2005-11-18 - 12:00
TBMM BAŞKANI ARINÇ: ''SİYASETTE ELEŞTİRİ OLUR AMA ELEŞTİRİ İLE HAKARETİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAMAK LAZIM''
Romanya'ya yaptığı resmi ziyaretin son gününde, Köstence'de kaldığı otelde gazetecilerle sohbet eden Arınç, 13 Kasım Pazar günü düzenlediği basın toplantısında, türbanla ilgili özel bir konuşma yapmadığını, herkesin fikrini ifade ettiği bir zamanda, kendisinin de konu hakkında hukuki bir tahlilde bulunduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçen hafta türban konusunda yaptığı açıklamalarının ardından kendisine yöneltilen eleştirilerle ilgili olarak ''Siyasette eleştiri olur ama eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak lazım'' dedi.

Romanya'ya yaptığı resmi ziyaretin son gününde, Köstence'de kaldığı otelde gazetecilerle sohbet eden Arınç, 13 Kasım Pazar günü düzenlediği basın toplantısında, türbanla ilgili özel bir konuşma yapmadığını, herkesin fikrini ifade ettiği bir zamanda, kendisinin de konu hakkında hukuki bir tahlilde bulunduğunu söyledi.

Konuşmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının yanlış olabileceğini ifade etmeye çalıştığını belirten Arınç, başta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere pek çok kişinin bu konudayorum yaptığını bildirdi.

Toplantıda bu konudaki görüşlerini aktardığını hatırlatan Arınç, orada yaptığı tekliflerin, ''pozitif yaklaşım amacına yönelik'' olduğunu belirtti.

MAKAMA SAYGI...-
Türkiye'de siyasetçilerin birbirlerini eleştirdiğini, bunun, onların en doğal hakkı olduğunu kaydeden Arınç, ancak kendisinin hiçbir zaman meclis başkanlarını doğrudan hedef alarak, basının önünde eleştirmediğini ifade etti. Arınç, şöyle konuştu:

''Bunu, onun makamına yapılmış bir saygının gereği olarak düşündüm. Meclis'te görev yaptığım süre içinde 5 meclis başkanı geldi,geçti. Onların yanlışları da oldu, doğruları da oldu. Hepsi Meclis'i temsil etti. Onları gelişigüzel eleştirme hakkını kendimde görmedim.

Dolayısıyla siyasetçi arkadaşlarıma küçük bir tavsiyem olacak; bu makamın saygınlığını, bu makamın Türkiye'de temsil ettiği konuma gölge düşürecek, beni polemik yapmaya zorlayacak, beni cevap vermeye yönlendirecek, bir tartışmayı yapmasalar çok daha iyi olur.

Bunu yaparlarsa ben susarım. Konuşmam gerekirse, zorlanırsam konuşurum. Karşılıklı polemiğe yol açarız. Bu, makam için saygınlığı zedeleyici bir unsur olabilir.''

Arınç, siyasi partileri temsilcilerinden, Meclis Başkanları ile ekran önünde tartışmamalarını ve polemiğe girmemelerini istedi.

ÜSLUP KİRLİLİĞİ
Eleştirilerin olması gerektiğini, muhalefetin, demokratik rejimlerin ''olmazsa olmaz'' unsuru olduğunu ifade eden Arınç, bugüne kadar kendisinin, muhalefeti rencide edecek bir tavır ve davranış içine girmediğini söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

''Siyasette eleştiri olur ama eleştiri ile hakareti birbirinden ayırmak lazım. Eleştiri ile küçük düşürücü, aşağılayıcı konuşmaları birbirinden ayırmak lazım. Son zamanlarda giderek artan üslup bozukluğu yaşanıyor. Bir üslup kirliliği yaşanıyor. Herkes en ağır eleştiriyi yapabilir ama hukukta, eleştiri ile hakareti birbirinden ayıran unsurlar vardır. Küçük düşürürseniz, aşağılarsanız, onun için olmadık tabir kullanırsanız, ki bunu son zamanlarda çokça kullananlar
var, o zaman sizin yaptığınız eleştiri değil, ağız dolusu hakaret olur. İnsanlar, bundan rencide olur ve toplum bundan zarar görür.

Çünkü sizin bu ağır üslupla yaptığınız konuşmalar, toplumun huzurunu, barışını ortadan kaldırır. Meclis'in saygınlığını, milletvekillerinin itibarını ortadan kaldırır.
Benim konuşmamı yanlış bulabilirsiniz, ancak beni savunma yapamaz durumda bırakacak, çok çirkin bir üslupla sataşacak konuşmaları, ne şahsıma ne bir milletvekili arkadaşıma ne de bir siyasi partiyi temsil eden kişiye doğrusu yakıştırırım. Ben kendi üslubumu koruyacağım,
korumaya devam edeceğim. Ama Türkiye siyaset kurumu ve parlamento adına, bütün arkadaşlara, eleştirilerinin sınırlarına dikkat etmelerini öneriyorum.''