siyasi süreç çerçevesinde, bu ülkenin toprak ve ulusal birliğinin pekiştirilmesi, demokratik ve barışçıl bir ülke kimliğiyle uluslararası toplumun saygın bir üyesi olması konusunda ülkelerimiz ortak görüşe sahiptir. Önümüzdeki dönemde, Irak'ın önünde zor dönemeçler bulunmaktadır. Türkiye Irak'ın kalkınmasına somut destek sağlamaktadır. Ovaköy'de ikinci bir sınır kapısının açılması, bu destek ve katkımızın geniş potansiyele ulaşılması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Irak konusunda beklentilerimiz ve bazı endişelerimiz bulunmaktadır.
Türkiye, uzun zamandan bu yana terörün yarattığı acıları yaşamış bir ülke olarak, terörle mücadelede uluslararası dayanışma gereğini daima savunmuş, tüm dünyaya bu yönde çağrılarını sürdürmüş, öncülük yapmıştır.
Türkiye ve ABD'nin, insanlığın terör belasından arındırılması için her zamankinden daha sıkı bir işbirliği ve dayanışma içerisinde olmaları gerektiğine inanıyorum.
Türkiye'nin laik, demokratik, çağdaş varlığını hedef alan PKK terör örgütünün Irak'ta yer bulamaması, ülkemiz için olduğu kadar, uluslararası boyutta terörle mücadelenin gerçek başarısı bakımından da büyük önem taşımaktadır.
Ortadoğu'da, Filistin-İsrail sorunun çözüme kavuşması Türkiye'nin de, ABD'nin de büyük önem verdiği diğer bir konudur.
Türkiye hem İsrail'in hem Filistin'in dostu olarak, bu hedef için katkılarını dün olduğu gibi
bundan sonra da sürdürecektir.
Ortak ilgi ve dayanışma alanlarımız olan Kafkasya ve Orta Asya'nın dost ve kardeş halklarının barış, demokrasi ve refah içerisinde gelişmelerini sürdürmelerine büyük önem vermekteyiz."
Arınç, TBMM'nin uluslar arası ilişkilerdeki atağını ayrıntılı olarak anlattı ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye-ABD ilişkileri değişik boyutlarıyla geniş bir yelpazede önemli ortak hedeflere yönelik olarak gelişmektedir. Bizi birleştiren unsurlar, hiç şüphesiz bizi ayıranlardan kat kat daha fazladır. Bu anlamda, beraber çalışarak karşı karşıya bulunduğumuz risk ve tehditlere karşı birlikte başarılı olmamamız için hiçbir sebep yoktur.
İnsanlığın, barış, özgürlük, insan haklarına saygılı, demokrasi ortamında refah içerisinde yaşamasının, tüm ulusların ortak hedefi olduğu 21. yüzyılda, Türkiye ve ABD'nin bugüne kadar sergiledikleri ve güçlendirdikleri dostluk ve ittifak bağları daha da pekişmelidir."
